Operasyon öncesi kapı kapı gezdiler / Haberin Peşinde Urfa
TÜSİAD’ın, “yeni ekonomik modeli” hedef alan bildirisinden önce temas kurduğu tek kişi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu değil. TÜSİAD Başkanı Kaslowski, son dönemde CHP’nin Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na seçtirdiği Erinç Sağkan’dan AB Komiseri Oliver Varhelyi’ye kadar birçok isimle bir araya geldi. Ekim ayında “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar” adlı bir rapor hazırlayan TÜSİAD’ın başkanı, Kasım’da Brüksel’de AB Komiseri Varhelyi ve AB Dış Eylem Servisi Sekreteri Stefano Sannino ile buluştu. Kaslowski’nin diğer durağı Paris’te Macron’un katıldığı Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu toplantısıydı.
TÜSİAD’ın “yeni ekonomi modelini” hedef alan bildiriden önce temas kurduğu tek kişi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu değil. TÜSİAD, açıklamayı yapmadan önce Avrupa ve Türkiye’de birçok kurumu ziyaret etti.
Ekim ayında “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar” başlıklı bir rapor açıklayan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, görüşmelere geçen ay Avrupa ile başladı. 10 Kasım’da Avrupa Birliği Komiseri Oliver Várhelyi ile bir araya gelen Kaslowski, aynı gün AB Dış Eylem Servisi Genel Sekreteri Stefano Sannino ile de görüştü.
Kaslowski, Brüksel’deki görüşmelere ilişkin yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği karar alıcılarıyla Türk iş dünyasının görüşlerini paylaştıklarını açıkladı.
MACRON’A BİLE GİTTİ
25-26 Kasım tarihlerinde Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu Business Europe Başkanlar Konseyi toplantısına katılan Kaslowski, burada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la da bir araya geldi.
Macron’un Kıta Avrupası ve Türkiye Danışmanı Isabelle Dumont ve Fransa Ulusal Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Jean-Louis Bourlanges ile de görüşen Kaslowski, ekonomik konularda fikir alışverişinde bulunulduğunu duyurdu. TÜSİAD, Paris temaslarında “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar” raporunun da tanıtıldığını açıkladı.
ANKARA TEMASLARI
Avrupa’daki görüşmelerin ardından Türkiye’ye dönen TÜSİAD Başkanı, raporu paylaşma trafiğini Ankara’da sürdürdü. 10 Aralık’ta Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ile görüşen Kaslowski’nin ziyaretiyle ilgili, TÜSİAD’ın resmi Twitter hesabından “TÜSİAD’ın http://gelecegiinsa.org raporuyla ilgili STK-meslek örgütü temasları kapsamında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ı ziyaret ederek görüş alışverişinde bulunduk” paylaşımı yapıldı.
Kaslowski, aynı gün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile de bir araya geldi. Burada da TÜSİAD’ın hazırladığı rapor görüşüldü.
“SENİN MODELİN İŞE YARAMAZ” ÇIKIŞI
TÜSİAD, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Kaslowski’yi arayıp “sessiz kalmayın” telkininden
1 gün sonra da yeni ekonomi modeli için “bilime aykırı” yorumu yaptı. Kaslowski’nin ziyaretlerinde paylaştığı rapor, TÜSİAD’ın 50. yılı projesi olarak hazırlandı. TÜSİAD, cumartesi günü yaptığı açıklamada da söz konusu raporun hedefini şöyle anlatıyor:
“Gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye’yi yeni bir anlayışla ‘insani gelişme ve yetkinleşme’, ‘bilim, teknoloji ve inovasyon’, ‘kurum ve kurallar’ unsurlarında atacağımız eş zamanlı adımlarla inşa edebiliriz.” Hazırladığı raporda kendi ekonomik kalkınma modelini anlatan TÜSİAD, geçen hafta yaptığı açıklamanın ilk cümlesinde, hükümetin ekonomi modelinin başarılı olamayacağını iddia etti.
Zamanlaması ilginç öneri
40 yıldır aynı vesayetçi kafa
1979 yılında ekonomik çıkmazı değerlendirerek gazetelere ilan verip dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit Başbakanlığında kurulan 42. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni hedef alan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), bugün de benzer söylemlerle hükümetin ekonomi programını hedef aldı.
TÜSİAD bundan 42 yıl önce Nisan 1979’da gazetelerde Ecevit hükümetini eleştiren ilanlar yayınlattı. Haziran ayına kadar gazetelerde “Gerçekçi Çıkış Yolu” başlığıyla ilanlar yayınlatan TÜSİAD, “döviz kıtlığı, yüksek enflasyon, serbest pazar ekonomisinden uzaklaşma ve yasakçı mevzuat” gibi söylemlerle hedef aldığı Ecevit hükümetini düşürdü.
12 Kasım 1979’da düşen Ecevit hükümetinin ardından Süleyman Demirel Hükümeti kuruldu. TÜSİAD’ın bugün de benzer söylemlerle hükümetin yeni ekonomi modeline karşı çıkması dikkat çekiyor. Yarım asır önceki vesayetçi tavrını aradan geçen yıllarda da sürdüren TÜSİAD, Refah-Yol hükümetine karşı işletilen 28 Şubat sürecinde de milli iradenin karşısında yer almıştı.
42 YIL ÖNCEKİ BAHANELERİ
Hafızalardaki yerini hala koruyan ve milletin iradesini hedef alan TÜSİAD’ın o dönemki gazetelerde tam sayfa yayınlattığı ilanlarda dikkat çeken söylemler şöyle:
“Bir yandan döviz kıtlığı, öte yandan enerji yetersizliği, yatırımları ve mevcut sanayinin üretimini hızla düşürmektedir. Oysa, uygulanan ekonomi politikaları ve sendikaların davranışları, Türkiye’de, işsizlik sorunun, giderek daha da ağırlaştırmaktadır. Bir yılda yüzde 60’ı aşan korkunç enflasyon sosyal ve ekonomik bünyemizi kemirmeye devam etmektedir. Artık enflasyonun hızı yavaşlatılmalıdır. Halkımızın eline geçen paranın değerinin bekçisi olması gereken devlet, karşılıksız para basmak yerine, başka yollar aramalıdır. Pazar ekonomisinden gitgide uzaklaşan bir anlayışla, ne batı dünyasında hak ettiğimiz yeri, ne yeterli kredileri, ne de yatırımlara gerekli dış sermayeyi bulabiliriz. Ekonomimizi bir yasakçı “mevzuat ağı” içinde boğan, kişinin teşebbüs şevkini kıran, kişiyi yanlış yönlere sevk eden aşırı müdahaleci ve güven sarsıcı zihniyet bunalımın asıl sebebidir. Zorlayıcı, önleyici önlemlerle üretim artmaz. Olsa olsa ekonomik yapı çarpılır. Giderek rejim değişir.”
BUGÜN DE SÖYLEM AYNI
1979 bildirisinde “istikrarsızlık”, “zorlayıcılık” ve “güvensizlik” söylemlerini kullanan TÜSİAD’ın, cumartesi günkü açıklamasında da benzer söylemlerle hükümetin ekonomi programını hedef alması dikkat çekti. Hükümetin düşük faizle yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı arttırma hedefiyle ortaya konulan yeni ekonomi modeline karşı çıkan TÜSİAD’ın, “Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli” başlığıyla yaptığı açıklamanın dikkat çeken cümleleri şöyle:
“Son dönemde yaşadığımız istikrarsızlıklar sonucunda, denenmekte olan ekonomi programıyla amaçlanan sonuçlara erişilemeyeceği netleşmiştir. Bu sürecin TL’de şiddetli değer kaybı, enflasyonda hızlanma, yatırımları, büyümeyi, istihdamı baskılama ve en önemlisi ülke olarak fakirleşmemizle sonuçlanma riskini vurgulamıştık. Nitekim, yeni iktisadi tercihler kapsamında atılan adımların ardından güvensizlik ve istikrarsızlık ortamı oluşmuştur.”
Doları 40 günde iki katına çıkardılar
TÜSİAD,CHP,Kemal Kılıçdaroğlu,Simone Kaslowsky,AB,TBB,TOBB