İşte Altay’lının o yazısı;
“
Diyarbakır’dan gelen haber aslında ekonomik olarak ne durumda olduğumuzun en iyi göstergesi.
LİMAK, yani bu dönemin en simge, en güçlü, iktidarın iltifatına en mazhar şirketlerinden biri…
10 ay önce Diyarbakır’da Diyarbakır Şehir Hastanesi inşaatının ihalesini kazanıyor.
1.1 milyar TL’ye.
İnşaat işini bilen, iktidarla iş kotarmayı bilen, bu döneme uygun müdebbir bir tacir olduğunu kanıtlamış bir şirket.
Aradan 10 ay geçiyor ve işi bırakıp kaçıyor.
“İnşaat maliyetlerindeki artışı karşılamam mümkün değil” diyerek, teminatını yakarak.
LİMAK kaçıyorsa, LİMAK işi tamamlayamıyorsa gerisini varın siz düşünün.
Ama Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermek lazım.
LİMAK hiç değilse efendice işi bırakmış.
Aslında şöyle de olabilirdi.
İhale sudan bir sebeple iptal edilir.
Tekrarlanır ve LİMAK bu kez aynı işi yüzde 200 artışla alabilirdi.
Aynı Erdemli-Silifke-Taşucu otoyolunda olduğu gibi.
Orada da ihale tekrarlanmış, aynı üstlenici, “Yapı-Yapı” firması 4 ay önce verdiği fiyatın yüzde 100 fazlasına işi yeniden almıştı.
Hiç değilse LİMAK bu pis yolu seçmemiş.
En azından “Yapamıyoruz” deyip bırakmışlar.
Şimdi başka bir “sevilen” müteahhit yeniden yapılacak ihalede geçen yıl 1.1 milyara verilen işi belki de fazlasına alacaktır.
Bunlar bugünün Türkiye’sinde sıradan işler.
Haber değeri bile yok.
Ama ekonomiyi gözlerden okumak mümkünse eğer.
Bu kez Nihat Özdemir’in gözlerinden okuyoruz.
Ve ‘Durum parlak değil’ diyor.”