Bilim Kurulu Üyesi Tezer: Erkeklerden plazma alıp, hastaya vermek daha doğru / Haberin Peşinde Urfa
Erkeklerin Covid-19 enfeksiyonundan daha fazla etkilenen ve daha ağır seyreden grubu oluşturduğunu belirten Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, “Erkeklerde yoğun bakım ihtiyacı, ağır hastalık geçirme oranı daha fazla olduğu için erkeklerin bağışıklık sisteminin oluşturduğu antikorları alıp plazma olarak hastalanmış kişilere vermek daha doğru bir yaklaşımdır” dedi. DSÖ verilerini yorumlayan Prof. Dr. Tezer uyardı: Hastalık tüm hızıyla devam ediyor. Aynı şekilde bulaşıcı özelliğini sürdürmeye devam ediyor.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer, kurallara uyulduğu sürece corona virüsü vaka sayılarının 900’lerin altına düşebileceğini ancak bunun ilk aşamadaki gibi hızlı değil, yavaş olacağını anlattı.
Vaka sayılarının düşmesi için herkese büyük görevler düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Tezer, “Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine baktığımızda hala Covid-19’a bağlı ölümlerin yüzde 80’inin 65 yaş üstünde olduğunu görüyoruz. Bizim korumamız gereken risk grubunda olanlar var. Bunlar içerisinde 65 yaş üstü ve altta yatan hastalığı olanları saymak gerekiyor.
Kardiyovasküler hastalıklar, kalp-damar hastalıkları, obezite, diyabet, böbrek hastalıkları gibi bağışıklık sistemini baskılayıcı hastalığı olanlar özellikle risk grubunu oluşturuyor. Maalesef bunlar ülkemizde ve dünyada en fazla ölen ya da yoğun bakım ihtiyacı gereken risk grubunu oluşturuyor. Bunları korumak adına bize düşen önemli görevler var” diye konuştu.
‘HASTALIK TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR’
Dünyada Covid-19 vaka sayılarının 15 milyona dayandığını, 600 bin civarında da ölümlerin olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tezer, “Hastalık tüm hızıyla devam ediyor. DSÖ’nün açıklamasına baktığımız zaman Covid-19 virüsünün enfektivitesini azalttığıyla ilgili elimizde hiçbir veri yok. Aynı şekilde bulaşıcı özelliğini sürdürmeye devam ediyor.
Elbette dünyanın tecrübesi oldu. Bu tecrübeyi olumlu yönde kullanan bizim gibi ülkelerde vaka sayıları azalıyor. Ancak şu an baktığımız zaman Brezilya’da, Hindistan’da vaka sayıları oldukça fazla ve maalesef ölümler şiddetli bir şekilde devam ediyor. Benzer şekilde Amerika’da, Güney Afrika’da en fazla vaka görülen ülkeler arasında ilk sıralarda bulunuyorlar” dedi.
‘ERKEKLERDEN PLAZMA ALMAK DAHA DOĞRU’
Prof. Dr. Tezer, dünya verilerine bakıldığı zaman erkeklerin Covid-19 enfeksiyonundan daha fazla etkilenen ve daha ağır seyreden grubu oluşturduğunu ifade etti. Prof. Dr. Tezer, şöyle konuştu:
“DSÖ’nün en son verilerinde erkeklerde Covid-19’a bağlı ölümlerin daha fazla olduğu görülüyor. Yoğun bakım ihtiyacı da erkeklerde daha fazla oluyor. Erkekler daha fazla kalabalık yerlerde temas halinde oldukları için hastalığa daha fazla yakalanıyorlar.
Onun dışında erkeklerde kardiyovasküler hastalıklar daha fazla görünüyor. Kardiyovasküler hastalığı olanlarda Covid-19 daha ağır seyrediyor. Covid-19 virüsünün vücudumuzda hücrelere yapışacağı ACE2 reseptörlerinin erkeklerde daha fazla olması sebebiyle erkeklerin hastalığı daha ağır geçirdiği de söylenebilir.
Kadınlarda ‘XX’ kromozomu varken erkeklerde ‘XY’ kromozomu var. Bağışıklık hücremizi yönlendiren genetik yapılar ‘X’ kromozomu üzerinde daha fazla bulunuyor. Bu yüzden ‘kadınlar hastalığı daha mı hafif geçiriyor?’ diye düşünülebilir. Böyle baktığımız zaman erkekler hastalığı daha ağır geçiriyor.
Hastalığı ne kadar ağır geçirirseniz vücudunuzun bağışıklık hücreleri daha iyi antikor yanıtı oluşturduğu için erkeklerde antikor cevapları daha yüksek oluyor. Bu yüzden İngiltere’de, hastalanan erkeklerden kan örnekleri alınıp hastalanmış kişilere plazma olarak verilmesinin doğru bir yaklaşım olacağı ifade edilmişti. Yani hastalık ne kadar ağır geçirilirse bağışıklık hücrelerinizde daha fazla antikor yanıtı oluşturuyor.
Erkeklerde yoğun bakım ihtiyacı, ağır hastalık geçirme oranı daha fazla olduğu için erkeklerin bağışıklık sisteminin oluşturduğu antikorları alıp plazma olarak hastalanmış kişilere vermek daha doğru bir yaklaşımdır.” (DHA)