Dünya güneşe, Türkiye kömüre dönüyor / Haberin Peşinde Urfa
Tüm dünyada güneş enerjisi yatırımlarının pandemiye rağmen bu yıl yüzde 5 artması beklenirken, Türkiye ise Eskişehir’e dev bir kömür santrali kurmayı planlıyor.
Yenilenebilir enerji kaynakları içinde tüm dünyada güneş ve rüzgarın payı hızla artarken, Türkiye bu trendin gerisinde kalıyor. Bu yıl pandemiye rağmen dünyada güneş enerjisi yatırımlarının bir önceki yıla göre yüzde 5 artarak 115 gigavata (GW) ulaşması bekleniyor. İngiltere merkezli araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie’nin yaptığı analize göre, 2020’de güneşte en büyük yatırımcı ise 39 GW ile Çin olacak. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) verilerine göre, temmuz ayı itibarıyla Türkiye’de kurulu güneş enerjisi gücü, 6.1 GW seviyesinde. Toplam kurulu gücün 90 GW’ı aştığı düşünülürse, güneş enerjisi kapasitesi halen çok düşük.
Gelişen teknoloji ile birlikte güneş enerjisi yatırım maliyetleri yıldan yıla azalıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporlarına göre, güneş enerjisi şu anda dünyada en ucuz enerji olmuş durumda. Buna rağmen Türkiye’nin gündeminde kömürlü termik santraller bulunuyor. Eskişehir’de yapılması planlanan 1.1 GW (1100 megavat) kapasiteli Alpu Kömürlü Termik Santrali’ne karşı açılan bazı davaların kazanılmasına rağmen, proje henüz iptal edilmedi. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hazırladığı Sağlık Etki Değerlendirmesi raporu, Eskişehir’e kurulacak kömür santralinin çevreye, insanlara ve tarım alanlarına büyük zarar vereceğini ortaya koydu.
İNSANLAR ÖLECEK
Rapora göre, santralde kömür yakılmasından kaynaklı olarak ortaya çıkacak hava kirliliği sebebiyle Eskişehir dahil 24 ilde 11 milyonu aşkın insanın sağlığı olumsuz etkilenecek. Hava kirliliği en az 3 bin 200 kişinin de erken ölümüne neden olacak.
Kömür santralinin sebep olacağı halk sağlığı harcamaları nedeniyle toplam 6 milyar 411 milyon Euro sağlık maliyeti ortaya çıkacak. Bununla birlikte proje kapsamında toplam 419.9 hektar tarım alanı, amacı dışında kullanılarak yok olacak.
2019 yılı içinde 135 milyon 472 bin TL gelir getiren 125 bin 770 dekarlık tarımsal alan olumsuz etkilenecek. Bunun sonucu olarak, bölgenin en önemli geçim kaynağı olan çiftçilik ağır darbe yiyecek. Raporun öngörüsüne göre, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 25 bin kişinin bir kısmı çiftçilik faaliyetini sürdüremeyecek.