Öfke Nöbeti Geçirmeden Çocuklara Yemek Yedirmek

ofke-nobeti-gecirmeden-cocuklara-yemek-yedirmek-derjFbLw.jpg

Öfke Nöbeti Geçirmeden Çocuklara Yemek Yedirmek / Haberin Peşinde Urfa

Çocuk Hastalıkları için bilgi mi arıyorsunuz? Öfke Nöbeti Geçirmeden Çocuklara Yemek Yedirmek makalesine göz atın ve Çocuk Hastalıkları hakkında daha fazla bilgi edinin 

  • Ülkemizde çoğu ebeveynin çocuk yetiştirmede en çok sıkıntı çektiği konulardan biri beslenmedir. Neredeyse her ebeveyn çocuğunun beslenmesinin yetersiz olduğunu düşünmektedir.

  • Beslenme konusunda sıkıntı yaşanmasının en önemli nedeni aslında ebeveynlerin çocuk beslenmesiyle ilgili yanlış bilgi ve beklentileridir.

  • İştahsız bir çocuğunuz varsa, ilk iş altta yatan bir neden varmı onu bulup ortadan kaldırmaktır. Çocuğunuz hasta, vitamin eksikliği var, ilgi çekmek istiyor ya da ihtiyacından fazla yemesi için zorluyor olabilirsiniz.

  • Herhangi bir sağlık problemi yok, büyüme – gelişmesi de normal ise yeterli beslendiğini düşünebiliriz.

  • Özellikle 1-3 yaş döneminde bir çocuğu beslerken yaşanan tecrübeler ebeveyn – çocuk ilişkisini, çocuğun psikolojik gelişim sürecini, benlik algısı ve özgüvenini doğrudan etkiler.

  • Bir çocuğun büyüme sürecinde özgüvenini kıran en önemli faktörlerden biri yeme konusundaki tercihlerine ve becerilerine saygı duyulmamasıdır.

  • Duyarlı ebeveyn, çocuğa istediği ve alabildiği kadar yiyeceği gelişimine uygun koşullarda sunabilen ebeveyndir.

  • Bir çok ebeveyn çocuğunu beslerken tatlı sözlerle kandırmaya çalışır, yalvarır, rüşvet verir. Aslında bu ısrar tamamen iyi niyetten kaynaklanır. Ancak zorla yedirilen çocuk ya normalden daha az yiyen bir çocuğa dönüşür ya da tokluk duygusunu kaybetmiş, obeziteye varacak şekilde normalden fazla yiyen çocuklar yaratabilir.

  • Televizyon karşısında çocuğun zihnini meşgul ederek yedirmek ve oyuncakları çıkarıp şarkılar söyleyip şakalar yaparak yedirmek de birer zorla yedirme türüdür.

  • Araştırmalar , yeme konusunda baskı gören çocukların baskı görmeyen çocuklara göre daha kötü beslendiklerini ve yeterli şekilde büyümediklerini göstermiştir.

  • Yine yapılan bir çalışmada bebeğin kilosundan endişe duyan ebeveynlerin, bebeği normal kiloda olan ebeveynlere oranla beslenme sırasında cok daha aktif (çaba gösteren), hareketli olduğu ve bebeğin verdiği ip uçlarına dikkat etmediği gösterilmiş. Bu hareketliliğin bebeğin beslenme ritmini bozduğu ve büyümeyi olumsuz etkilediği gösterilmiş.

  • Başka bir çalışma okul öncesi çocuklarında yapılmış. Bir grup çocuğa yeni bir yiyeceği denemeleri için ödül verilmiş, diğer grup çocuğa ise ödül verilmeden yiyecek sunulmuş, yüz ifadesiyle yönlendirme ve sözel uyarı da yapılmamış. Sonuçta ödül verilen grup yemeği ikinci kez istememiş ancak ödül verilmeyen grup birkaç kez daha yemeğe yönelmiştir. Yani ödül vermek de yemeğin yenmesi için baskı yapmak anlamına geliyor.

  • Yemek yemediği zaman çocuğun komutasına girmek, ne isterse onu yapmak, yemeği reddetme davranışını pekiştirecektir.

  • Yemeğin yenmesi için özel bir şarta gerek yoktur ve bu temel bir ihtiyaçtır. Aileler bu mesajı kararlı bir şekilde vermeyi sürdürürse çocuk da öğrenecektir.

  • Yemek yemek için acıkmak yeterlidir. Çocuğun gerçekten aç olduğu zamanlarda yemek teklif edilirse sorun yaşanmayacaktır. Aile yemek saatlerine sürekli, düzenli ve toplu bir şekilde uyuyorsa, çocuk ta zamanla buna alışacaktır.

  • Beslenme konusunda da çocuklara sınır koyarken tutarlı ve net olunmalıdır ancak koyduğumuz sınırlar sayıca çok olmamalı ve çocuğu sıkmamalıdır.

  • Çocukları sağlıklı yiyecekler yemeye tatlılıkla ikna etmenin yollarından bazıları şunlardır:

1 – Beslenme etkileşimindeki ideal rol dağılımı şöyle olmalıdır: ebeveyn yemeğin vakti, yemeğin yeneceği yer, hangi yiyeceklerin nasıl sunulması gerektiğine karar verir, çocuk ise mama sandalyesinde ne kadar oturacağı (ort. 20-25 dk), yemeği yerken ellerini mi yoksa çatalı mı kullanacağı, sunulan yiyeceğin ne kadarının yeneceğini belirler ve hatta hiç yememeyi bile tercih edebilir.

2– Çocuğunuz bu sırada fiziksel müdahaleden de hiç hoşlanmaz, olay inatlaşmaya gidebilir. Yiyeceklere istediği gibi dokunmasına, etrafı kirletmesine, yiyecekleri oyun ve oyuncak yapmasına mutlaka izin vermelisiniz

3 – Çocuğun yemek seçimine katılmasını sağlayın, hoşlandığı yemekler üzerine sohbet edin. Bu sohbet sırasında sağlıklı beslenmenin onun için ne kadar yararlı olduğunu anlatmaya çalışın

4 – Çocuğun yemeğin hazırlanmasına katkıda bulunmasını sağlayın. Yemeğin nasıl hazırlandığını, nasıl seçildiğini, nasıl temizlendiğini anlamasını sağlayın

5 –Yemek saatinde çocuğun aç olması çok önemlidir. Abur cubur atıştırmaktan vazgeçmesini sağlayın. Gün boyu sürekli atıştıran, peşinde kaşıkla dolaşıp sürekli ağzına bir şeyler verdiğiniz çocuğunuz yemek sırasında aç hissetmediği için yemeyi reddedecektir. Yemek saatinden 2 saat önce atıştırma kesilmelidir.

6 – Küçük porsiyonlarla başlayın. Yetişkin porsiyonu gözüne çok büyük görünecektir. Küçük bir porsiyon sebzeyi bitirir bitirmez bol bol övmeyi ihmal etmeyin.

7 – Aile içindeki problemler, gerginlik ve tartışmalar çocuğun ruhsal sağlığına ve iştahına doğrudan zarar verir. O nedenle stres ve üzüntüleri çocuğa hissettirmemek önemlidir.

  • Bütün bunlar işe yaramazsa şunu deneyebilirsiniz; görmediği yiyecekten korkmasına gerek yoktur. Sevmediği temel besin maddelerini sevdiği yiyeceklerin içine ustalıkla sakalayabilirsiniz. Rendelenmiş havuç ve brokoliyi en sevdiği kurabiye ya da çorbanın içine gizleyebilirsiniz.

  • Eğer çocuğunuzu beslerken bu yöntemlerin hiçbirinden fayda görmüyor, yapmamanız gereken müdahalelerde bulunuyorsanız gecikmeden bir uzmana başvurmanızda fayda vardır.

Exit mobile version