Kamunun zararını 83 milyon ödüyor / Haberin Peşinde Urfa
Kamu kuruluşlarının görev zararının 15 yılda 543.2 milyar liraya ulaştığını belirten Dr. Ozan Bingöl, “Düşük faizli krediler nedeniyle kamu bankalarına yapılan ödemeler de KİT’lere yapılan ödemelerin 3 katını aştı. Bu zararı 83 milyon vergileriyle ödüyor” dedi.
Vergi uzmanı ve Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ozan Bingöl’ün yaptığı hesaplamaya göre, 2006 yılından bu yana bütçeden kamu kuruluşlarına yapılan görev zararı ödemesi 543 milyar 173 milyon 936 bin liraya ulaştı. Görev zararı ödemelerinin ekonominin kötüleşmeye başladığı 2014 yılından sonra hızlandığına dikkat çeken Bingöl, “Bunun 483.2 milyar TL’si Sosyal Güvenlik Kurumu’na, 30.7 milyar TL’si kamu bankalarına, 29.1 milyar TL’si ise KİT’lere yapıldı. Bu zarar 83 milyon kişinin vergileriyle karşılandı” dedi.
BANKALAR ÜÇE KATLANDI
2019 yılında mali kurumlara yapılan görev zararı ödemesinin KİT’lere yapılan görev zararı ödemelerinin 3 katını aştığını vurgulayan Bingöl, “Bunda son dönemde piyasanın canlandırılması için kamu bankalarına düşük faizli kredi verme görevinin yoğun olarak verilmesi etkili olmuştur. Mali kurumlara yapılan görev zararları Ziraat Bankası ve Halkbank üzerinde yoğunlaşıyor. 2018 yılında 3 milyar 821 milyon lira olan ödemeler geçen yıl 5 milyar 407 milyon liraya çıktı. Bu yılın ilk 7 ayında ise 4 milyar 215 milyon liraya ulaştı” dedi.
Dr. Ozan Bingöl
KAYNAK VERGİLERİMİZ
Görev zararı ödemelerinin tamamının merkezi yönetim bütçesinden yapılan ödemeler olduğuna dikkat çeken Bingöl, şunları söyledi:
“Örneğin, hükümet Ziraat Bankası’na ‘Düşük faizli kredi ver’ dediğinde, krediyi alan kişinin piyasa koşullarına göre daha uygun imkanlarla sunulan kredi nedeniyle sağladığı mali faydanın tamamı vergilerimizle karşılanır. Kamu bankalarından düşük faizli kredi alan işletmelerin, özel bankalarda mevduat hesabı açarak bu paraları oralarda değerlendirdiği, altına yatırım yaptığı türden örneklere rastlanmaktadır. Vergilerimizle finanse edilen kaynakların, kimlere, hangi amaçla, nasıl verildiği; amacına uygun kullanımının takip edilip edilmediği, vergi ödeyen herkes için sorması gereken sorulardır. Sürekli söylediğimiz gibi, bir ülkeye gerçek demokrasi ‘her bir oy’un ve ‘her delikli kuruş verginin’ peşine düşmekle birlikte gelecektir.”