Kılıçdaroğlu Giresun’da / Haberin Peşinde Urfa
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Giresun’da partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Giresun’da partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“100 yıllık bir süreç içerisinde pek çok acı olaylarla karşılaştık. Bu ülkede başbakanlar idam edildi. Fidan gibi evlatlarımız idam edildi. İnsanlar sağcı solcu diye birbirlerini öldürdüler. Şimdi yeni bir kamplaşma süreci başlatılmak isteniyor. Bütün Giresunlu kardeşlerime ve Giresun’dan tüm Türkiye’ye seslenmek istiyorum. Sakın kamplaşmayın. Herkesin düşüncesi önemlidir. Herkesin düşüncesine saygı göstermeliyiz. Bu güzel ülkede beraber güzelce yaşayabiliriz. Kamplaşmadan, kızmadan kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimsenin kimliğini, inancını, yaşam tarzını siyasete malzeme etmeden, herkese hizmet etmenin görevini yaşamalıyız.
Türkiye’ye yeni bir iklim getirmenin hedefindeyim. Yeni bir amacım var. Kucaklaşma iklimi gelmelidir. İlk adımı attım. “Helalleşeceğiz” dedim. 85 milyon insanla gerekirse oturup helalleşeceğiz. Çocuk yatağa aç giriyor onun kavgasını mı veriyoruz? Başka kavgaların peşindeyiz. Buradan Türkiye’yi çıkaracağız. Beraber, birlikte güçlü olarak çıkaracağız. Bize katılın ki, yolunuz aydınlık olsun.
Bu ülkeyi kuranlar, ‘Köylü milletin efendisidir.’ dediler. Üreten, milletin efendidir dediler. Köylü ürettiği ürünü birileri elinde kapmasın, zarar etmesinler diye Toprak Mahsulleri Ofisini kurdular. Tariş’i kurdular. Fiskobirlik’i kurdular. Çiftçi, ürettiği zaman gelir elde etsin. Çiftçi ürettiği zaman 85 milyonun karnı doyacaktır. 85 milyon evine ekmek götürecektir.
Fiskobirlik, 5 kooperatifin birleşmesiyle kuruldu. Fiskobirlik, fındık üreticisinin kara gün dostudur. Toprak Mahsulleri Ofisi, tahıl üretenlerin kara gün dostudur. Dolayısıyla üreticiyi koruduğunuz zaman herkesin hakkını teslim etmiş olursunuz.
Fiskobirlik, yeniden ayağa kaldıracağız. Fiskobirlik, yeniden fındık üreticisinin dostu olacaktır. Giresun’un bir özelliği daha var. Giresun kaliteli fındığın da başkentidir.
Çiftçi bir anlamda birilerinin eline teslim edildi. Buradan çekip çıkarmamız lazım. Giresun’da kişi başına gelir 2014’te 7 bin 58 dolarken 2020’de 5 bin 291 dolara düştü. Her bir Giresunlu 2 bin dolar az gelir elde ediyor. Bunun ne anlama geldiğin, herhalde tüm Giresunlular çarşıya pazara giderken fark ediyorlardır. Giresun’da ayrıca neredeyse kamuya ait tüm fabrikalar ya kapatıldı ya da satıldı. Giresun, bu iktidar tarafından açıkça cezalandırıldı. Giresun, gibi bir yerde uzman doktor sayısı bile yetersiz. Giresunluların bir başka özelliği de arıcılık. Türkiye’nin önemli merkezlerinden birisidir.
Alan bazlı gelir desteği fındık üreticisine veriliyor. Alan bazlı gelir desteği, dönüm başına tam 9 yıldır değişmedi. 170 lira. Dolar 10 kat arttı. Gübre 8 kat arttı. Alan bazlı fındık desteği hiç artmadı. Teşvik hiç artmadı.Buradan size sitemim var. Demokraside verilen sözü tutmuyorlarsa, o iktidarı değiştireceksiniz.
Fındık dediğimiz sadece sıradan bir olay değildir. Fındığın kullanıldığı sanayinin başta çikolata olmak üzere, yıllık dünyadaki hacmi 120 milyar dolar civarındadır. Siz fındık gönderiyorsunuz. 120 milyar dolarlık bir gelir dünyada paylaşılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu 120 milyar dolardan 2-2,5 dolar alıyor ham fındık ihraç ederek. Hak mıdır? Adalet midir bu? Elin oğlu 120 milyar dolar para kazanacak, biz sadece 2-2,5 milyar dolar. Bu siyasetçinin öngörüsü yok demektir. Siyasetçinin sağlıklı öngörüsü, 120 milyar dolarlık bir pazar varsa, 120 milyar dolarlık pazardan en azından 15-20 milyarlık dolarlık biz alalım. Dünya’da bir numarayız. Biz satmasak dünyada fındık neredeyse olmayacak. “Benim ürettiğim ürün neden başkalarının gelir kapısı oluyor da, bizim açımızdan gelir kapısı olmuyor?” bunun düşünülmesi lazım.
Fındığın taban fiyatını belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Hükümet’i değil, bir yabancı firmanın kendi beyanıdır. Karadeniz’in fındık ürünü, bir firmanın tekeline bırakılır mı? Eğer böyle giderse, fındık bahçelerinin sahibi de o firma olacak. Fındık üreticisi, o bahçelerde işçi olarak çalışacak. Milyar dolarları o kazanacak, sizler asgari ücretle geçineceksiniz. Bu tabloyu değiştireceğiz. Bize katılacaksınız beraber değiştireceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 okundan biri milletçiliktir. Biz fındık üreticisini yabancı tekellere peşkeş çektirmeyiz. İşte milliyetçilik budur. “Yabancı mı kazansın, benim alın teri döken çiftçim mi kazansın?” işte milletçilik budur. Biz böyle yapacağız. Bizim insanımız kazanacak. Bizim insanımız kazanırken de şunu söylemeyeceğiz. “dur bakalım sen hangi partidensin?” hangi partiden olursan ol kardeşim, sen kazanacaksın. Herkesin bir arada huzur içinde yaşaması için mücadele ediyoruz.
Fındıkta Türkiye’yi bekleyen tehlike, bir tekelleşme gereğiyle karşı karşıyayız. Fındık piyasasını belirleyen tek bir firma var. Kırım Tesisleri’ni kurdu. Ticaret alanında da ağırlığını ortaya koydu. Kırım’ı sadece kendisine mal satan firmalardan almaya başladı. Diğerlerini devre dışı yapmaya başladı. Eğer yabancı bir tekele karşı, devleti yönetenler sessiz kalıyorlarsa. O yabancı tekelin ortaklığını yapıyorlar demektir. O yabancı tekele son veremezler. “ Yabancı tekele kim son verebilir? Onun tekelciliğini kim ortadan kaldırabilir?” Bay Kemal, kaldıracak. Çünkü Bay Kemal’in veremeyecek bir hesabı yok.”
Hibya Haber Ajansı