ABD’nin Suriye’ye yeni yaptırımları 17 Haziran’dan itibaren başlıyor. Tüm dünyanın kilitlendiği 17 Haziran tarihine saatler kala bardağın taştığını bildiren BBC editörü Bowen, ‘Bir tahmine göre yıkımın boyutları 630 milyar dolar civarında… Bunu şimdi yeni bir darbenin izlemesi beklenebilir’ diye yazdı.
ABD’nin Suriye’ye yeni yaptırımları 17 Haziran’dan itibaren başlıyor. Tüm dünyanın kilitlendiği 17 Haziran tarihine saatler kala bardağın taştığını bildiren BBC editörü Bowen, “Bir tahmine göre yıkımın boyutları 630 milyar dolar civarında… Bunu şimdi yeni bir darbenin izlemesi beklenebilir” diye yazdı.
BBC Orta Doğu Editörü Jeremy Bowen, analizine “Suriye’nin güneyinde 2011 yılında Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı ayaklanmanın başladığı bölgelerde göstericiler yine sokaklarda. Gösteriler o zamankiler gibi kitlesel değil ama sloganlar aynı” cümlesiyle başlıyor:
“Eski hoşnutsuzluklar yok olmuş değil. Bu kez bardağı taşıran yiyecek sıkıntısı oldu. Suriye, yabancı gazetecilere her zamankinden daha kapalı fakat bütün haberler sıkıntı içindeki hayatların daha da zorlaştığına işaret ediyor.
Savaş ise iki dünya savaşının toplamından uzun sürdü ve hala bitmiş değil. ABD’nin tahminlerine göre 2011 yılından bu yana yaşanan iç savaşta yaklaşık 700 bin kişi öldü ve hayatta kalabilenlerin yüzde 90’ı yoksulluk içinde yaşıyor.
Savaşın Suriye ekonomisine verdiği zararın boyutlarını kimse tam olarak bilmiyor. Bir tahmine göre yıkımın boyutları 630 milyar dolar civarında. Kalabilen şeyler de yeni ve derin bir krizin altında eziliyor.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyonu sorumlusu Mark Lowcock bütün bunların sonucu olarak, “Suriyeliler bundan bir ya da iki yıl öncesinde olmadığı kadar kitlesel bir şekilde açlıkla karşı karşıya” diyor.
Ve bütün bunların sadece Suriye’de değil bütün dünyada Covid-19 salgınının ekonomik sonuçları kendisini göstermeye başladığına dikkat çekiyor: “Küresel düzeyde, gezegenimizde açlıkla yüz yüze olan insan sayısının ikiye katlanacağını tahmin ediyoruz.”
Suriye’de gıda fiyatları geçen yıla kıyasla ikiye katlanmış. Corona virüs salgınının dünya çapında yol açtığı ekonomik daralmanın bunda giderek artan bir rolü var fakat asıl temel faktör komşu ülke Lübnan’da bankaların çöküşün eşiğine gelmiş olması.
Suriye Lübnan’ı hep dış dünya ile bağlantı kurmakta kullanageldi. Lübnan Merkez Bankası, bankaların batmasını önlemek amacıyla çok katı bazı sınırlamalar getirince, Suriye parası baş aşağı yuvarlandı.
Elinizde Suriye Lirası varsa, değer kaybının boyutları dehşet verici. Bir iş sahibi olacak kadar şanslı olanlar açısından bakıldığında bile ülkedeki ortalama maaş olan 50 bin Suriye Lirası’nın İngiliz Sterlini karşısındaki değeri 2019 yılı sonunda 50’yken şu anda 12’ye düşmüş bulunuyor.
ABD’NİN YENİ AĞIR YAPTIRIMLARI
Bunu şimdi yeni bir darbenin izlemesi beklenebilir. ABD’nin Suriye’ye yeni yaptırımları 17 Haziran’dan itibaren başlıyor. Yeni yaptırım yasası Esad yönetiminin yanı sıra onun Rusya’yla birlikte en önemli müttefiki olan İran’ı da hedef alıyor.
Yaptırımları düzenleyen yasa ABD’nin politik hedefini “Beşar Esad hükümetini Suriye halkına yönelik canice saldırılarını durdurmaya zorlamak ve Suriye’de hukukun üstünlüğü, insan hakları ve komşularıyla barış içinde bir arada yaşama ilkesine saygılı bir yönetime geçişi desteklemek için diplomatik ve ekonomik baskı yöntemlerine başvurmak” olarak tarif ediliyor.
ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran’ı ülkelerinin Ortadoğu’daki bir numaralı düşmanı olarak görüyor ve ona yönelik bir ‘azami baskı’ kampanyası yürütüyorlar.
Yasanın harfiyen uygulanması halinde yeni yaptırımlar, Suriye ekonomisinden geriye kalabilenlerin çoğunu silip süpürebilir. Ekonomik yaptırımlar genellikle zarar vermeyi hedeflediği kesimlerden çok desteklendiği farz edilen kesimlerin canını yakan kaba bir silah.
SAVAŞIN SONU BARIŞ DEĞİL
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın koltuğu şu anda, askeri alanda müttefiklerinin, bilhassa Rusya’nın desteğiyle kazandığı zaferlerle çok daha sağlam. Fakat bu savaşın sonu da barışa doğru gitmiyor gibi.
Kuzey Suriye’nin kaderini Suriye değil Türkiye, Rusya ve ABD belirleyecek gibi görünüyor. Terör örgütü DEAŞ’a bağlı radikal gruplar Suriye’nin merkezindeki çöllük bölgede yeniden tahkim ediyor ve hükümet güçlerine yönelik vur kaç saldırıları yürütüyorlar.
Güney Suriye’deki isyancılar 2018 yılında teslim oldular ama yeraltında direniş sürüyor. Şimdi ekonomik krizle birlikte göstericiler bir kez daha sokaklara çıkıp 2011 yılındaki sloganlarını atmaya ve Esad rejiminin devrilmesi talebini dile getirmeye başladılar.
RUSYA’NIN BOYNUNDAKİ YÜK
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Suriye’deki savaşı ülkesinin Ortadoğu’daki gücünü yeniden tahkim etmekte kullanıyor. Fakat ABD’nin Suriye’deki son büyükelçisi Robert Ford’a göre, Rusya’nın zaferi de Beşar Esad’ınki kadar içi boş olabilir:
“Ruslar, Suriye’de ekonomik olarak çok zayıf bir müttefikle baş başa kaldı ve onun ekonomik sorunlarını halledebilecek durumda da değil. Bir bakıma boyunlarında adeta dev bir ölü taşıyorlar.”
Ama Ford yine de Beşar Esad’ın koltuğunu koruyacağını savunuyor: “Batı ülkelerinde yaptırımların çok ağır olduğu dolayısıyla Esad’ın iktidarı bırakmak zorunda kalacağı umudu var. Ama bu bana bir analizden çok bir umut gibi geliyor çünkü her şeyden önce Beşar Esad’ın yerini kimin alacağı belli değil.”
Şu durumda Suriye’de bir siyasi çözüm şansı görünmüyor bu da barış şansının olmaması demek. Suriye ekonomisi baş aşağı gider ve halkı açlıkla yüz yüze gelirken, dünya ekonomisi de yoğun bakımda ve Suriye’nin yeniden inşası için gereken milyarlarca doları şu anda ne Esad’ın düşmanları ne de dostları temin edebilir.”