Pandemi sonrası çocuklar okula nasıl alıştırılmalı? Fatma Ülger’den muhteşem tavsiyeler / Haberin Peşinde Urfa
Dünya genelinde etkisi olan kovıd-19 virüsü, günlük yaşamı tamamen değiştirdi. Her alanda ciddi tedbirlerin alındığı bu süreçte okullar uzun zamandır kapatıldı. Virüsün yayılma hızını engellemek için alınan bu tedbirler aylar sonra yerini normalleşmeye bıraktı. Ancak çocuklar uzun süre evde kaldıktan sonra yeniden okula dönmeye zorlandı. Peki Pandemi sonrası çocuklar okula nasıl alıştırılmalı?
Dünya genelinde etkisi olan kovıd-19 virüsü, günlük yaşamı tamamen değiştirdi. Her alanda ciddi tedbirlerin alındığı bu süreçte okullar uzun zamandır kapatıldı. Virüsün yayılma hızını engellemek için alınan bu tedbirler aylar sonra yerini normalleşmeye bıraktı. Ancak çocuklar uzun süre evde kaldıktan sonra yeniden okula dönmeye zorlandı. Peki Pandemi sonrası çocuklar okula nasıl alıştırılmalı?
Sancaktepe Belediyesi Kreşler şefi Klinik Psikolog Fatma Ülger, çocukların bu süreci daha sağlıklı atlatması için tüyolar verdi. Pandemi sürecinde anne ve baba ile beraber yaşamayı öğrenen çocuklar, okula yeniden dönmekte zorluk çekiyor. Aynı zamanda Ülger, normalleşmeyle beraber iş yerlerine dönmek zorunda kalan anne ve babaların çocuklarına nasıl yakınlaşmaları gerektiğini anlattı. Çin’de ortaya çıkan ancak kısa sürede tüm dünyaya yayılan koronavirüs ciddi ölümlere yol açtı. Televizyon ortamına yansıyan bu görüntüler yetişkinlerden ziyade çocuklarda korkuya yol açtı. Günlük yaşamı değiştiren artık maske sosyal mesafe ve temizliği artıran bu dönemi algılamaya çalışan çocukların alışma süreci yetişkinlere göre daha karmaşık hale geldi. Bu yüzden evden ayrılmak istemeyen çocuklar için Ülger, bu durumun normal olduğunu korkulacak bir durum olmadığını çocuklara itinayla anlatılması gerektiğini vurguladı. Yasemin.com muhabiri Müge Çakmak’ın Klinik Psikolog Fatma Ülger ile yaptığı röportajın detayları:
– Okullar tekrar açıldı ama bu durum hem heyecanı hem de korkuyu birlikte getirdi. Ailelerde de çocuklarda da kov-19 kaygısı var. Bu kaygı ve korkular nasıl aşılmalı?
Öncelikle çocuklar uzun süre evlerindeydiler bunların avantajları da oldu dezavantajları da oldu. Avantajları derken daha önce beraber olamadıkları babalarıyla birliktelerdi anneler çalışıyorsa anneleriyle birlik ve beraber olma ortamı oluştu. Tabi bu beraberlikten bazı aileler olumsuz etkilendi ama ne olursa olsun çocuklar daha yakından tanıdı ebeveynlerini biliyorsunuz erkekler son derece yoğun çalışıyorlar belli bir sistemin içindeyiz bu sisteme yetişebilmek için, para kazanmak ağırlığında bakıyorlar hayata. Daha çok nasıl para kazanabilirim aileme daha iyi nasıl bakabilirim derken duygu geride kalıyor. Ne oldu çocuklar bu anlamda babalarına, annelerine duygu olarak yakınlaştılar. Daha çok oyun oynadılar benim gözlemlediğim, bana anlatılanlardan yola çıkarak ve biz şuanda Kreş Sancaktepe’deyim orayı yönetiyorum. Orda birçok velilerimiz var onlarla konuşuyoruz, ergen velileriyle konuşuyoruz gençlerin aileleriyle konuşuyoruz herkes aynı şeyi anlatıyor. Evet, bir tedirginlik var bir pandemi sürecindeyiz salgın bir hastalık var herkes çok korkuyor ama eğer ki bu aileler de anne ve baba da takıntı rahatsızlığı varsa, kaygıları çok yüksekse onların kaygı düzeyleri daha yüksek oluyor ve tabi ki bunları çocuklara yansıtıyorlar çocuk da bunun farkında. Çok korkutucu özellikle küçük yaş grubu çok ürkütücü ölüm riski var diyerek yaşıyorlar ve dışarı çıkmaktan, okula gelmekten kaygılanıyorlar. Aslında işin ters tarafından bakarsak çocuklar mı okula gelmekten kaygılanıyor yoksa veliler mi çocukları için çok kaygılılar onlar mı yollamak istemiyorlar. İşin birde bu yönü var bunu güzel yönetmek için ne olduğunu bilmemiz lazım pandeminin ne olduğunu, Kovid-19’un ne olduğunu ve sürekli sosyal medyadan bunu takip edersek ve sürekli evin içinde televizyonda haberler açık kalırsa, ölüm sayıları bu hastalıkların görsel anlamda televizyonlarda seyredersek çocukların kaygı düzeyi yüksek olur çünkü bizim kaygı düzeyimiz yüksek olur. Onun için çocuklarla zaman geçirirken mümkün olduğu kadar oyunlar oynamalıyız hangi oyunları daha çok internet, görsel yayınlar, bilgisayarlar, tabletler değil de elle oynanabilen zeka ile yürütülebilen oyunlar grup oyunları anne, baba, çocuk varsa diğer kardeşler birlikte oyun oynanması lazım bu oyunların içinde de anlatılabilir çocuklara pandemi nedir, hastalık nedir, bunlarla başa çıkma süreçleri nasıl olur, resimlerle anlatılabilir, hikayelerle anlatılabilir küçük yaş grubuna. Diğerlerine de onların anlayacağı bir dille anlatıp bu süreci doğru bir şekilde yönetebiliriz çünkü hayat devam ediyor. Biz pandemideyiz, salgındayız tabi ki kendimizi koruyacağız bu şu anlama gelmesin, hayatımızı normal devam edecek biz kendimizi korumayacağız, gerekli tedbirleri almayacağız anlamına gelmesin tabi ki alacağız ama tutarlı bir şekilde olması gereken ölçüsünde çocuğu korkutmadan geleceğe dair kaygılar yaşatmadan. Bakın pandemi sürecinde çocuğumuza anlatırken aslında onun genel hayatını kaygılı halede getirebiliriz onu nevrotik rahatsızlık yani anksiyete yüksekliği, depresyon, panik bozukluk şeklinde de ilerletebiliriz. O zaman biz anne-babalar olarak bunu önce kendimiz öğreneceğiz kendimiz sağlıklı bir şekilde hayatımıza uygulayacağız çocuklar bizi görecekler önlemlerimizi de ona göre alacağız.
– Bu süreçte okula gitmek istemeyen çocuklara aileleri nasıl yaklaşmalı?
Çocuklar aileleriyle bir aradaydı buradan biraz daha geriye gidersek çocuğa bağımlı olan anneler ve anneye bağımlı olan çocuklar var. Eğer çocukta böyle bir yapılanma varsa annesinden ayrı yaşayamıyorsa annesini tutuyorsa uzun bir zamanda annenin yanında oldu ayrılma süreci gelince ayrılık anksiyetesi dediğimiz terk edilme korkusu, annenin onu terk ettiğini zannetmesi, anneden uzaklaşma kaygılı bir çocuk ise evde anneyi bırakacak evde annenin başına bir şey gelirse bu gibi nedenlerle çocuk okula gitmiyor olabilir karın ağrıları olabilir, baş ağrıları olabilir ve çocuk regresyon dediğimiz geri sürece gidebilir. Alt ıslatabilir mesela bebeksi hareketler yapabilir okula gitmemek burada ailelere kararlı olmak düşüyor. Durumu çocuğa anlayacağı bir dille anlatmak birlikte çocuğa gitmek önlem almak ve neden ağzına maske takacağını neden ellerini yıkayacağını ama dozunda çok fazla ovalarcasına ellerini tahriş edercesine değil çocuğa anlatılacak. Okul idaresiyle de görüşülecek gidince hijyene ne kadar önem veriliyor çocuktan önce aileler gidip bakacak okul yönetimiyle konuşulacak sonra çocukla gidilecek okulda beraber gezilecek. Ondan sonra çocuk uygun bir şekilde öğretmenine teslim edilecek. Tabi öğretmenlere de büyük görev düşüyor burada. Öğretmenlerle ön görüşme yapıp ondan sonra çocuk teslim edilecek. Genelde burada anne ile babada ki kaygılanmalar söz konusu aile içinde kaygı seviyesi ne kadar yüksekse anne çocuktan ne kadar ayrılamıyor ise gerçekten çocuğun ayrılması da çok zor. Sağlıklı çocuk yetiştirme güvenli bağlanma ve güvenli ayrılma diye bir kavram vardır psikoloji de eğer bir anne bunu başarabildiyse uygun bir şekilde çocuğunu okula da bırakabilir. Çocuğa neler söylenebilir; okulunda güvende olduğunu, öğretmenlerin dikkatli olduğunu böyle bir hastalık olduğunu hastalık var ama bize hiçbir şey olmayacak bu da yanlış hastalık hepimize gelebilir bu bir süreç herkes gelebilir ama biz doğru bir şekilde hijyenimize dikkat ettiğimizde önlemlerimizi aldığımızda bize gelmesi çok zorlaşır biz bir aradayız, aileyiz, yanınızdayız her zaman çocuğumuzun okulda aynı aile gibi çocuk için gerekli önlemleri alıyor onlar için sağlıklarının iyi gitmesi yolunda ne gerekiyorsa onların yaptığından da eminiz, biz güveniyoruz okula.. Ve çocuk diyecek ki annem ve babam güveniyorsa demek ki burası güvenilir bir yer bende güvenebilirim. Annem ve babam güvenilir bir insan Öncelikle bunu duyması ve bilmesi çok çok önemli. Eğer burada bir sıkıntı yaşanıyorsa annem güvenilir değil ben ona güvenemem tutarsız bir ilişki varsa annenin çocuğuna karşı o zaman okul döneminde, ergenlik döneminde, yetişkinlik döneminde ve ikili ilişkilerde çocuk ya siyah ya beyaz ya çok sevme ya da nefret etme gibi tutarsız ilişkiler geliştirecektir.
– Okulda alınan önlemlerin okuldaki yöneticiler tarafından anlatılması çocuklardaki kaygının azalmasına ne derece etkili olur?
Çocukların güvenmeye ihtiyacı var hatta şöyle söyleyebilirim okulun ilk başladığı gün çocukların bunu duymaya ihtiyaçları olduğu için hemen derse başlamak yerine öğretmenlerin çocukları bununla ilgili sohbetler vermeleri gerekiyor ve müdürün öğretmenleri ve çocukları da toplayarak anlatması ve hangi önlemlerin alındığını ve daha önce çocukları ne kadar önemsendiğini onların ne kadar değerli olduklarını ne kadar değer verdiklerini bu yüzden önlemlerini onların sağlı gitmeleri hayata daha sağlıklı atılmaları yönünde önlemleri ne kadar önemseyerek aldıklarını anlatmaları gerekiyor. Yoksa çocuklara direkt söylenen önlem aldık şöyle davranacaksınız, böyle davranacaksınız, böyle olacak diye verilen komutların hiçbir manası yok. Bir şeyleri yapmalarını istiyorsak neden yapmaları, neden buna ihtiyaç var bunları açıklayarak yaparsak çocuklar daha rahat daha kolay daha soft geçişler yaparlar. Onun için müdürlerin, okul yönetiminin velilere önce bir veli toplantısı yapıp arkasından çocuklarla birlikte daha arkasından sadece çocuklara bu konuda anlatırlarsa çocuklar da rahatlarlar ve velilerin zihinlerinde soru işareti kalmaz. Onlarda soru işareti kalmayınca evlerine gittiklerinde evde rahat olurlar. Duygular bulaşıcıdır çocuklar bu duyguları alırlar şimdi bu oda da siz çok ağlasanız otomatikman bende o üzgün moda geçerim ve sizin neden ağladığınızı sorar empati yapar sizinle birlikte üzülürüm. Siz neşeliyseniz de aynı şekilde evde rahat, huzurlu, okuldan emin olan öğretmenlerinden emin olan veli, bir anne ve baba çocuğuna nasıl yaklaşır. Bunun tam tersini düşünün çocuk bunu alır dolayısıyla okulda da çocuğa bu şekilde anlatılırsa işte kreş olabilir, anaokulu olabilir ilköğretim, ortaöğretim ve hatta üniversitelerde çocuk çok daha gönlü rahat kendisinden emin geleceğe dair kaygıları azalmış bir şekilde devam eder diye düşünüyorum. Alınan fiziksel önlemler çok önemli ama alınan duygusal önlemlerin bir adım önünde olduğunu düşünüyorum.
– Normalleşme sürecinde ailelere tavsiyeleriniz nelerdir?
Sancaktepe Belediyesi-Kreş Sancaktepe’de yönetici olarak çalışıyorum ve bizim grubumuz 3-6 yaş grubu. Onlarla birlikte hayata başladık burada bire bir içinde yaşayan biri olarak ailelerle neler yapıyoruz hangi önlemleri alıyoruz bunlardan bahsedebilirim. Gelen çocuklarımız çok küçük kritik yaşta 3-6 yaş grubu hayata dair düşüncelerin oluştuğu, kendine dair düşüncelerin oluştuğu anneleriyle bir arada anneden daha kopamamış çocuklar var biz bunu çok güzel gözlemliyoruz aslında çocuklara baktığımızda nasıl bir ailede olduklarını anneleriyle iletişimlerinin nasıl olduğunu çok da iyi anlıyoruz ve emin olun bu çocukların evlerinde de telefonlar olabiliyor bazen öncelikle bunları konuşuyoruz hayat iletişimden, görsel iletişimden yani internetten ibaret değil anneler çocuklarına yemek yedirebilmek için ellerine telefon veriyorlar kendileri rahat konuşabilmek için yine telefon veriyorlar ve Youtube’den çizgi filmler, şarkıları açıyorlar biz öncelikle annelerle konuşuyoruz. Bakın 1990’dan sonra hiperaktivite ve dikkat bozukluğu, dikkat dağınıklığı son derece gündemde. Neden gündemde derseniz gelen çocuklardan bazıları ayakkabısını bağlayamıyor hala 5 yaş grubu yalnız yemek yiyemiyor çünkü bunu yapan birisi var, annesi var. Yemek yemeği bıraksanız bu çocuğun yemek hızı ne kadar olacak çok daha yavaş olacak değil mi? Annesi hızlı hızlı yediriyor ayakkabısını eğilip kendisi bağlaması gerekirken ki bunu dakikaya vursanız daha ağır olacak anne bağlıyor ve bırakıyor dolayısıyla çocukların bunların ekranda eğer ki sürekli telefonla, tabletle, bilgisayarla sürekli meşgulse onların bilgilerin aktığını görüyor. Annesi kendi yerine bir an önce yapıyorsa bu şekilde çok çabuk yapıldığını görüyor o zaman bu çocuk beklemeye tahammülü yok kendini beklemeye tahammülü yok çünkü her işi yavaş yapıyor ne yapıyor canı sıkılıyor yapmıyor bırakıp atıyor kitap okuyacak ama kitap okumasına gerek yok ki çizgi film var zaten çizgi filmde görüyor hem seyrediyor hem duyuyor hem ne olacağını bir an önce atlayarak gidiyor ve sonunu getiriyor. O zaman neden kitap okusun neden o kadar zamanı boşa harcasın çocuk somut düşünür bizim gibi soyut düşünmez 11-12 yaşında başlar soyut düşünce hiç gerek yok. O zaman annelerin de işine geliyor babaların da işlerine geliyor daha rahat telefonuyla konuşuyor babası daha rahat iş görüşmelerini yapıyor evde anne daha rahat arkadaşlarıyla konuluyor yemeğini yiyor. Bir anlamda şunu da söylemek istiyorum her nedense velilerin çocukların ne yediğiyle ilgili ilgilenme dereceleri bir numara ne yedi, bugün yemek yedi mi? Doğru yemek yemesi çok önemli ama ne öğrendi bugün kendine ne kattı sorusu daha önemli olmalı. Çocuk kendisiyle ilgili velinin neyi önemsediğini alıyor zaten çocuklar çok bilinçliler daha bilinçliler dolayısıyla buna uygun davranıyor ve annesinin zayıf noktasını yakalıyor yemek yemiyor annesi veriyor eline tableti veriyor eline telefonu yemek yemesini sağlıyor ve çocuk bu arada seyrediyor. Çizgi filmleri seyrederken tabi kaydırırken başka zararlı şeyleri de seyredebiliyor pandemiyle ilgili, salgınla ilgili haberleri duyuyor evin içinde diyelim ki anne ve baba haberleri seyrediyor pandemiyle, salgınla ilgili vahim şeyler anlatılıyor biliyorsunuz hastane odasında, yoğun bakımda gösterilenler de var. Dolayısıyla çocuk bunlarla ilgili görüyor ve kafasında daha büyütüyor da olabilir. Orda insanların öldüğünü yakında anne ve babasının da ölebileceğini kendisinin de orda öleceğini veya anne-babasının ölünce kendisinin bu dünyada yapayalnız kalacağının hayalini de kuruyor olabilir. Çocukların hayal dünyaları çok geniş o zaman ne yapacağız çocukları bu görüntüler ile muhatap etmeyeceğiz. Beraberiz onlarla bilgisayarı tableti telefonu vermeyeceğiz ellerine evet bu zor olabilir zahmetli olabilir daha kolayı var bizim için vermek ve kurtulmak ama biz bir çocuk yetiştiriyorsak gelecek nesiller bizim elimizdeyse bizde bunun bilincindeysek ve gelecekteki dünyanın daha iyi daha duyarlı değerleri daha yüksek daha şefkatli daha sabırlı daha kaşif bir şeyleri icaat eden daha akademik zekası da yukarıda olan duygusal zekası da yukarı da olan yetişkinler yetiştirmek istiyorsak anneler olarak bazı fedakarlıklar kendimizden ve bir şeyler vererek onları yetiştirebiliriz. O zaman şunu söyleyebiliriz haberlerle çocukları çok muhatap etmiyoruz ama Polyana gibi çok pembe tablolarda çizmiyoruz çünkü bu da hayatın bir gerçeği anlatacağız hastalık olduğunu önlemler almamız gerektiğini nasıl yaşayacağımızı aramızda bırakmamız gereken mesafeyi biz evin içinde eşimiz ile bunu uygulayacağız ki çocuk bunu yaşayacak. Gelen misafirlerle uygun şekilde oturma mesafemizi görecekler onlarda o şekilde davranacaklar biz nasıl yaşıyorsak çocuklarda emin olun bizi takip edeceklerdir.
pandemi çocuklara nasıl anlatılmalı