Türkiye OECD içinde genç işsizlik oranı en yüksek 4’üncü ülke. Gençlerin içinde yer alacağı yeni bir kalkınma programı hazırlanması gerektiğini ifade eden ekonomist Dr. Murat Kubilay, aksi takdirde Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhranın sosyal bir bunalıma dönüşeceği uyarısında bulundu.
Türkiye’de istihdam yaratamayan büyüme yıllar itibarıyla işsizliği en önemli sorunlardan biri geline getirdi. Gençlerin işsizlik sorunu bütünüyle ümitsizliğe dönüştü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi işsizlik verilerine göre, Türkiye’de her 4 gençten 1’i işsiz.
15-24 yaş grubunda yüzde 25 seviyesinde olan genç işsizlik oranı, Türkiye’yi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında en yüksek genç işsizliğe sahip dördüncü ülke konumuna taşıyor. Listenin ilk üçünde ise Yunanistan, İspanya ve İtalya yer alıyor. Genç işsizlik probleminin ülkenin gerçek “beka” meselesi haline geldiğini ifade eden ekonomist Dr. Murat Kubilay hazırladığı politika notunda iş koşullarından ötürü umutlarını ve ülkeye olan inançlarını yitiren gençlerin “sosyal bir bunalımın” eşiğinde olduğuna dikkat çekti.
Gençlerin içinde yer alacağı; insan odaklı ve istihdam öncelikli yeni bir kalkınma programı hazırlanması gerektiğini ifade eden Kubilay, “Aksi takdirde Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhran sosyal bir bunalıma dönüşecek, gençlerin işsizlik sorunu bütünüyle ümitsizliğe bürünecektir” uyarısında bulundu.
Dr. Murat Kubilay
5.6 MİLYON GENÇ BOŞLUKTA
İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (İstanpol), Dr. Murat Kubilay’ın hazırladığı “Türkiye’de Genç İşsizliğine Yönelik Politika Önerileri” raporunu yayınladı. Raporda iktisadi büyümeye rağmen 2012 yılı sonrasında işsizliğin gittikçe artan bir problem haline geldiğine dikkat çeken Kubilay, toplumda “ev kızı” olarak ifade edilen ve işsiz sayılmayan genç kadınlar ile istatistiklerde “ücretsiz aile işçisi” olarak tanımlanan ve istihdamda sayılanlara rağmen Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında dördüncü sıraya yerleştiğini belirtti.
Raporda, 15-29 yaş arasındaki gençlerin 5.6 milyonunun (% 32) ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığına, bu oranın genç kadınlarda yüzde 42.4’e kadar çıktığına dikkat çekildi.