Petrol fiyatları dibe vurdu. Bu durumdan en çok etkilenenler arasında, geliri petrole dayanan ve silahlanmaya en çok para harcayan ülkelerden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bulunuyor.
Koronavirüs salgınıyla birlikte dünyada petrol fiyatları hızla düştü. Geliri petrole dayanan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ekonomileri olumsuz etkilendi.
Riyad ve Abu Dabi aynı zamanda dünyada silahlanmaya en çok para harcayan yönetimlerden.
Suudi Arabistan’ın batılı ülkelerle ilişkilerinin geleceği İngiliz The Guardian gazetesinin de gündeminde.
Gazetede yayımlanan bir haberde, Körfez ülkelerinin, gelirlerinin azalmasıyla daha fazla silah alamayacağı hatta mevcut anlaşmalardan da vazgeçebileceği yorumu yapıldı.
Suudi Arabistan milli gelirinin yüzde 8’ini silahlanmaya ayırıyor. 2019’da milli gelirlerine oranla silah harcamaları ise şöyle; Suudi Arabistan yüzde 8 (62 milyar dolar), Rusya yüzde 3,9 (65,1 milyar dolar), ABD yüzde 3,4 (732 milyar dolar), Hindistan yüzde 2,4 (71,1 milyar dolar), Çin yüzde 1,9 (261 milyar dolar).
Dünyanın 5. büyük silah alıcısı Suudiler, başta İngiltere ve ABD’den silah ve askeri eğitim satın alıyor.
Birleşik Arap Emirliklerinde ise harcamalarına dair verileri paylaşmadığı için etkinin ne kadar büyük olacağı kestirilemiyor.
Körfez ülkelerinin gelirlerinin azalması mevcut anlaşmalarla ilgili de soru işaretleri yaratıyor.
Petrol silah satışını etkileyecek
Uzmanlar bu ülkelerin daha fazla silah satın alamayacağı, hatta mevcut anlaşmalardan vazgeçeceği ya da erteleyeceği değerlendirmesinde bulunuyor.
Emekli CIA çalışanı Orta Doğu uzmanı Bruce Riedal, “şüphesiz bu bir dönemin sonu” yorumunu yaptı.
Küresel silah ticareti ve yolsuzluk uzmanı Andrew Feinstein ise Suudi Arabistan’ın Batılı ülkelerle silah satışı üzerine ilişkilerini geliştirdiğine dikkat çekti, “Suudiler 1 numaralı silah alıcısı olmazsa batılı ülkelerden destek de alamayacaktır” diyerek ilişkilerinin bozulabileceğini işaret etti.
Aktif askeri rolleri risk altında
Özellikle Veliaht Prens Selman’ın yönetimindeki Orta Doğu’da aktif askeri rollerinin tehlikeye girebileceği, hatta Riyad yönetiminin nüfuzunun azalacağı belirtiliyor.
Amerikan kamuoyunda oluşan tepkilere rağmen ABD Başkanı Trump, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine silah anlaşmalarını gerekçe göstererek sessiz kalmıştı.
İngiltere de benzer nedenlerle Yemen’de insan haklarının Suudiler tarafından çiğnenmesini görmezden gelmişti.
Yemen, Libya, Suriye gibi ülkelerde iç savaşı körükleyen BAE’nin geleceği ve krizin domino etkisi yaratıp yaratmayacağı ise merak konusu.
Kaynak: TRT Haber