Süleyman Soylu ile Abdulhamit Gül arasındaki ‘hukuk’ tartışmasında İçişleri Bakanı’ndan geri adım geldi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin” sözlerine ilişkin olarak, “Lafa takla attırdılar, biz hepimiz hukukun adamlarıyız, ne yapıyorsak hukukun üstünlüğü ile yapıyoruz” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 26 Ekim’de muhtarlara yönelik yaptığı konuşmada “110 bin metruk bina vardı, biz bunun 75 binden fazlasını yıktık. 15 binini de restore ettik. Geçen gün vilayetlere gidiyorum; Diyarbakır, Adana ve İstanbul da dahil olmak üzere, muhtarlarımız diyor ki ‘Efendim şurada metruk bina var burada metruk bina var. Ama mahkeme kararı var yıkamıyoruz.’ Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin. Çünkü o bina orada durdukça orada uyuşturucu kullanılıyor. Vatandaş geliyor diyor ki muhtara “Bu binayı ne yapacaksın.” Muhtar “mahkeme kararı var yıkamayız” diyor. Ben de diyorum ki gece yarısı dozer gelsin yıksın kim yıktı biz nereden bilelim ya” demişti.
Bu sözlere 8 Kasım’da yaptığı bir konuşmada gönderme yapan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül “Geçmişte yaşanan her şey esas itibariyle bugüne bir mesaj ve aynı zamanda sorumluluk ifade etmektedir. Kanaatimce geçmişte yaşananlardan alınması gereken en önemli mesaj hukuk devleti ilkesinin demokrasimiz açısından ne kadar hayati bir öneme sahip olduğudur. Bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti” demişti.
‘LAFA TAKLA ATTIRDILAR’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün yaptığı konuşmada “Sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin” sözlerine ilişkin olarak, “Lafa takla attırdılar, biz hepimiz hukukun adamlarıyız, ne yapıyorsak hukukun üstünlüğü ile yapıyoruz” dedi.
Türkiye Kadın Muhtarlar Derneği Balıkesir Buluşması’nda konuşan Soylu şunları söyledi:
“Vefa Sosyal Destek Grupları’nı, sizin buradaki katkılarınızı unutursak biz yanlış yapmış oluruz. Salgında bir afet, afetlerde kadın ve erkek muhtarlarımız canla başla mücadele ortaya koydular. Orada bu mücadele yapılırken provokasyon yapmaya çalışanlara da ben hakkımı helal etmeyeceğim, kim ederse etsin. Ağaçlar, hayvanlar, canlılar için mücadele etmek bir tarafa orada çalışan arkadaşlarımızın bir canı kurtaralım mücadelesini provokasyonlarla farklı bir noktaya getirmek istediler. Allah da milletimiz de yardımcı oldu. Orada muhtarlarımızın mücadelesi de unutulacak bir mücadele değildir. En önemli mücadele uyuşturucu mücadelesidir. Metruk binaların kaldırılıp, orada uyuşturucu kullanılmasını, kötü kötü işler yapılmasını engellemek için mücadele ediyorlar.
Muhtarlar, biz metruk binaların kaldırılması için mücadele ediyoruz, ama veraset davası var dediler ben de dedim ki elbette o dava devam eder. 2019’da çıkan bir kanun var. Eğer böyle bir metruk bina görürseniz bu bina asayişe, huzura, kamu düzenine yönelik anlayış eksikliği görüyorsanız şu adımları atarsınız. Ama sen burayı yıkamazsın asayişten dolayı diye mahkeme kararı getirirlerse yapacağımız bir şey yok, ama miras davası yürürken o ayrı bir şeydir. Ama lafa takla attırdılar, biz hepimiz hukukun adamlarıyız, ne yapıyorsak hukukun üstünlüğü ile yapıyoruz. Hukukun bize el verdiği imkanlarla yapıyoruz. Hukukla beraber olmayan içişleri bakanı mı olur dediler. Ama bana uyuşturucu gören satıcıyı polis görünce ayaklarını kırsın dedim, kıyameti kopardılar. Bunu söylediğimde uyuşturucudan ölen sayısı 941’di, şimdi 314. 941, 314’ten büyüktür. Bir kişi uyuşturucudan hayatını kaybetmesin.”