Kağıt ithalatına mermer tozlu çözüm / Haberin Peşinde Urfa
Gelişen teknolojilerle birlikte ağaç kesmeden ve su kullanılmadan, mermer tozu ile dayanıklı kağıtlar üretmek mümkün.
Kağıt üretimi yapan SEKA’nın özelleştirilmesiyle bu alanda herhangi bir politika geliştiremeyen Türkiye, kağıt ithalatına her yıl milyarlarca dolar ödemek zorunda kalıyor. 2020 yılında 3.2 milyar dolarlık kağıt ithal eden Türkiye’nin, kağıt üretimi için ağaç yerine yeni geliştirilen bir kaynağı bulunuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektörü Başkanı Rüstem Çetinkaya, mermer tozundan üretilen kağıdın ıslanmaya ve yırtılmaya karşı dayanıklı olduğunu, karbon ayak izinin de yüzde 70 az olduğunu söyledi.
DESTEK VERECEKLER
Japonya, Tayvan ve Çin’in mermer tozundan kağıt üretimine geçtiğini belirten Çetinkaya, Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrı yaparak, alım garantisi ile bu kağıdın Türkiye’de de üretilebileceğini, sektör olarak buna destek vermeye hazır olduklarını kaydetti.
1 ton kağıt için 20 ağaç ve 100 ton su kullanıldığını anlatan Çetinkaya, mermer tozu ile üretilen kağıdın karbon ayak izinin çok daha düşük olduğunu vurgulayarak, bu kağıtların aynı zamanda geri dönüştürülebildiğini de dile getirdi. Madenin hayatın her alanında olduğunu ifade eden Çetinkaya, çevre duyarlılığının sadece ağaca indirgenmesinin de yanlış olduğunu söyledi. Türkiye’nin mermer yatakları ve üretim gücü ile dünyada ilk sırada geldiğinden bahseden Çetinkaya, buradan çıkan mermer tozu ile üretilecek kağıt sayesinde hem çevrenin korunacağını, hem de cari açığın kapanmasına katkı sağlayacağını belirtti. Çevrecilere de bu noktada çağrıda bulunan Çetinkaya, birlikte üretim baskısı için kamuya gidebileceklerini, gerekirse bu alanda kamu kurumunun kurulmasını isteyebileceklerini ifade etti.
Geçen yıl 3.2 milyar dolarlık kağıt ithal eden Türkiye’nin, üretim için ağaç yerine zengin yatakları bulunan mermer tozu kullanabileceği belirtiliyor.
AB NORMLARINA UYGUN
Türkiye’de madenciliğin kamuoyunda bilinenin aksine kolay olmadığını savunan Çetinkaya, “Avrupa Birliği normlarına uygun hareket etmek zorundayız. Rehabilitasyon süreçleri çok ağır. Toplam orman varlığımızın sadece binde 2.9’unda madencilik yapılıyor” dedi.
Çevrecilere çağrı: Konuşmak istiyoruz
Madenciliğin dünyada, Türkiye’deki algısından çok farklı bir noktada olduğunu vurgulayan Rüstem Çetinkaya, kendilerine çevre konusunda haksız eleştiriler yapıldığını, çevre örgütleri temsilcileri ile de bu konu hakkında yüz yüze konuşmak istediklerini söyledi. Çetinkaya, şöyle konuştu:
“Madencilik Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada, Almanya, Avustralya gibi insan hakları ve demokrasinin gelişmiş olduğu ülkelerde bize göre kamuoyu algısı açısından çok daha bilinçli düzeyde ilerliyor. Bu ülkelerde çok basit bir çevre düzenlemesinde bile halkın katılımı ile karar alınıyor, madencilik algısı bize göre çok daha pozitif olduğu için de kararlar çok daha hızlı sonuçlanıyor.”