Türkiye risk priminde Zambiya’yı geçti, ilk 10’a girdi / Haberin Peşinde Urfa
Türk şirketlerinin çıkardığı borç senetlerinin (tahvil) risk primi ortalama 774 baz puana ulaştı ve Türkiye bu alanda en kötü 10 gelişmekte olan ülke arasına girdi. Oluşan tabloya göre Zambiya şirketlerinin tahvilleri Türk şirketlerine göre daha az riskli olarak kabul ediliyor. Yani Türk şirketlerinin borçlarını geri ödeyememe riski Zambiya şirketlerine göre daha fazla.
Türk Lirası’nın dolar karşısındaki hızlı değer kaybı Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki risk primini de artırdı. Türk şirketlerin dolar cinsinden tahvillerinde risk primi ortalama 774 baz puana ulaştı ve Türkiye bu alanda en kötü 10 gelişen ülke arasına girdi.
Bloomberg konuya ilişkin haberinde, “Tehlikeli seviyeden işlem gören Türk banka tahvilleri, Erdoğan’ın iyimserliğiyle çelişiyor” başlıklı haberinde, “TL’nin rekor düşük seviyelere düşüşü, batık kredilerde artış olabileceği endişelerini teşvik etti, Türk şirketlerinin tahvillerinde risk primi Nijerya’dan daha yüksek” ifadeleri kullanıldı.
7,7 PUANLIK RİSK FARKI
774 baz puanlık risk primi, Türk şirketlerin dolar cinsi borçlanmasında ABD Hazine tahvili faizinin üzerine 7,74 yüzde puanlık fark ödemesi anlamına geliyor.
Gelişen ülkeler arasında bu açıdan en kötü durumdaki ülke, 2 bin baz puanlık risk primiyle Gana. Bu ülkeyi 1400 baz puanla Jamaika, 1200 baz puanla Arjantin, 865 baz puanla Togo, 848 baz puanla Uruguay takip ediyor. Türkiye listede 6. sırada ve Bahreyn, Ukrayna, Nijerya ve Zambiya’nın önünde yer alıyor.
Haberde, Türkiye’nin en büyük üç özel bankasının tahvillerinde risk priminin 1000 baz puanın üzerine çıktığı ve bu durumun şirketlerin aldıkları kredileri geri ödeme güçlerine dair yatırımcı görüşlerinin kötüye gittiğini gösterdiği belirtildi.
BATIK KREDİ ENDİŞELERİ ARTIYOR
2020’nin ilk yarısında bankaların kârları ve sermaye yeterlilikleri yüksek seviyede olsa da, salgın döneminde krediler için takibe düşme süresinin uzatılması, kredi hacmi artışı ve yeniden yapılandırmalar sayesinde batık kredi oranının yüzde 4,4 seviyesinde kaldığı ancak, yılın sonuna doğru oranının artmasının beklendiği aktarıldı.
Londra merkezli özel bir banka ve varlık yönetim şirketi olan Union Bancaire’den Ksenia Mishankina, “Bankalar makro ekonomik temeller tarafından daha çok belirleniyor. TL’nin mevcut zayıflığında, kredi kalitesinin düşmesi ve takipteki kredilerin artması riski bulunuyor” dedi.
BGC Partners’dan bankacılık analisti Çağdaş Doğan, TL’deki her yüzde 10’luk değer kaybının sermaye yeterlilik oranında 50 baz puanlık düşüşe neden olduğunu, bankalardaki varlık kalitesinin borç geri ödeme vadelerinin gelmesinin ardından sene sonunda tekrar odak noktası olacağını söyledi.