Sağlık çalışanlarında, Covid-19 vakaları Aralık-Ocak döneminde arttı / Haberin Peşinde Urfa
Sağlık çalışanlarının virüs riskini inceleyen Türk Toraks Derneği bir anket gerçekleştirerek Covid-19’a yakalanma oranını araştırdı. Araştırma sonuçlarını paylaşan, Merkez Yönetim Kurulu II. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. B. Oya İtil, sağlık çalışanlarında Covid-19 vakalarının Aralık 2020 ve Ocak 2021 sürecinde artış gösterdiğini belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü, sağlık çalışanlarının dünya nüfusunun yüzde 3’ünü, tüm Covid-19 enfeksiyonlarının ise en az yüzde 14′ ünü oluşturduğunu bildirmiştir. Buna göre dünyada her 7 Covid-19 hastasının 1’i sağlık çalışanıdır.
Aralık 2020 ve Ocak 2021 döneminde gerçekleştirilen ankete göre Covid-19’a yakalanan sağlık çalışanlarının oranı yüzde 57,4. Bu oranın tüm dünyadaki ülkelere göre Türkiye’de çok daha yüksek olduğuna dikkat çeken Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu II. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. B. Oya İtil sağlık çalışanlarının Türkiye’deki durumuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Türkiye’de Covid-19 ile enfekte sağlık çalışanı sayısının 120 bini geçtiğini, her 10 Covid-19 hastasından 1’inin sağlık çalışanı olduğunu belirtmiştir. Bugün itibarıyla Türkiye’de 28 bin 138 kişiyi Covid-19 nedeniyle kaybetmiş bulunuyoruz, bunların 380’i sağlık çalışanı. Bu demek oluyor ki, Türkiye’de Covid-19 nedeniyle ölen her 74 kişiden 1’i ne yazık ki sağlık çalışanıdır. Türkiye’deki göğüs hastalıkları uzmanlarının derneği olan Türk Toraks Derneği’nin Mesleksel Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu tarafından yürütülen, dernek üyesi sağlık çalışanlarında Covid-19 hastalığı ve özelliklerinin değerlendirildiği araştırmanın Haziran – Temmuz 2020 (1. Dönem) sonuçları daha önce paylaşılmıştı. Aralık 2020 – Ocak 2021 döneminde de aynı yöntemle araştırma tekrarlanmıştır. Anketlere verilen yanıtlara göre Haziran – Temmuz 2020 döneminde yüzde 12,1 olan Covid-19 ile enfekte sağlık çalışanı oranı Aralık 2020 – Ocak 2021 döneminde anlamlı oranda artarak yüzde 57,4 olmuştur. Bu oranlar dünya verilerinin çok üzerindedir. Tüm bu verilere rağmen sağlık çalışanlarına birçok sağlık kuruluşunda halen düzenli PCR taraması yapılmamaktadır. PCR duyarlılığının düşük olması da göz önünde bulundurularak PCR testine ek olarak, semptom takibi ve gerekirse antikor taraması da yapılmalıdır.”
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI AİLELERİYLE BİRLİKTE COVID-19 HASTALIĞINA YAKALANMAYA DEVAM ETMEKTEDİR”
Prof. Dr. İtil anketin detaylarına da değinerek sözlerine şöyle devam etti:
“Her iki anket döneminde de sigara içiyor olmak, astım olmak, yataklı serviste çalışma esnasında Covid-19 hastalığı olan hastayla temas öyküsü, iş arkadaşlarında Covid-19 öyküsü bulunması, bazı kişisel koruyucu donanımların (önlük, iş tulumu, yüz koruyucu/siperlik ve gözlük) kullanımında yetersizlik, iş dışı ve ev içi Covid-19 temas öyküsü ile aile bireylerinde Covid-19 öyküsü olması gibi faktörlerin Covid-19 hastalığına yakalanmakla ilişkili olduğu saptanmıştır. Sağlık çalışanlarının çoğunlukla aileleriyle birlikte hasta olduğu düşünülürse, yakınlarının Covid-19 hastalığına yakalanma ve ölüm oranlarının da toplumun diğer kesimlerine göre daha fazla olması kaçınılmazdır. Pandemi döneminin başındaki alkışlara rağmen, damgalanma, ayrımcılık ve şiddetin hız kesmeden devam etmesine ek olarak ailelerinin hastalanması ve en n.yetinde yaşanan kayıpların sağlık çalışanlarının tükenmişliğini hazırlayan en önemli faktörler olduğuna şüphe yoktur.”
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENMEKTEDİR”
Sağlık çalışanlarının tükenmekte olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Mesleksel Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Uz. Dr. Aylin Güngör ise bu durumun psikolojik etkilerine değinerek, “Sağlık çalışanları hastalarının, arkadaşlarının, yakınlarının enfeksiyon ve ölümlerine şahit olmaktadır. Hastalanacakları ve ölebilecekleri korkusu yaşamalarına rağmen görevlerini yapmaya devam etmektedirler. Haziran-Temmuz 2020 dönemine göre Aralık 2020 – Ocak 2021 döneminde kişisel koruyucu donanımların kullanımında azalma olduğu saptanmıştır. Pandeminin ilk aylarıyla kıyaslanınca kişisel koruyucu donanımların temininin çok daha iyi olduğu görülmektedir, o halde bunun nedenleri tükenmişlik ve hizmet içi eğitim eksiklikleri olabilir. Ayrıca Covid-19 ile mücadelede ön saflarda çalışan göğüs hastalıkları, acil tıp, enfeksiyon hastalıkları, dahili bilimlere diğer branşların desteğinin gerekliliği, bu dönemin sebep olduğu maddi ve manevi kayıpların tazmin edilmesi ve yaraların sarılmasına destek olunması çok önemlidir. Covid -19 Hastalığının meslek hastalığı olarak tanımlanması yolunda ve maluliyet – vazife malullüğü gibi kavramlar konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce atılan adımlar olumlu olmakla birlikte geliştirilmesi gerekmektedir” dedi.
“TOPLUMUN HIZLI AŞILANMASINDA SAĞLIK ÇALIŞANLARININ PAYI BÜYÜKTÜR”
Sağlık çalışanlarının ve toplumun hızla aşılanmasının pandemiyle mücadelede “olmazsa olmaz” bir kriter olduğunu ifade eden Dr. Güngör sözlerini şöyle noktaladı: “Aşılamanın verdiği güvenle maske kullanma, sosyal mesafe, temizlik ve diğer önlemlerde azalma yaşanması ihtimaline karşı, konu ile ilgili bilgilendirmenin devamı ve kontrolü gerekmektedir. SARS CoV-2 virüsünün havadaki partiküller üzerinde uzun süre kalmasıyla ilgili araştırmaların artmış olması ise sağlık kuruluşlarının havalandırılmasının önemini ve kapalı alanlardaki önlemlerin artırılmasını gündeme getirmiştir. Türk Toraks Derneği, COVID-19 pandemisinin üyeleri üzerinde her alanda yarattığı tahribatı yakından izlemeye ve çözüm yollarını araştırmaya devam edecektir.”