Ekonomide çözüm acı reçetede

ekonomide-cozum-aci-recetede-zvtVaFzH.jpg

Corona virüsü salgınında gelecek ikinci bir dalganın ekonomide kalıcı hasarlara neden olacağına dikkat çeken ekonomistler, bu noktada desteklenecek ve birleşecek şirketler için bir yol haritası hazırlanması gerektiğini kaydetti.

Corona virüsü salgınında normalleşme aşamasına geçen Türkiye’de gözler ikinci dalga riskinin işaret ettiği sonbahara çevrildi. İkinci dalganın ekonomiye maliyetinin yüksek olacağına dikkat çeken ekonomistler, bu noktada, desteklenecek şirket ve merkezlerin tespit edilerek “acı bir reçete” uygulanması gerektiğini vurguladı.

TURİZM ŞOKU YAŞANIYOR

Covid-19 öncesinde “başaltı” olarak tabir edilen şirketleri güçlendirmek isterken, bir şok yendiğini aktaran Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, “Ne yazık ki acı bir reçete yazmamız gerekiyor. Keşke yorganımız büyük olsa da herkesin üstünü örtse ancak değil. Yeterince KOBİ var ama Türkiye’nin uluslararası alanda rekabet edecek büyük şirketlere ihtiyacı var. Covid-19 şoku zor büyüttüğümüz şirketleri zayıflatacak. Kaynak aktarımı yapılırken gerekirse şirket evliliklerini de gözden geçirmemiz, orta boylu firmaları ayakta tutmamız gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlenen “Covid-19 Salgını ve Türkiye Ekonomisine Etkileri” panelinde konuşan Ufuk Akçiğit, rekabet ortamının corona virüsü salgını nedeniyle ciddi şekilde etkileneceğini dile getirdi. Krediye hassas olan şirketlerde 2012 sonrasında düşüş görüldüğünü, şimdilerde ise corona ile birlikte yerli talep şokunun yaşandığını anlatan Akçiğit, şöyle devam etti:

“En büyük problemlerden biri turizm şoku yaşamamız. Sektör en az yüzde 65-70 daralır. Bunun gayri safi yurt içi hasılaya etkisi yüzde 5-10 arasında olur.”

Prof. Dr. Ufuk Akçiğit

KALICI HASAR BIRAKIR

Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar Forumu Direktörü Prof. Dr. Selva Demiralp ise “İleriye dönük en önemli risk ekonominin prematüre açılıp ikinci dalga olması riski. Bu maliyetlerin kalıcı olması, üretim kapasitesinde kalıcı hasar oluşması, yatırım iştahının körelmesi demek” dedi.

İmamoğlu: Çok ince bir çizgide yürüyoruz
TÜSİAD Baş Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu ise sonbaharda kriz ihtimaline, “Döviz tarafında sıkışık bir pozisyon var borcumuzu ödeyemeyecek durumda değiliz ama durum sıkışık. Buradan kriz ne çıkar ne de çıkmaz diyorum, çok ince bir çizgide yürüyoruz” açıklaması ile yanıt verdi. Kur baskısını kontrol altına almak için yapılan düzenlemelerin yabancı yatırımcıyı ve sermayedarı korkuttuğunu aktaran İmamoğlu, “Bu enflasyon riskini de artırıyor. Kredi büyümelerinden başımızı kaldırıp verimliliğe odaklanmalıyız” dedi.
Exit mobile version