Konya’da, Selçuk Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin’den corona salgını ile ilgili tartışılacak bir açıklama geldi. Şahin, virüsün önlenebilmesi için gerekli adımları sıralarken bu adımlardan birinin toplumun belli bir kesiminin virüse yakalanıp bağışıklık gelitirmesi gerektiği olduğunu söyledi.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, virüsün önlenmesi için üç tedbirin olduğunu belirterek tartışılacak açıklamalarda bulundu.
Virüsle mücadeledeki tedbirleri sıralayan Şahin, “Bunlardan birisi aşının geliştirilmesidir. Bu yönde ümit verici çalışmalar olmasına rağmen henüz bir tarih ortada yok. 3- 5 ay kadar böyle bir gelişmenin olması beklenmemektedir. İkincisi çok etkin bir ilacın olması lazım. Elimizde bu da yok. Bu konuda etkili olabileceği ifade edilen bir kaç tane ilaç tanımlanmıştır ve ben çıkacağını ümit ediyorum.
“BU CÜMLE ELEŞTİRİLEBİLİR”
Geriye bir tek husus kalmaktadır. Bu da toplumun belli bir kesiminin bu virüse yakalanıp, bu virüsle bizim aktif immünizasyon dediğimiz ümmünizasyonun (bağışıklık) gerçekleşmesiyle virüs toplumdan uzaklaşır gider. Bu son söylediğim cümle eleştirilebilir bir yaklaşımdır ama; tıbbi bir gerçektir. Toplumun belli bir kesmi, bu hastalığa karşı immünizasyon ve direnç kazanmadıkça bu hastalığı atlatmamız mümkün olmayacaktır. Bu nedenle kontrollü bir şekilde bu sürecin yaşanması gerekiyor. ” dedi.
SÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Konya’da ‘COVID-19’ hastalarının yoğun olduğunu ancak bunların büyük bölümünün umreden dönenlerin oluşturduğunu belirtti. Türk Tabipler Birliği Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal’ın, Konya’da karantinaya girmeyen bir umrecinin virüsü 257 kişiye bulaştırdığını ve 5 kişinin de ölümüne neden olduğunu öne sürdüğü açıklamasına tepki gösteren Rektör Şahin:
”Türk Tabipler Birliği Başkanlığı’nın açıklamalarını ben talihsiz olarak yorumluyorum. Çünkü bir meslek kuruluşudur ve şu anda gündemin en önemli konusu olan halk sağlığıyla ilgili bir konu üzerinde konuşurken, daha dikkatli olması lazım. Halkı bilgilendirici, bilimsel temelleri olan ve sosyal yönüyle olayı tamamen kuşatan açıklamalar yapması gerekirdi. Fakat farklı yaklaşımıyla hiç de faydası olmayacak olumsuz bir söylem üslubu ve dili kullanılmıştır” diye konuştu.
“SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İSTEYENLER VAR”
Rektör Şahin, koronavirüs salgını nedeniyle sokağa çıkma yasağının getirilmesini isteyenlerin olduğunu belirterek, böyle bir kararın doğru olmayacağını kaydetti. Şahin, şunları söyledi:
”Sokağa çıkma yasağını isteyenler var. Sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde birçok sorunu beraberinde getirecektir. Sosyal açıdan toplumda inanılmaz bir huzursuzluk ve gerginlik oluşacaktır. Sınırlı ve kontrollü sokağa çıkma uygulanmasına rağmen, bugün bile sorun yaşanmaktadır. Onun dışında ekonomi ve sosyal hayat duracaktır. Birçok olumsuzluklar beraberinde gelecektir. Sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi sorunun çözümü için elzem ve etkili yöntem olsa yapalım deriz. Böyle bir şey yok. Biz toplumumuzu tamamen izole etmiş olsak ve 3 ay birbiriyle temassız evlerinde yaşatıyor olsak, 3 ay içinde bu virüs Türkiye sokaklarından geçmeyecek. Bu virüsle, toplum temas ettiği ilk andan itibaren yeniden salgın yaşanma riski vardır” dedi.
‘HAYVAN AŞISI ÜRETİLEN TESİSTE, İNSAN AŞISI ÜRETİLEBİLİR’
‘COVID-19′ aşısı için Gebze’de ciddi bir akademik çalışma yapıldığını hatırlatan Şahin, şının laboratuvarlarda üretilip canlılarda denenebilir hale gelmesi için yaklaşık 6-7 aylık bir sürece ihtiyaç olduğunu söyledi. Ülkemizde henüz insan aşısı üretecek bir tesis olmadığını ifade eden Şahin, bu tesisin de 2 ile 4 yıllık bir süreçte ancak kurulabileceğini kaydetti.
Bu nedenle hayvan aşısı üretilen tesislerde insan aşısının üretilebileceğini ifade eden Şahin, şunları kaydetti: ”Bizim şöyle bir önerimiz olmuştu; insan aşısı ve hayvansal aşı üretimi süreçleri birbirinin aynısı, bu konudaki tesislerde hemen hemen aynı özelliklere sahip. Hayvansal aşı üretiminde ülkemiz çok iyi durumda. Bu konuda yakın coğrafyamızdaki ülkelere aşı ihraç etmekteyiz. Bazı tesisler çok iyi düzeyde. Bu tesisler ihtiyaç halinde tabi sürecin nasıl seyredeceğini öngöremiyoruz ama; olası bir kontrolsüz süreç başladı ve çok ağır bir tablo ortaya çıktığı zaman yeni bir aşı üretecek tesis kurmaktansa bu konuda aşı üretimi yapan tesislerin laboratuarların belli kısımları düzenlenerek insan aşısı üretimi için kullanılabilir. Bu tesislerde zaten akrep ve yılan sokmalarına karşı insan için serum üretiliyor. Sadece küçük değişiklikler ve ruhsatlandırması halinde insan aşısı üretimi çok etkin bir şekilde güçlü bir elle yürütüldüğü dönemde bu ülkede 6- 9 ay içinde aşı üretilir’.’
DHA