HaberinPesinde – Çeviri – Ve her yıl gücü yeten her Müslüman yılda bir kez kutsal vazife için kutsal toprakları ziyaret ederek Kâbe’ye yüz sürmek ister. Ne var ki zaman zaman hac görevi yaşanan üzücü olaylar sebebi ile yerine getirilememiştir tarih boyunca.
“Sanki bir anneydi tüm insanlar için. Dünyanın dört bir yanına dağılan evlatlarını her yıl, her ay, her gün, her saat, hatta her dakika ve saniye şefkatli sinesine çağıran bir anne. Çağrısına gelenlerle kucaklaşan, gelemeyenler için ise hasretiyle karalar bağlayan bir anne” (s. 810).
Kâbe ile ilgili yaptığı yukarıdaki benzetme ile gönüllerimizde taht kurmuş, duygularımıza tercüman olmuştur Salih Suruç. Kâbe’de bulunmuş ya da bulunmamış bütün Müslümanlar aynı bağlılığı ve yakınlığı gösterir bu kutsal yapıya. Ne de olsa İbrahim (as)’ın mübarek elleri değmiştir, Peygamber Efendimizin (sav) dualarına mazhar olmuştur, cennetten gelen bir parçanın bu dünyadaki koruyucusudur Kâbe.
Müslümanların Kudüs’ten sonraki ilk ve son kıblesi, duaların Allah’a kavuştuğu yerdir biz Müslümanlar için. Ve her yıl gücü yeten her Müslüman yılda bir kez kutsal vazife için kutsal toprakları ziyaret ederek Kâbe’ye yüz sürmek ister. Ne var ki zaman zaman hac görevi yaşanan üzücü olaylar sebebi ile yerine getirilememiştir tarih boyunca.
Hicret ile birlikte Allah’a en yakın hissettikleri evlerinden uzaklaşmak zorunda kalan Müslümanlar, o andan itibaren Kâbe’ye kavuşmanın hayali ile yaşamışlardır. İlk ayrılıştır bu ve hac görevinin ilk engeli; Mekkeli kâfirlerin inadı ile başlar.
Hicret ile birlikte Allah’a en yakın hissettikleri evlerinden uzaklaşmak zorunda kalan Müslümanlar, o andan itibaren Kâbe’ye kavuşmanın hayali ile yaşamışlardır. İlk ayrılıştır bu ve hac görevinin ilk engeli; Mekkeli kâfirlerin inadı ile başlar.
Şu günlerde ise malum sebep olan Koronavirüs pandemisi ile bir kez daha Müslüman aleminin Hac ve umre görevlerinin ertelenmesi çağrısı yapılmıştır. Suudi Arabistan’da baş gösteren vakalar ile birlikte Suudi Hükümeti hacılara seyahat ve hazırlıklarını iptal etmeleri gerektiğini bildirmiştir.
Şu günlerde ise malum sebep olan Koronavirüs pandemisi ile bir kez daha Müslüman aleminin Hac ve umre görevlerinin ertelenmesi çağrısı yapılmıştır. Suudi Arabistan’da baş gösteren vakalar ile birlikte Suudi Hükümeti hacılara seyahat ve hazırlıklarını iptal etmeleri gerektiğini bildirmiştir.
Her yıl dünyanın dört bir yanından yaklaşık 2 milyon insan, hac görevini ifa etmek için Mekke’yi ziyaret ediyor. Bu yıl Temmuz ayında gerçekleştirilmesi beklenen bu kutsal görev, Suudi Arabistan Hükümeti 1,563 Koronavirüs vakası ve 10 ölüm kaydettikten sonra maalesef askıya alındı ve iptali söz konusu hale geldi. Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Muhammad Salih bin Taher Banten de durum netlik kazanıncaya kadar beklenmesi gerektiği konusunda bir açıklama yaptı: “Mevcut durumda, Allah’ın bizi koruması için dua ettiğimiz küresel bir pandemi bahis olduğu için, Hükümet, Müslümanların ve bütün vatandaşlarının sağlığını korumak istemektedir.”
Her yıl dünyanın dört bir yanından yaklaşık 2 milyon insan, hac görevini ifa etmek için Mekke’yi ziyaret ediyor. Bu yıl Temmuz ayında gerçekleştirilmesi beklenen bu kutsal görev, Suudi Arabistan Hükümeti 1,563 Koronavirüs vakası ve 10 ölüm kaydettikten sonra maalesef askıya alındı ve iptali söz konusu hale geldi. Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Muhammad Salih bin Taher Banten de durum netlik kazanıncaya kadar beklenmesi gerektiği konusunda bir açıklama yaptı: “Mevcut durumda, Allah’ın bizi koruması için dua ettiğimiz küresel bir pandemi bahis olduğu için, Hükümet, Müslümanların ve bütün vatandaşlarının sağlığını korumak istemektedir.”
1932’de Suudi Arabistan Hükümetinin kuruluşundan bu yana, dünya çapında milyonlarca insanın ölümüne sebep olan İspanyol Gribi salgınında bile (1917-18) iptal edilmeyen Hac görevi, aslında İslam tarihi boyunca yaklaşık 40 defa iptal edilmiş ya da ertelenmiştir. Eğer Koronavirüs pandemisi sebebi ile Hac görevi iptal edilirse ilki 629’da başlayan Hac engeline bir yenisi daha eklenmiş olacak.
Middle East Eye’de Mustafa Abu Sneineh, “Plagues, politics and conflict: Hajj cancellations over the centuries” başlığını taşıyan yazısında bu engelleri bizim için birkaç başlıkta incelemiş:
865: ARAFAT DAĞI KATLİAMI
Abbasi Halifesi ile anlaşmazlıklar yaşayan Al-Şafak olarak da bilinen İsmail Bin Yusuf, 865 yılında Mekke’deki kutsal Arafat Dağı’na bir saldırı gerçekleştirmiş ve hacıları katletmiştir. Bu baskın kutsal görevin iptaline sebebiyet vermiştir.
930: KARMATİ SALDIRISI
Karmatiler İsmailiye Mezhebinden doğan ve Fatımilere bağlanmayı reddeden bir gruptur. Bahreyn’de bulunan liderleri Ebu Tahir el-Cennabi, Mekke’ye 930 yılında saldırıda bulunmuştur. Tarihi kayıtlara göre bu saldırıda 30 bin kadar hacı öldürülmüş ve Zemzem kuyusuna atılmıştır. Ayrıca Mescid-i Haram yağmalanmış ve Hacer-ül Esved çalınmıştır. Kabe’den çalınan bu Kutsal Taş daha sonra bu kişilerce Bahreyn Adası’na götürülmüştür.
Hac görevi ise 10 yıllık bir süre için -Hacer-ül Esved Kabe’ye tekrar dönene kadar- ertelenmiştir. Toplumsal eşitliği savunan Karmatilere göre Hac görevinin yerine getirilerek yapılan Kabe ziyaretlerinin Pagan bir ritüel olduğu savunulmuştur.
983: ABBASİ VE FATIMİ HALİFELİKLERİ
Irak ve Suriyeye bağlı Abbasi Halifeliği ile Mısır’a bağlı Fatımi Halifeliği arasındaki politik çatışmalar neticesinde de Hac görevi engellenmiş ve bu engelin kalkması 8 yıl kadar sürmüştür.
1831: KOLERA SALGINI
O dönem Osmanlı Devleti’nin de etkilendiği, Hindistan’da baş gösteren kolera salgını ile hacıların dörtte üçü hayatını kaybetmiş; Hac yolculukları ve ziyaretleri haftalarca kısıtlanmıştır.
1837-1858 YILLARI ARASI BİR DİZİ SALGIN HASTALIK
21 yıllık bu süre aralığında Hac ziyareti 3 kez ertelenmiş ve toplamda 7 yıl boyunca Müslümanlar Hac ziyaretinden mahrum kalmıştır. 21 yıllık bu süre zarfında olanları özetleyecek olursak:
1837-40 arası Mekke’de baş gösteren salgın hastalık ile Hac ziyaretleri ertelenmiştir.
Akabinde 1846’da ortaya çıkan Kolera salgını ile de 15 binden fazla insan hayatını kaybetmiş ve 1850’ye kadar süren kolera salgını, 1865 ve 1883 yıllarında tekrar en üst seviyelere ulaşmıştır.
1858 yılında ise yine Mekke’de, Kızıl Deniz kıyılarında karantina altında tutulan Mısırlı hacıların kaçması ile patlak verdiği düşünülen küresel bir kolera salgını ortaya çıkmıştır.
Kaynak: https://www.middleeasteye.net/news/coronavirus-saudi-arabia-muslims-hajj-cancel-pilgrim (erişim: 03/04/2020)