Çiftçiden esirgenen alım fiyatı ithalata mecbur bıraktı / Haberin Peşinde Urfa
Hububatta çiftçiye verilen düşük fiyat ithalata mecbur bıraktı. ZMO Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Çiftçi ürününü düşük fiyattan TMO’ya satmayınca ürün tüccara kaldı ve fiyatlar yükseldi. Şimdi sıfır gümrükle ithalat maliyetleri düşürmeye çalışıyorlar” dedi.
Hububatta hasattan sonra açıklanan alım fiyatları piyasa şartlarının altında kalıp, çiftçi de ürününü düşük fiyattan Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) satmayınca, yeni bir ‘ithalat sopası’ geldi.
Pandemi sürecinde belli aralıklarla kolaylaştırılan tarımsal ithalatın önü bir kez daha açıldı ve buğday, arpa, mercimek gibi kuraklıktan etkilenen bazı hububatların ithalatında gümrük vergisi yıl sonuna kadar sıfırlandı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, bunun hububattaki taban alım fiyatlarının düşük kalmasının bir sonucu olduğunu anlattı.
“Çiftçi, alım fiyatları düşük açıklandığı için elindeki ürünü Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) satmadı. Ürün stokçuya ve tüccara kaldı” diyen Suiçmez,
“Çiftçinin TMO’ya satmaması sonucu dışarıdan alma yoluna gidildi, dünyadaki yüksek fiyatlardan dolayı tıkanınca vergileri düşürüp dış alımı en az masrafla sürdürmeye çalışıyorlar. Oysa piyasa şartlarına göre bir alım fiyatı belirlenip de çiftçi ürününü doğrudan TMO’ya satsaydı ithalat miktarı düşürülürdü” diye konuştu.
BUĞDAY İTHALATI 11 MİLYON TONA ÇIKABİLİR
Türkiye 2020’de 9.7 milyon ton buğday ithalatı yapmış, buna 2.3 milyar dolar ödemişti.
Suiçmez, 2021 buğday ithalatı miktarının 11 milyon tonlara çıkacağı tahmininde bulundu. Bunun bedelinin de artacağına vurgu yapan Suiçmez, dünyada yükselen hububat fiyatlarından dolayı 240 dolara alınabilen bir ürünün şu an 330 dolara alındığı bilgisini verdi.
2020’de ton başına bin 650 lira olan ekmeklik buğday alım fiyatı 2021 ürünü için yüzde 36,4 artışla ton başına 2 bin 250 lira olarak açıklanmıştı. Açıklanan fiyat piyasa fiyatının altında kaldığı için TMO’nun stoklarının zayıf kaldığı, ithalat .leleri ile hububat alımı yapmaya çalıştığı görülüyor.
2022 İÇİN ŞİMDİDEN ADIM ATILMALI
Baki Remzi Suiçmez, 2022’de de benzer bir durum yaşanmaması için şimdiden gerekli önlemlerin alınması gerektiğinin altını çiziyor.
Suiçmez, “Tarımsal destekler yetersiz ve zamanında ödenmiyor. Doğru zamanda ödeme yapıp, girdi maliyetlerini düşürüp, çiftçinin 2022’de hububat ve bakliyat ekimini teşvik etmek gerekir. Yoksa her yıl aynı kısır döngüyü yaşayacağız” değerlendirmesini yaptı.
BUĞDAYA 4.5 MİLYON TONLUK KURAKLIK DARBESİ
ZMO İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran ise, sıfırlanan gümrük vergilerine yönelik “Görünen o ki, hububat ve baklagilde büyük bir rekolte düşüşü bekleniyor. İç piyasada yeterliliği sağlamak amacıyla vergileri sıfırladılar” diyor.
Kapıkıran’ın verdiği bilgiye göre, 2021’de buğday üretiminin 19.5 milyon ton olması bekleniyordu. Kuraklığın etkisi henüz net olarak ölçülmedi ancak 15 milyon ton civarına düştüğün tahmin ediliyor.
Düşen üretimden dolayı Türkiye’nin söz konusu ürünlerde kendine yetememesinin de ithalatın bir diğer nedeni olduğunu aktaran Kapıkıran, “Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’nin buğdayda kendine yeterlilik oranının yüzde 107’lerden yüzde 89’a geriledi. Bu yıl yaşanan kuraklıktan sonra bunun yüzde 80’in de altına indiği tahmin ediliyor” dedi.
KENDİNE YETERLİLİK İÇİN ÖNLEMLER ALINMALI
TÜİK verilerine göre kuraklık öncesi kendine yeterliliğin nohutta yüzde 127.5, kırmızı mercimekte yüzde 71.7,kuru fasulyede yüzde 76, yeşil mercimekte yüzde 85.3 ve arpada yüzde 94.8 olduğunu ifade eden Kapıkıran, şöyle devam etti:
“Bu yeterlilikler kuraklık dolayısıyla daha da düşecek. Kendine yeterliliği sağlamak amacıyla ithalata başvuruluyor ancak bu geçiçi bir çözüm değil. Bir an önce üretimin planlı hale getirilmesi, çiftçi desteklerinin küresel girdi maliyetlerindeki artış göz önüne alınarak yeterli hale getirilmesi gerekir ki kendine yeterlilik sağlanabilsin.
Aksi takdirde önümüzdeki dönemde hem tüketici yüksek gıda fiyatlarına maruz kalmaya devam edecek hem de gelirdeki düşüşle yeterli beslenme oranı azalacak hem de çiftçinin tarımdan kopuşu daha da hızlanacak.”
18 YILDA 59 MİLYON TON İTHALAT
Öte yandan, buğdayda geçen yıl en çok ithalatın yapıldığı ülke Rusya olmuştu.
TÜİK verilerine göre geçen yıl 9 milyon 750 bin ton buğday ithalatının 6.5 milyon tonunun Rusya’dan yapıldığını anımsatan Murat Kapıkıran, “1 milyon tonunu Ukrayna’dan, 550 bin tonunu Kanada’dan, 400 bin tonunu Meksika’dan ve 300 bin tonunu da Litvanya’dan aldık” dedi.
Kapıkıran’ın verdiği bilgiye göre son 18 yılda 59 milyon ton buğday ithalatı yapıldı.
GIDA ENFLASYONUNA OLUMLU ETKİ SAĞLAMAYACAK
Resmi Gazete’de yayınlanan söz konusu ithalat kararının yurt içindeki yüksek fiyatları düşürmeye katkı sağlayacağı yorumları yapılmıştı.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, “Karar, gıda enflasyonunu düşürücü etki yapmaz” dedi. Kararın tüketiciye herhangi bir etkisi olmayacağı gibi çiftçiyi de olumsuz etkileyemeceğini ileri süren Taşpınar, şöyle devam etti:
“Buğday ve diğer hububat fiyatları dünya genelinde de yüksek, bizde de yüksek. Bu yüzden çiftçinin satacağı ürünü etkilemeyecek. Sanayici ithalatını yapıp, ihracatını devam ettirmesi açısından karar önemli. Çünkü Türkiye’nin ithal ettiği buğday işlenip, mamul haline getirilip, ihraç ediliyor.”
ZMO İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran ise, son yıllarda düşen üretimin kendine yeterliliği de düşürmesi nedeniyle ithal edilen buğdayın da iç piyasada tüketilmeye başladığının bilgisini verdi.