Grafik | Evdeki Covid-19 tehlikesi: Misafirler… Ne yapmak gerekir? / Haberin Peşinde Urfa
Son günlerde hem Türkiye’de hem de dünyada Covid-19 yüzünden ev ziyaretlerinin kısıtlanması konuşuluyor. Bizim gibi “misafir” kültürü olan bir ülkede ise özellikle de kış mevsiminde dikkat etmekte fayda var. Çünkü yapılan araştırmalar virüsün yüzde 50 oranında evlerde bulaştığını ortaya koyuyor. Peki bunu nasıl durdurabiliriz?
Pandeminin patlak vermesinin ardından geçen 10 aylık sürede birçok araştırma yapıldı ve bilimsel veri ortaya çıktı. Zaman içinde Covid-19’un nasıl bulaştığına dair çok daha derin ve net bir anlayışa sahip olduk. Ancak buna rağmen Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde hâlâ gereken önemin verilmediğine şahit olabiliyoruz. Özellikle kış aylarında, daha fazla kapalı alanlarda geçirilecek günlerde, misafirlikler önemli bir tehlike yaratıyor.
Şimdi İspanya’da yapılan bir araştırmadan yola çıkarak ilk olarak dört kişilik bir Türk ailesini ele alacağız. Bu ailenin saat 19:30’da iki misafiri geliyor ve misafirlerden biri Covid-19 taşıyıcısı ama henüz bunun farkında değil. Dört saatin sonunda bakın neler oluyor? Grafiklerle anlatıyoruz.
Bu altı kişi yüksek sesle konuşuyor ve yüz maskesi takmıyorsa güvenli mesafenin korunmuş olmasının hiçbir etkisi olmuyor. Dört saatin sonunda odadaki herkes enfekte oluyor.
Sadece maskeler takıldığında enfeksiyon riski büyük ölçüde devam ediyor. Araştırmalara göre dört saat gibi uzun bir sürede maskelerin bir etkisi yok. Virüs yüzde 80 oranında diğerlerine de bulaşıyor.
Yüz maskesi kullanmanın yanı sıra birlikte geçirilen süre iki saate düşürülür ve havalandırma yapılırsa, corona virüsün odadaki beş kişiden yalnızca birine bulaşma ihtimali var.
Herkes maske taksa, ziyaret iki saat sürse ve oda sürekli havalandırılsa bile virüsün bir kişiye de olsa bulaştığını görüyoruz.
Elde edilen en net çıktı şu: Sonuç hep tehlikeli.
“KAPALI ORTAMLARDA VİRÜS UZUN SÜRE HAVADA ASILI KALIYOR”
İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip’e konuyla ilgili görüşünü sorduk. SÖZCÜ’den Sibel Gülersöyler’e konuşan Pınar Saip, “Virüsün uzun süre havada asılı kaldığını biliyoruz” dedi. “Eve misafir kabul etmiyoruz çünkü bulaşmanın en yoğun olduğu alanlar ev içi temas” diyen Saip, “Testi pozitif çıkanlar antiviral ilaçları verilip evlerinde izolasyon koşulları sağlanmadığında, virüsü en yakınlarına bulaştırıyor ve maalesef temaslıların testleri yapılmıyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip
“MİSAFİR İSTEMİYORUZ”
İzolasyonun sağlanamadığı durumlarda “devlet imkanlarıyla kalacak yer sağlanarak izolasyon sağlanması önerisinde bulunuyoruz” diyen Saip, virüsün misafirlikte yayıldığının da altını çizdi. Saip konuyla ilgili şu önerilerde bulundu: “Misafir istemiyoruz. Eğer zorunlu görüşme olacaksa da camları açılmış, havalandırılmış, en az 2-3 metre mesafenin korunduğu ortamlarda yapılmalı. Kış aylarında virüsün yayılmasının bir sebebi de kapalı ortamlar. Kapalı, havalandırması yetersiz, kalabalık ortamlar büyük tehlike oluşturuyor. Görüşmeler esnasında da mutlaka maske takılmalı, mümkünse de hiç çıkartılmamalı” diye konuştu.
BULAŞMANIN ÜÇ ARACI
Corona virüs bulaşmasının üç temel aracı sağlık yetkilileri tarafından şöyle tanımlanıyor:
- Yakınınızda duran insanların gözlerinde, ağızlarında ve burnunda kalan, konuşma veya öksürükten kaynaklanan küçük parçacıklar.
- İkinci sırada kirli yüzeyler var. Ancak Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezlerinin gözlemine göre; kirli yüzey kaynaklı Covid-19 vakasına rastlanmadı. Buradan yola çıkarak insanların kirli yüzey konusunda diğer bulaşma araçlarına göre daha dikkatli davrandığı sonucuna ulaşılıyor.
- Son olarak yukarıdaki grafiklerde altını çizdiğimiz hava (aerosol) yoluyla bulaşma var. Yani virüslü kişi tarafından havaya bırakılan görünmez bulaşıcı partiküllerin solunması. bu partiküller ağzı terk ettikten sonra dumana benzer bir şekilde davranıyor. Havalandırma yoksa kapalı mekândaki havada asılı kalıyor ve zaman geçtikçe yoğunlaşıp daha da tehlikeli bir hâle geliyor.
HANGİ ETKİNLİK NE KADAR TEHLİKELİ?
Öncelikle uzmanların, şu görüşünü bir kenara koyalım: “Havalandırılmamış bir odadaysanız, virüs parçacıkları çok taşınmayacağı için bulaşma olasılığı yüksek olacaktır” görüşünü bir kenara koyalım. Herhangi bir etkinlik yapmadan önce Covid-19’u ilk önceliğimiz olarak belirlememiz şart. Şimdiki grafiğimiz ise yaptığınız etkinliğe göre Covid-19 kapma riskinizi ortaya koyuyor.
BİR SÜPER YAYICININ SIRRI
Corona virüs özellikle kapalı aylarda hava yoluyla yayılıyor. Bilim insanları vürüsün kızamık kadar bulaşıcı olmadığını belirtse de özellikle hava faktörünü net bir şekilde kabul ediyorlar. Enfekte bir kişinin dışarı verdiği parçacıklar kapalı ortamın havasında asılı kalıyor ve küçük bulaşıcılar olarak hayatımızı tehdit ediyor. Eğer kapalı bir ortamda belirli sınırlar içindeyseniz corona virüsten kaçış yok. Bu bilgiye dair dünyada birçok çarpıcı örnek var. Bu örneklerden iki tanesini hatırlayalım.
- Amerika’nın Washington eyaletinde 61 kişilik bir korodan 52 kişi iki saatlik bir provadan sonra hastalandı. Kapalı bir alanda yürekten şarkı söylemek için enerjileri yüksekti. Ancak bu onları hastalıktan kurtaramadı.
- Çin’de bir lokantada enfekte olmuş bir kişi yüzünden hastalık dokuz kişiye daha bulaştı. Hepsi ortamdaki havanın dolaşmasını sağlayan havalandırma deliğinin altında oturuyordu. Diğer insanlar enfeksiyondan korundu. Çünkü havada yüzen virüs parçacıklarıyla kısa süreli temasları olmuştu.
NASIL KONTROL EDECEĞİZ?
Tüm bu verilere hakim olduktan sonra “Nasıl kontrol edeceğiz?” sorusuna bir kez daha odaklanmak gerekiyor. Maske faktörünü artık söylemeye bile gerek yok. Toplum olarak kamusal alanlarda uygun havalandırma yapılmasına odaklanmalıyız. Ülkelerin test ve izleme sistemleri büyük önem taşıyor. Enfekte bir kişinin temasa geçebileceği sayısız insanı bulmak yerine en başta enfeksiyonu yayabilecek kişiyi bulmak gerekiyor. Süper yayılımın gerçekleşmesi için ideal yerler için ekstra önlemler alınması da ihmâl edilmeyecek bir unsur olarak ön plana çıkıyor.