Merkez’in 128 milyar dolarlık rezerv satışı TBMM gündeminde / Haberin Peşinde Urfa
CHP, Merkez Bankası’nın yaklaşık 128 milyar dolarlık rezervinin satılması ve bu satıştan kimlerin kazanç sağladığının araştırılması için, TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi.
CHP, Merkez Bankası’nın (TCMB) yaklaşık 128 milyar dolarlık rezervinin satılması, bu satıştan kimlerin kazanç sağladığı ve oluşan kamu zararının boyutlarının araştırılması için, Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için önerge verdi.
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından hazırlanan araştırma önergesi, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Önergenin gerekçesinde, Türkiye ekonomisinin, yıllardır karşı karşıya kaldığı yanlış yönetim nedeniyle zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekildi ve şu görüşlere yer verildi:
ULUSAL GÜVENLİK TEHDİT ALTINDA
“Ülke çetin bir finansal istikrarsızlık ve dış dengesizliklerin körüklediği riskler yüzünden yeni bir ekonomik krize doğru sürüklenmektedir. AB ve ABD’nin yaptırım tehdidi altında bulunduğumuz bir dönemde ulusal çıkarlarımız ve güvenliğimiz de tehdit eder bir noktaya doğru ilerlemektedir.
Kuru tutmak için döviz rezervleri harcanmış ve net rezervler swaplar sonrası eksiye düşmüştür. Kredi notumuz ‘çöp’ seviyesine inmiş, Türk lirası tarihinin en değersiz noktasına düşmüştür.
Türkiye’nin hem ekonomik hem de politik olarak karşısında bulunan risklerin başında MB’nin net rezervlerinin tamamının satılmış olması gelmektedir.
Bazı ülkelerin merkez bankaları ile diğer bankalardan swap (para takası) yoluyla alınan 63 milyar dolarlık borç düşüldüğünde, MB’nin net rezervi eksi 55,5 milyar dolara kadar düşmüştür.
“MERKEZ BANKASI DÖVİZ SATMAYA ZORLANDI”
Türkiye’nin bu noktaya, Cumhurbaşkanı ve dönemin Hazine ve Maliye Bakanının, MB’yi örtülü bir şekilde kamu bankaları aracılığıyla arka kapıdan döviz satmaya zorlaması yüzünden geldiği bilinmektedir. Bu yolla satılan rezervin 128-130 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu satışın büyük bölümü, döviz kurunun nispeten düşük tutulduğu bu yılın ilk yarısında yapılmıştır. Buna rağmen ne döviz kuru ne de faiz oranı düşük tutulabilmiştir. Dövizin hangi fiyatla ve kimlere satıldığının, satış işlemlerinin yasal olup olmadığının, kimlerin bundan kazanç sağladığının, kamu bankalarının bu işlemlerden ne kadar zarar ettiğinin, bu zararın Hazine’ye olan yükünün ve bu zararı karşılamak için ne kadar borçlandırıldığının araştırılması gerekmektedir”.
