Dünyayı sarsan Korona salgını sürecinde gündelik yaşamdaki kısıtlamalar pek çok değişimi de beraberinde getirdi. Peki salgın sonrasında bu değişimler yaşama nasıl yansıyacak? İnsanları nasıl bir dünya bekliyor? Yeni dünyaya insanlar nasıl adapte olacaklar? İşte yanıtları…
Korona salgınıyla birlikte insanlar derin uykularından uyandılar. Ama biraz sert bir tokatla uyandırıldılar. Bu uyanış farkındalıktır. Kendisinin, çevresinin, başka insanların, başka ülkelerdeki insanların, dünyanın farkına varıldı. Bu dönemin sonucunda artık insanlar hiç olmadıkları kadar duyarlı olacak, farkında olacak, daha sosyal olacaklar, vefalı olacaklar. Anı yaşamak, şimdiyi yaşamak anlam kazanacak. Gündelik yaşamda çok basit görülen etkinlikler bile kıymete binecek. Bir kafede içilen kahve, yenilen yemek, tatil, arabayla gezme, yürümek, deniz kenarında oturmak… Eskiden ne kadar basitken bu dönem sonrasında anlam kazanacaklar. Bu güzellikleri kaybettiği zaman insanın farkındalığı artıyor. Dolayısıyla da insanların bu konudaki çok fazla ileriyi düşünmek, çok fazla plan yapmak, sadece gelecek zamanda yaşamak hisleri değişikliğe uğrayacak. Bugünün farkına varacak, bugünden zevk almaya başlayacaklar. “Farkındalık artınca anı yaşıyorsun. Anı yaşadığın zaman yediğimizin, içtiğimizin, gezdiğimizin değerini biliyoruz. Elinizdekilerin farkına varıyor ve şükrediyorsunuz” diyen Kişisel Gelişim Uzmanı Turhan Güldaş corona virüsü sonrası insanları nasıl bir dünya bekliyor anlattı…
BİZ KAVRAMI ANLAM KAZANACAK
Bir süredir bencil yaşam tarzları ön plana çıkıyordu. Artık bu da değişikliğe uğramak zorunda kalacak. Daha önceki egoist yapıda her şeyde ‘ben, ben, ben’, gerisi farketmezdi. Ama bunun böyle olmadığı anlaşıldı. Başka kıtadaki bir hastalık bizi de etkileyebiliyor. Ülkemize, ailemize, evimize kadar girebiliyor. Her şey globalleşti. Dünya çok küçüldü. İletişim arttıkça insanların birbiriyle etkileşimi de arttı. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan sorun herkesi etkiledi. Dolayısıyla artık bir ülkenin, bir bölgenin sorunu, bir ırkın sorunu olmaktan çıkıp global sorun olmaya başlayacak. Ve insanlar buna daha duyarlı olacak. Yani dünya ‘Biz’ olacak. Herkese önerdiğim mantramın cümlesinde de biz kavramı öne çıkıyordu. “Bugün daha mükemmel bizi yaratıyoruz”. İnsanlar daha mükemmel bir biz yaratmak için, daha mükemmel bir dünya yaratmak için, daha mükemmel toplumlar yaratmak için daha duyarlı olacaklar. Daha farkında olacaklar. Artık başka ülke ve bölgelerdeki insanların sorunlarına sırt çeviremeyecekler. Duyarlı olmak zorundalar.
YAŞAM ŞEKİLLERİ DEĞİŞECEK
Yaşam şekilleri zorunlu olarak değişecek. Her şeyden önce bireysel olarak insanlar eve kapanmanın, içe dönmenin sonucunda biraz sudan çıkmış balık gibi olacaklar. Alışkanlıklarını, düşünme şekillerini değiştirecekler. Öncelikle hijyene çok daha fazla dikkat edecekler. Sağlığına dikkat etmeyen insanlar dışlanacak. Ayrıca bu dönem sonrasında da daha tutumlu insanlarla karşılaşabiliriz. Dışarı çıkan, gezen, kulüplere, restoranlara giden, tiyatrolara sosyal yerlere giden insanların sayısı belli bir dönem azalacak. İnsanlar toplu yerlerden belli bir dönem uzak duracaklar. Evde vakit geçirmekten zevk alacaklar. Yeni planlar, yeni başlangıç için yeni hedefleri olacak. Ve farklı bir kişilikle yeni bir hayata başlayacaklar. Zihinsel olarak ise insanları, büyük bir depresif sonun başlangıcı bekliyor. Evde kalmanın verdiği içsel sorgulama sonucu insanlar, adaptasyon güçlüğü yaşayacak.Gündelik yaşamdazorunlu değişimler görülecek. İnsanlar işine gidecek ama mesafeli kalacak. Evde vakit geçirmenin güzel yönleri ağır basacak. Aileleriyle vakit geçirmesini öğrenecekler. Çocuklarına, eşlerine vakit ayırmanın ne demek olduğunu öğrenecekler. Yani kendi küçük dünyalarını yaratacaklar. İnsanların spora eğilimleriartacak. Sağlık konusunda farkındalık artacak. Daha sağlıklı olma hali trend olacak.
EGOİST YAŞAM SINIFTA KALDI
Toplumsal olarak insanlar olaylara sadece bireysel olarak bakmaktan vazgeçecekler. Dünyada olup bitenin farkında olacaklar. Egoist mantık gittikçe uzaklaşacak. Çünkü içinde yaşadığımız sorunları egoistçe yaşadığımız için yarattık. Bu dönemin sonrasında insanlar toplumsal olayları çok daha farklı yorumlayacaklar. İşbirlikleri artacak, insanlar işlerinin değerini bilecekler. Herkes kazandığı paranın daha çok değerini bilecek. Daha dikkatli harcayacak. Ekip çalışması önem kazanacak.
AİLE DEĞERLERİ PERÇİMLENECEK
Aile değerleri öne çıkacak. Çünkü insanlar bu dönemde ailelerini özledi, büyüklerini özledi. Aileler kadar, komşuluk ilişkileri artacak, dostluklar değerlenecek, arkadaşlıklar önem kazanacak.
SAĞLIKLI OLMAK ANLAM KAZANACAK
Korona günlerinin sonrasında belki de en önemli değişim sağlık konusunda yaşanacak. Sağlık alanında toplumsal duyarlılık artacak. İnsanlar sağlık konusundaki farkındalıklarını yeniden kazanacaklar. İnsanlar sağlığın ne kadar önemli olduğunu çok acı bir şekilde anladılar. Bir süredir öylesine bir girdapta yaşıyordu ki insanlar, sanki ölümsüzmüş gibiydiler. Sanki 80 yıl herkes yaşayacakmış gibiydi. Ama öyle bir kontrat yok. Bu süreçte yaşanan ölüm korkusuyla birlikte ölümlü olduklarını anlayacaklar. Beslenmelerine, sağlıklarına, soludukları havaya reaksiyonları değişecek. Sağlık insanların birinci önceliği olacak. Her şeyin önüne geçecek. İnsanlar buna değer veren politikalar isteyecek. Bunu gözlemleyecek, daha global bakabilecek. Ben tokum, ben sağlıklıyım, etrafımda ne olursa olsun olamayacak. Ayrıca uzun zamandır ülkemizde olmayan bir araştırmacı ruh, bilime, ilme saygı yeniden ortaya çıkacak. Bilim insanları, ilim insanları, bir şeyler araştıran insanlar daha öne çıkacak.
ÖLÜM VE YAŞAM PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI
Ölüm hep vardı ancak bugüne kadar çok uzaktı. İnsanlar adeta bu düşünceyle yaşamını kıymetini bilmiyorlardı. Artık yaşamla ölüm arasındaki sınır pamuk ipliğine bağlandı. Her an kopabilir. Birisinden bir virüs, bir hastalık kapabilirsin. Aslında vücudun bir yerinde bir hastalık da belirebilir. Bunlar insanların bütün yaşadıklarını ortadan kaldıracak ve bütün planlarını da altüst edecek. Artık planlar değişecek. Zira insanlar ölümün nefesini enselerinde hissetmenin ne demek olduğunu anlayacaklar.
ÖZGÜRLÜK KAVRAMI DEĞİŞİYOR
Özgürlük kavramı da topyekun değişecek. Daha önce özgür olduğunu düşünen, özgürce yaşadığını sanan insanlar, aslında ne kadar da diğer insanlara bağımlı olduğunu anlayacak. Özgürlüğün sınırlı olduğunu farkına varacaklar. Sonrasında özgürlükler daha da sınırlanacak. Dünyada tüm insanlar birbirine bağlı. Bu sürecin gösterdikleri özgürlük kavramını da sorgulattıracaktır. Bir yeri etkileyen bir şey diğer ülkeleri de etkiliyor. Ülkelerin özgürlükleri değişecek. Ülkeler biraz daha içine kapanabilir. Globalleşme biraz tersine dönebilir. Vatandaşını düşünen, vatandaşının yarınını düşünen, vatandaşı zordayken ona arka çıkan yönetim anlayışları insanların politik tercihlerinde de önemli bir rol oynayacak.Global anlamda da bir kıstas olacak. Bir lideri yönetimi değerlendirirken bu kıstaslar kullanılacak. Bu tarihi zamanlardan örnekler verilecek. Vatandaşların liderleri sorgulama şekli da değişecek. Liderlerden beklentileri de değişecek. Daha modern, yenilikçi, güncel, vatandaşını ve sosyal devleti düşünen, sıkıntıya düştüğünde vatandaşın arkasında olabilecek liderler öne çıkacak. Benim söylemim olarak Bio-Liderler daha ön plana çıkacak, vatandaşlar da bu liderlere yönelecek.