Prof. Mehmet Ceyhan’dan, Sağlık Bakanlığı’na virüsle mücadele çağrısı. Vaka sayılarındaki artışa dikkat çeken Ceyhan, başlıktaki gibi dedi ve önerilerini sıraladı. Kademeli mesai olsun. Kalabalıklar sınırlandırılsın. Okullar da yarım gün eğitime dönsün.
1 Haziran’da başlayan normalleşme süreciyle birlikte vaka sayıları arttı… Bugünlerde rakamların ağustos sonu gibi azalacağını öngören uzmanlar var… Peki yaz sonu düşüş olur mu? Binli rakamlar nasıl aşağı çekilir? Bu süreçte okulların açılacak olması ne kadar riskli? İşte Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın yanıtları:
VAKALAR DÜŞMÜYOR…
– Vaka sayıları neden azalmıyor? Sizce nerede hata yapıyoruz?
En kötü düşünen bile yazın ortalarından itibaren bu salgının biteceğini ileri sürüyordu. Bizde de özellikle Bilim Kurulu üyeleri mayıs sonu ya da haziran başı bu işin biteceğini söylüyordu. Bu hem vatandaşları hem de devletleri yanılttı. Başlangıçta yavaş yavaş tedbirleri kaldıralım düşüncesi vardı. Bu hatalı öngörülerinin etkisiyle hızlı bir normalleşmeye gidildi. Yanlış öngörülerden biri şu: Biz diyorduk ki tespit edilen vakaların en az 10 katı kadar virüsü bulunduran, taşıyan ama belirtisiz olduğu için ya da çok az belirtisi olduğu için tanı konulmamış insan var. Abarttığımızı düşünüyorlardı. Nitekim dünyanın birçok ülkesinde yapılan araştırmalarda bizim söylediğimiz rakam doğrulandı. En son Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı rakamla da birebir örtüşüyor. Şu anda aktif tanı konulmuş 20 bin vaka var, virüsü bulaştırma potansiyeline sahip… Bakan’ın açıkladığı binde 24 oranında PCR pozitifliğini Türkiye nüfusuyla çarptığınızda tam 200 bin ediyor. Yani 20 binin 10 katı. Bunları bulmadıkça rakamları daha aşağıya çekemiyorsunuz. İşte her ülke tarama sayılarıyla ilgili olarak bir yerde takılıyor. Biz binde takıldık. Sıfıra falan inmiyor yani ekstra bir şeyler yapmadığımız sürece…
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan
ETKİ FAZLA OLDU
– Virüsle mücadele diğer yanıldığımız noktalar neler?
İkinci büyük yanılgı, bu virüsün kış virüsü olduğu ve yazın bulaşamayacağı öngörüsü oldu. Ben, ‘Pandeminin mevsimi olmaz’ diyordum ve maalesef haklı çıktım, pandemiye sıcaklığın hiçbir etkisinin olmadığı görüldü. Üçüncü yanlış öngörü de açıkçası normalleşmenin etkisini tahmin edemedik. Hızlı ve bütün tedbirlerin neredeyse birden kaldırıldığı bir normalleşme modeli oldu. Böyle olunca sanılanın çok fazlasında bir etki ortaya çıktı. Yani 1 Haziran’da bütün kararları uygulamaya soktuk. 1 hafta sonra bir artış yaşamaya başladık. 1500’lere kadar çıktık.
MUTASYONA UĞRARSA
– Peki vaka sayısı nasıl azalır?
Bu durumda ekstra tedbirler almanız gerekiyor. Sadece insanları ikna etmeye çalışarak bu vaka sayısının çok aşağı düzeylere inmesi mümkün değil. Bu ancak virüs mutasyona uğrarsa olabilir yoksa şu anki durumuyla sadece bu tedbirlerle çok aşağı indiremiyoruz. Ben Bakanlığa da ilettim bunları. Kendi kendine düşmez bu rakam… Sıfırı gören ülke yok… Yeni Zelanda kutlamalar yaptı, başa döndü… Garantisi yok… Yani yüzleri görsek de tekrar binlere çıkabilir. ‘Biz bu işi hallettik’ dediğiniz anda herkes bittiğini sanır. Sıfırlar ancak virüs mutasyona uğrarsa olur.
EYLÜLDE BİTECEĞİNİN GARANTİSİ YOK
– Okulların açılacak olması riskli mi?
Evet riskli… Biz bu virüs yüküyle gidersek bunların bir kısmı da okul çağındaki çocuklar içerisinde olacak. ‘Ağustos erken’ diyenler de var. Ben katılmıyorum. Eylül sonunda daha iyi olacağımızın garantisi yok. Şunu önerdim: Tam gün eğitim veren okullar yarım güne dönsün, aynı anda bir arada bulunan kişi sayısı azalsın. Eğitimin bazı kısımlarının online bazı kısımlarının okulda olmak üzere pandemi gerçekleri de göz önüne alınarak program şekillendirmek lazım.
– Çocuklu aileler nelere dikkat etmeli?
Aileler çocuklarını kalabalıklardan uzak tutsun, yakın temaslı oyunları engellesin. Oyun parklarında yanlarında el dezenfektanı bulundursunlar. Çocuk maske takamadığı için evdeki riskli insanlarla yani yaşlılarla en az 2 metrelik mesafeyi korumaya dikkat etsinler.
İşe başlama ve bitiş saatleri farklı olsun
– En büyük risk taşıyan yerlerden biri toplu taşımadır… İnsanlara, ‘yarın aynı saatte işe başlıyorsunuz’ derseniz ancak tıklım tıklım gidebilir. Ben kademeli mesai öneriyorum. Mesela iş yerlerinde bir grup 7’de, bir grup 8’de, bir grup 9’da başlayacak. Dönüş saatleri de farklı olacak. Bu sayede toplu taşımalardaki kalabalığın önüne geçilebilir.
– Bütün Türkiye’ye test yapamazsınız. En azından insanlarla çok temas eden bazı meslek gruplarına aralıklı testler yapmak lazım. Sağlık personeli, kasiyerler. garsonlar, berberler, şoförler ile danışma ve gişe çalışanları… O insanları arada tarayıp, pozitif olanları bulup izole edebilirsek bulaşı bir miktar önleyebiliriz.
Şehirler arası virüs transferine dikkat
Bir başka şey özellikle şehirler arası virüs transferi… Yani İstanbul’dan. Ankara’dan, Bursa’dan, virüsün çok olduğu yerlerden kalkıp, artık virüsün iyice azaldığı, kontrol altına alındığı yerlere giden insanlar buralarda odak oluşturdular. Bu şehirlerde yeniden patlamalar yaşandı. Bunu önlemek için şunu önerdim, özellikle bu illerden o tip illere giden insanlara, yolculuktan 3-4 gün önce bir zaman belirleyip, test yapılıp sonuç negatifse seyahate izin verilebilir. Bu da virüs pozitif vakaların gidip bir yerde odak başlatmasını engelleyebilir.
65 yaş üstünü koruyamıyoruz
65 yaş grubunu, maskeye, mesafeye dikkat etmeyen gruptan korumak lazım. O insanlar kendileri dikkat ediyor ama onlara yanaşanlar dikkatsiz. Bu insanlara güvenli alanlar sağlanmalı. Ben demiyorum ki şu parklara gidin onun dışındakilere gidemezsiniz… Ama o insanlara, ‘Buraları kontrol ediyoruz’ denilebilir. Bu insanların gitmek zorunda olduğu bankalar, kuaförler var. Buralara da denir ki haftada 1 gün sadece bu gruptaki insanlara hizmet vereceksiniz. Yoğun bakımlarda yeniden hasta yükü artmaya başladı. Bunun nedeni 65 yaş üstünü koruyamamak.
Buluşmalara da kişi sayısı sınırı
Kalabalıklaşmaların sınırlandırılması lazım. Diyeceksiniz ki herhangi bir neden olmadan toplanmalarda, buluşmalarda, bu arkadaş ya da akraba buluşması falan olabilir, en fazla 10 kişi bir araya gelebilir. Bir taziye evinden 200’e yakın vaka çıkıyor. Bunu önlemek için taziye evinde en fazla 15 kişi bulunabilir. Bunlar çıktıktan sonra temas edilen yerler dezenfekte edilir. Sonra 10-15 kişi daha alınır. Askere uğurlama törenlerinde en fazla 25-30 kişi bulunabilir. Çünkü birdenbire ortama bir süper bulaştırıcı giriyor ve yüzlerce vaka çıkıyor ortaya.