Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine sonrası açıklama yaptı / Haberin Peşinde Urfa
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası açıklama yaptı.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Ülkemiz ve milletimizn için eser ve hizmet üretmeye kesintisiz devam ettik.Yeni eğitim öğretim yılının açılışını İstanbul Sancaktepe’de öğretmenlerimiz öğrencilerimiz ve velilerimizle birlikte gerçekleştirdik. Bu vesileyle eğitimde ülkemize kazandırdığımız hizmetleri tekrar hatırlama imkanı bulduk.
Gençlerimizle bugünün ve geleceğin dünyasına dair kıs bir ufuk turu yaparak kendileriyle oku, düşün, uygula, neticelendir prensibimizi bir kez daha paylaştık. Öğretmen atamalarından derslik sayısına, altyapıdan teknolojiye kadar eğitime verdiğimiz önceliğin neticelerini görmekten memnuniyet duyuyorum.
Ülkemizin 81 vilayetinde ve ilçelerinde insanlarımızı ev sahibi yapmak için yürüttüğümüz konut projelerini yeni bir kampanya ile başlattık. Toplamda 500 bin sosyal konut, 250 bin konut arsası ve 50 bin işyerini kapsıyor. İlk etapta 250 bin konut, 100 bin konut arsası, 10 bin iş yerini iki yıl içinde bitirmeyi planlıyoruz.
Talep toplama süreci önümüzdeki ay sonuna kadar devam edecek. İlk temeli 25 Ekim’de atıyoruz. Başvurusu sayısı 5 milyona dayanan kampanya Türkiye’nin bugüne kadar yapılmış en büyük sosyal konut atılımı olacak.
2 yıl içinde 250 bin sosyal konutu tamamlayacak, ardından bunu 500 bine çıkaracağız.
1 milyon 100 bin konutu inşa etmiş hükümet olarak süratle 500 bine çıkaracak projeyi söz verdiğimiz şekilde hayata geçirmekle kararlıyız. Gençlerimize, emeklilerimize, engellilerimize, şehit yakını ve gazilerimize özel kontenjanlar ayırdığımız İlk Evim, İlk İşyerim kampanyasının hayırlı olmasını diliyorum.
Eser ve hizmetle yarışamayanların yalan, yanlış ve iftira üzerine kurdukları hezeyanlarıyla, kampanyamızı karalamaya çalışmalarını üzüntüyle takip ediyoruz. 20 yıldır eser ve hizmette yarışacağımız muhalefetin özlemini çektik. Görünüşe göre uzun süre aynı arayışımızı sürdüreceğiz.
Öğrencilerimizin yurt talebini karşılayacak yeni adımları devreye alıyoruz. Yurt kapasitemizi 850 bin yatağa çıkartarak hiçbir gencimizin eğitimden mahrum kalmamasını sağlamanın gayreti içindeyiz. Geçmişte başvuran öğrencilerimizin çok cüzi kısmı yerleşebilirken biz bunu yüzde 90’lar seviyesine çıkardık. 14 Eylül’de 105 yeni yurt binamızın açılışını yaptık.
İlk yerleştirmede yüzde 80’lik talep karşılama oranı yakaladık. İnşallah bu oran zamanla artacaktır. Türkiye’nin Avrupa ülkelerinin çoğunun toplamından yurt kapasitesi fazladır. Siyasi istismar aracı haline getirmek isteyenler dünyadan ve Türkiye’den haberleri olmadığı açıktır.
Başvuran her öğrencimiz kredi, şartları tutan öğrencilerimiz burs alabilmektedir. Kredi ödemelerinin sadece ana para üzerinden yapılmasına ve geçmişteki borçların silinmesine ilişkin düzenleme ekim ayında Meclis gündemine gelecektir.
Geçmişte gerginlik sebebi olan üniversite harçlarını biz kaldırdık. Üniversite öğrencilerine bir de müjde vermek istiyoruz, ek yerleştirmelerin devam ettiği, fiyatlarını değiştirmediğimiz yurtlarda kalan öğrencilerimizin beslenme yardımını 25 TL’den 60 TL’ye çıkartıyoruz.
Böylece beslenme yardımını 2,5 katlık artışla aylık 1800 TL’ye yükseltiyoruz. Amacımız öğrencilerimize yurtlarımıza kaliteli ve doyurucu yemek sunmaya devam etmektir.
Geçtiğimiz hafta sonu Sakarya’da toplu açılış töreni vesilesiyle vatandaşlarımızla ardından da seçimlerde ilk defa oy kullanacak gençlerimizle bir araya geldik. Özellikle gençlerimizle gerçekleştirdiğimiz buluşmada haklarına, özgürlüklerine, geleceklerine sahip çıkma iradelerini 2023’de sandıkta gösterme konusunda görmekten memnuniyet duydum.
Birileri evlatlarımıza umutsuzluk aşılarken gençlerimize güvenmeye, her alanda desteklemeye devam ediyoruz. Pazar günü İTO’nun 140. kuruluş yıldönümü ödül törenlerinde iş dünyamızla bir araya geldik. Uluslararası kuruluşlar, küresel ekonominin ve gelişmiş ülkelerinin büyüme beklentilerini aşağı revize ederken Türkiye’nin büyüme oranı sürekli yükseliyor.
Dünya ekonomik krizden savaşlara, siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuşurken Türkiye olarak içeride ve dışarıda güçlü duruş sergiliyoruz. Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda herkesin takdir ettiği birikim ve dirayete sahibiz.
Kesintisiz yaşadığımız saldırılar, maruz kaldığımız oyunlar, tuzaklar bize böyle bir erken uyarı sistemi oluşturmaya ve etkin şekilde çalışmaya mecbur bırakmıştır. Salgın, Ukrayna-Rusya savaşıyla süren küresel krizlerde biz hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürebildik
Rusya-Ukrayna savaşında her iki tarafla diyalogu sürdürerek pek çok diplomatik başarıya imza attık. Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz.
Asla paniğe ve korkuya kapılmadan son asrın en büyük sağlık kriziyle mücadelede özgün programımızı uyguladık. Rusya-Ukrayna savaşında tahıl sevkiyatından, esir takasına kadar pek çok başarıya imza attık. 5 milyon tonun üzerinde tahıl ihracatını gerçekleştirdik. Ülkemizi bölgesel ve küresel karar alma mekanizmalarının dışında bırakmaya çalışanlara rağmen güvenilir, sorunlara çözüm geliştirici başat aktör olduk.
Ülkemizi kendi çıkarlarının bekçisi olarak görenler yeni durumdan rahatsız olsa da süreci Türkiye merkezli olarak yönetiyoruz. İç siyasette olduğu gibi dış politikada da dayatmaları kabul etmiyoruz. Kazanımları daha iyi taşımak için üç kıtayı birleştiren stratejik konumumuza mütenasip şekilde farklı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi geliştiriyoruz.
Ne batı için doğuya sırtımızı dönüyor ne de ortadoğu ve Afrika’yı ihmal ediyoruz. Bir ayağımızı ülkemize sabitlerken diğeriyle de bölgemizden başlayarak tüm dünyayı kuşatıyoruz. Tarihi, beşeri, kültürel, kadim bağlarımız olan Balkanların güvenlik ve huzurunu kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz. Kritik dönemde Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan’a yaptığımız ziyaretler istikrar ortamının korunması açısından faydalı sonuçlar doğurmuştur.
Özbekistan ve Amerika’da yaptığımız temaslarda Türkiye’nin dış politika vizyonunu ortaya koymuştur. Kardeşim Şevket Mirzayev’in daveti üzerine Şangay İşbirliği Teşkilatı’nın zirvesinde oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdik. 2012 yılından bu yana diyalog ortağı olduğumuz Şangay İşbirliği Teşkilatı ile ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz.
Zirvede ev sahibi Özbekistan Cumhurbaşkanı sayın Mirzayev, sayın Aliyev, sayın Şahbaz Şerif, sayın Modi, sayın Putin, sayın Reisi ile ile bir araya geldik. Bu liderlerle hem ikili münasebetlerimizi tüm yönleriyle ele aldık, bölgesel meseleler konusunda görüş alışverişinde bulunduk.
Zirvenin ardından BM, 77. Genel Kurulu, genel görüşmelerine katılmak üzere New York’a geçtik. 13 saatlik yolculuktan sonra New York’a ulaştık. 2 yıl sonra ilk kez yüz yüze yapılan görüşmeler bizim açımızdan yoğun, verimli ve bereketliydi. ABD’deki vatandaşlarımızdan, Türk sivil toplum kuruluş temsilcilere, farklı kesimden insanlarımızla hasret giderdik. Amerikan düşünce kuruluşu temsilcileri, iş çevreleri, ülke siyasetinin önde gelen isimleriyle kapsamlı istişareler gerçekleştirdik.
BM zirvesinde Türkiye’de son 20 senede eğitim öğretimde yaşanan gelişmeleri, gelecek vizyonumuzu liderlerle paylaştık. Genel kurula hitap ettik. Rusya Ukrayna krizi başta olmak üzere güvenliği ilgilendiren görüşlerimizi tüm dünyaya anlattık. Göç krizi, tahıl sevkiyatı gibi pek çok örnekle Türkiye’nin dünyada oynadığı arabulucu role dikkat çektik.
Doğu Akdeniz, ekonomik gelişmeler, BM’nin yönetim yapısına ulaşan çok geniş yelpazede ülkemizin yaklaşımını dile getirdik. Özellikle Rusya ile Ukrayna arasında barışı tesis etmeye yönelik gayretlerimizin takdirle karşılandığını müşahede ettik. BM Genel Sekreteri yanında bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler de gerçekleştirdik. Ürdün Kralı, Libya, Guatemala, Finlandiya, Kırgızistan, Polonya liderleri ile bir araya geldik. Gürcistan, Almanya, İspanya, Lübnan, Japonya ve İngiltere başbakanlarını kabul ettik.
Aynı binada Katar Emiri ile Kazakistan, Finlandiya, Güney Kore Cumhurbaşkanı ve Bangladeş Başbakanı ile sohbet ettik. Ayrıca Amerikan kongresinin üç ayrı üyesini, FIFA Başkanı, Dünya Yahudi Kongresi Başkanını kabul ettik. BM’nin tam karşısındaki Türkevi binamız görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. Türkevi de küresel diplomasinin merkezlerden biri haline dönüştü. Muhataplarımızla savunma sanayi ve enerji başta olmak üzere ülkemizle işbirliğini güçlendirmeye hazır olduklarını söyledi.
Tahıl kriziyle yakalanan diplomatik başarının esir takasıyla devam ettirilmesi ülkemiz adına gurur verici gelişme olmuştur. Bu vesile ile çabalarımıza verdikleri destek için sayın Putin ve sayın Zelenskiy’e buradan teşekkür ediyorum. Hedefimiz her iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan bu savaşı sonlandırmaktır.
Biz gerilimleri sonlandırmak için samimi gayret ederken Yunanistan’ın tahrik ve provokasyon kokan politikalarını ibretle takip ediyoruz. Yunanistan askeri, siyasi ve ekonomik olarak dengimiz değildir, olamaz. Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl sebebi ülkemizin vaktini, enerjisini, dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye programını engellemek olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Bu hem Yunan siyasetçileri, Yunan halkını kullananlar tarafından tehlikeli bir oyundur. Kısır siyasi hesapları uğruna ülkesini siyasi, askeri ve ekonomik olarak işgale uğratan Yunan yöneticiler bunun hesabını er geç en başta kendi halkına vermek mecburiyetinde kalacaktır. Türk askerinin süngüsünün önünden kaçtığı günleri unutturmaya çalışıp bebekleri, yaşlıları, kadınları öldürdüğü Tripoliçe katliamını zafer gibi kutlayanlar henüz tarihin önünde bunların hesabını vermediler.
Yunanistan’ın dört bir yanına yapılan işgal görünümlü yabancı askeri yığınıklar asıl bizi değil, Yunan halkını rahatsız etmektedir.
Aynı zihniyeti Akdeniz’de Ege’de botlarını batırarak ölüme terk ettiği hatta taammüden katlettiği çocukların ve tüm masumların hesabı elbet bir gün sorulacaktır. Birilerin eteklerini altına saklarak özgürlük de olmaz, kalkınma da olmaz, onurlu duruş da sergilenemez. Yunanistan’a yapılan yığınaklar bizi değil Yunan halkını rahatsız etmelidir.
Bedeli mutlaka ödetilecek ekonomik ve siyasi angajmanlar bizi değil Yunan halkını tehdit etmektir. Türkiye olarak biz bu filmi seyrettik. Şimdi Yunanistan’ın göz göre göre benzer felakete sürüklenmesinden samimiyetle üzüntü duyuyoruz. Askeri yığınaklar, siyasi ve ekonomik d estekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez. Ama bu yanlış adımlar Yunanistan’ı batağa sürüklemeye kafi gelir.
Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini elimizdeki tüm imkanları kullanarak savunmaktan geri kalmayız. Bu da iyi biline. Kendi ekonomik ve kalkınma programımızdan bunu yaparken zerre kadar taviz vermeyeceğimizi belirtiyoruz.
Bugün uyguladığımız yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomik programımız üzerinde yükselttiğimiz altyapılardan biri de ulaştırmadır. Kara, hava, demir, deniz yollarındaki ulaştırma yatırımlarımızda kendi insanlarımızın değil bu projelerle Avrupa’dan Asya’ya bölgemizin tamamının hızlı, konforlu, ekonomik bir şekilde buluşmasını sağlıyoruz.
Londra’dan Çin’e kadar kesintisiz dremiryolu ile gidilebiliyorsa ülkemizde inşa ettiğimiz köprüler, tüneller, yollar sayesindedir. Karadeniz’de lojistik hatlarımızla dünya tahıl krizi başta olmak üzere hpekçok sorunun üstesinden gelebiliyoruz. İstanbul Havalimanı’nda finansmanından projesine pekçok sorunu üzerinde çalışırken muhalefetin takoz koymalarıyla karşı karşıya kaldık. Karalama kampanyaları, iftiraları unutmadık.
Geldiğimiz noktada milletimize söz verdiğimiz her projeyi yaptık. Bir kısmının inşasını hızla sürdürüyoruz. İzmir Körfez geçişini içeren İstanbul-İzmir otoyoludur. Feribotla 1 saati, yoğun vakitlerde araçla 1,5 saati bulan İzmit Körfez geçişini Osmangazi Köprüsü’yle 5 dakikaya indirdik.
Sadece bu ayın ilk 22 gününde Osmangazi Köprüsü’nü günde ortalama Bay Kemal burayı iyi dinle 51 bin araç kullandı. Köprü ve otoyolunun araç garantisi oranı yüzde 116’ya yani garanti rakamının çok üstüne çıkmış durumdayız. Çanakkale Köprüsü ile iki kıta arasındaki geçişte yaşanan çileye son vererek 6 dakikada ulaşım sağlıyoruz. Modern, medeni olmak bu Bay Kemal.
Ana muhalefetim demekle bir yere varamazsın. Çanakkale Köprüsü’nün günlük araç ortalaması 8 binin üzerine çıktı. Milletimiz bu hizmetin konforuna alıştıkça araç geçiş sayısının her geçen gün artacağına işaret ediyor.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, boğaz araç geçiş trafiğine Kuzey Marmara Otoyolu İstanbul trafiğine çok büylük rahatlama getirdi. Araç geçişi 113 binin üzerine çıktı. Allah rahmet etsin Menderes Vatan Caddesi yaptığı zaman o zamanın CHP’si ‘Buraya uçak mı indireceksiniz’ diyordu. Aynı kafa. Değişen bir şey yok. Bana dedikleri şu, adını niye Yavuz Sultan Selim koydunuz? Ne koyacaktık? Kendi adını koysaydınız dediler. Ben öldükten sonra siz koyarsınız.
Biz tarihimizle gurur duyuyoruz. Ondan sonra gelen büyüklerimiz Kanuni, Fatih Sultan Mehmet, Sultan Abdülhamid tarih yazdı. Sultan Abdülhamid 33 sene gram kaybetmeden Osmanlı’yı kaybetti. Şimdi utanmadan, sıkılmadan tarihçiyim diyenler malesef şecaat arzederken sirkatini söylüyorlar. Artık ülkemizin dünyadaki en prestijli markalarından biri haline gelen İstanbul Havalimanı bu ayın ilk 22 günü 5 milyondan fazla yolcuyu ağırladı. Eşek ölür kalır semeri, insan olur kalır semeri. Sen ne yaptın ne onu söyle! İstanbul’da bir çeşmenin musluğunu çevirmekle açılış olmaz. Büyükşehir belediyeleriniz ne yaptı? Bir yol yapmaktan acizsiniz. Medeni olmak başka, gayri medeni olmak bambaşka bir şey.
Siz gelirken suyu ucuzlatacağınızı söylemiştin şimdi suya zam yapıyorsunuz. İşte İstanbul’un belediye başkanı olduğum zaman sizler suyun ne anlama geldiğini gayet iyi biliyorsunuz. Sular akıyor muydu? Bütün bu işleri hallettik mi? Suyu ucuz fiyata İstanbul halkına verdik 1994’de. Bizden önce yine CHP vardı. Onlarla suyu bulmak hakgetire.
Antalya Havalimanımız. Burası da 20 bin 235 uçuşla 3,6 milyonu aşkın yolcuya hizmet verdi. Türkiye şu anda dünya ile yarışıyor. Sabiha Gökçen; Bay Kemal televizyon televizyon dolaşıyordu. Sabiha Gökçen için ihtiyacımız yok diyordu. Şu anda Sabiha Gökçen’den aynı dönemde 13 bin 200 uçuş, 2,2 milyon yolcuyla o da bu kervana katıldı.
Şimdi biz ikinci pisti de yapıyoruz. Mayıs’ta ikinci pistimiz bitiyor. Yeni terminal binasını da yapacağız Sabiha Gökçen’e. Malezyalılar ‘Bırakın biz yapalım’ diyorlar. Daha önce çıkmak istiyorlardı, ama baktılar ki burasının maşallahı var. Bir taraftan terminalin yapımıyla alakalı çalışmaların kararını vereceğiz. Malezyalılarla ortak mı yaparız, yoksa salt Malezyalılarla mı yaparız, karar vereceğiz.
Dünya havacılığı sorunlarla boğuşurken bizim hava limanlarımız rekordan rekora koşuyor. Konfor var, ikram var Hiçbir havalimanı ve havayollarında bizimkiler kadar kalite ikram yok. Sakarya’daki törende hizmete açtığımız eserlerden olan Kaynarca-Karasu yolunun 49 kilometrelik kısmı bölgedeki trafiği yoğun şekilde rahatlatacaktır.
Ulaştırma projelerin açılışını kesintisiz sürdürüyoruz. Kaz dağları bölgesinde inşa ettiğimiz içinde 5,7 kilometreyi bulan Assos ve Troya tünellerinin de yer aldığı 9,6 kilometre olan Ayvacık-Küçükkuyu yolunu açılışa açık hale getirdik. Kazdağı artık yangınlarla anılmasın istiyoruz.
Diyarbakır’da Güneybatı Çevre Yolunu, köprülü kavşakları ve köprülerini tamamladık 1 milyar liraya malederek. Malatya’da Hekimhan yolunu üzerindeki 8 tüneli, 16 köprüsüyle hizmete almaya hazırlanıyoruz. Gaziantep’te güzergahı 25, 5 kilometreyi bulan Gazi Ray’ı bitirdik. İstanbul’da Kadıköy-Pendik hattını bitirdik. Tüm bu projeleri Ekim ayı içinde inşallah hizmete açmayı planlıyoruz.
Eser ve hizmet şöleninin açılışını önümüzdeki Pazar günü yapıyoruz. 183 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapısı nasıl kazandırdıysak, 2053’e kadar 198 milyar dolarlık ilave ulaştırma ve altyapı yatırımıyla buluşturacağız.
Çarşamba günü ülkemizin en büyük sağlık yatırımlarından biri olan Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışını yapıyoruz. Ankara’nın ikinci dev şehir hastanesi.
Şu anda zaten tedaviler başladı. Çarşamba günü saat 14.00’de inşallah resmi açılışını yapacağız. Ne kadar modern, muhteşem bir şehir hastanesine başkentimizi kazandırdığımızı göreceksiniz. Önümüzdeki hafta sonu ülke gündemindeki cemevlerinin toplu temel atma törenlerini gerçekleştireceğiz.
Bugün kabine toplantımız bayağı neşeliydi, canlıydı. Bakan arkadaşlarım bayağı iyi hazırlanmışlar. Milletimize belli müjdeleri verelim diye. Çiftçilerimizin en önemli gider kalemleri arasında yer alan elektrik faturalarında KDV oranı yüzde 8’e düşerek üreticilerimize yıllık 3 milyar destek sağlamıştık. Güneş enerji santralleri teşvik ederek hem kendi ihtiyaçlarını karşılamalarını, hem de üretim fazlasını ulusal sisteme satabilmelerinin yolunu açmıştık.
Bugün de yeni bir düzenlemenin müjdesini veriyoruz. Bundan sonra elektrik faturaları aylık ödenmek yerine hasat sonunda yani ürünler satılıp gelir elde edildiğinde ödenebilecek. Ziraat Bankamız çiftçilerimizin elektrik borçları için açacağı faizsiz kredinin tahsilini hasat döneminin sonunda yapacak.
Çifçilerimizin önceki dönemden kalan elektrik borçları için Ziraat Bankası vasıtasıyla kolaylık getiriyoruz. 5 yıl vade ve faizsiz geri ödeme imkanı ile çiftçilerimiz borçlarını kapatabilecek.
Enerji şirketlerimizle önceki dönem borçların gecikme cezası uygulanmadan, ana paradan bir bölümünü indirilmesi mutabakata varıldı. Enerji maliyetleriyle ilgili bu kolaylıkların çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Çalışanlara ödenen elektrik ve doğalgaz desteklerinin 1000 TL’ye olan kısımına vergi muafiyete getiren, yurtdışında çalışan işçilere ödenen ücretleri istisna tutan üç düzenlemenin hayırlı olmasını diliyorum.
Yardım programları, 2022’de ayırdığmıız bütçeyi 6 milyar liradan 11,5 milyar liraya çıkarmıştık. Bu çerçevede prefabrik ev yapımı yardımını 150 bin liraya, betonarme ev yapım yardımını 200 bin liraya, ev onarım yardımını 75 bin liraya, öksüz yetim yardımını 600 liraya, eşi vefat eden kadınlara yapılan yardımı 1000 liraya, çoklu doğum yapan muhtaç aile desteğini 400 liraya, şartlı sağlık yardımını 100 liraya yükselttik.
Biz sosyal destekleri sadece yoksullara değil hak ve ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımıza verildiği anlayışla sistemi sürekli geliştiriyoruz. Bu kapsamda doğalgaz tüketim desteğidir. Şubat ayından itibaren başvuruları alınmaya başlayan bu desteğin ilk ödemelerini 311 bin haneye yapmıştık. Yeni başvuru döneminde ev sahipliği yanında kiracıları da doğalgaz desteğine aldık. Hane bayşı 900 lira ile 2 bin 500 lira olacak şekilde arttırdık.
Kronik hastası, yaşam destek cihazı bulunan hanelere yüzde 5 ilave edilecektir. 3 milyar liralık doğalgaz desteği vererek vatandaşlarımızı karda, kışta sıcak bir yuvaya kavuşturmakta kararlıyız.
Türkiye Aile Destek Programımızın kapsamını geliştiriyoruz, bütçesini de 40 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece toplam hane sayısını yaklaşık onda birine kavuşacak etkinliğe kavuşturuyoruz. Çocuklarımız için ilave destekler getiriyoruz. Elektrik tüketim desteğinden aile desteği programına dahil olan aileler de yararlanabilecek. Bu düşüncelerle hepinizi tekrar saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.”
Hibya Haber Ajansı