Benim bu vatana çok borcum var! / Haberin Peşinde Urfa
Yetim babasını Kazım Karabekir Paşa’nın okuttuğu Avukat Gülten Alkan “Bu ülkeye borçluyum” dedi, hayatını eğitime adadı. Türk Eğitim Vakfı’na vasiyet bağışçısı oldu.
Yaşayan bir tarih 82 yaşındaki avukat Gülten Alkan… Üç cephede savaşan askeri eczacı Ömer Lütfi’nin torunu olan Alkan’ın babası Agah Bey ise ‘Yetimlerin Babası’ olarak bilinen Kazım Karabekir Paşa’nın okuttuğu yetimlerdendi. Bir hukuk çınarı olan Gülten Alkan da “Benim bu ülkeye borcum var” deyip Türk Eğitim Vakfı’nın vasiyet bağışçılarından oldu…
1963’ten bugüne bir fiil avukatlık yapan, ceza hukukçusu olarak sıkıyönetim mahkemelerinde savunmalara çıkan avukat Gülten Alkan’la tarihten bugüne sohbet ettik. Çocukluğunu anlatırken yüzündeki tebessüm hiç kaybolmadı. Ama konu hukuk ve adalete geldiğinde hüzünlenip “Kızıyor ve üzülüyorum çünkü hukukun gerektiği gibi uygulanmadığını görüyorum” diyen Gülten Alkan’la 5 Nisan Avukatlar Günü vesilesiyle bir araya geldik. İşte 82 yılı deviren hukukçu Gülten Alkan’ın tarih kokan anıları:
82 yaşındaki Avukat Gülten Alkan, arkadaşımız Hande Zeyrek’in sorularını yanıtladı.
İSMET PAŞA’NIN ARKADAŞI
‘Babamdan başlamak isterim’ diyor naif ses tonuyla… “Çünkü benim bu ülkeye borcum var” diyerek sohbete ailesinin anılarıyla başlıyor Gülten Alkan… “Babam Agah Alkan, Kazım Karabekir Paşa’nın okuttuğu yetim çocuklardan. Annesi onu doğururken ölmüş. Babası da o çok küçükken öldürülüyor. Bayburt’un köyünde teyzesinin yanında büyüyor. Dünya savaşında aç kalıyorlar. O sırada Kazım Karabekir Paşa bütün yetimlerle ilgileniyor, onlara kucak açıyormuş. Onun açtığı okul ve yetimhaneler bugünkü kolejlere taş çıkarırmış. Kazım Karabekir Paşa’ya da hep gidermiş. Ona minnet borçluyuz. Subay oluyor babam. İstanbul’da annemle tanışıp evleniyor. Ben ve iki kardeşim dünyaya geldi. Kardeşlerim de okudular. Üç kardeşten şimdi bir tek ben hayattayım. Biz asker çocukları çok yeri dolaşırız. Ama biz çok güzel bir çocukluk geçirdik. Babam anneme hep ‘Muazzez’ciğim diye seslenirdi. Ailemiz anaerkildi. Babam sevgi dolu bir insandı. Annem Muazzez ise askeri eczacı Ömer Lütfi’nin kızı. Büyükbabamın doğumu 1882. İsmet Paşa’nın da arkadaşı. Üç cephede birden çarpışıyor. Yemen, Trablusgarp ve Balkanlar. O da 40 yaşında hayatını kaybediyor. Anneannem 25 yaşında dul kalıyor. Geride 4 ve 8 yaşında iki yetim bırakıyor. Harp zamanı maaşı da ödenemiyor ve anneannem ne var ne yok satıyor.”
9 aylık Gülten Alkan anne ve babasıyla.
22 Haziran 1939 Kütahya doğumlu olan Gülten Alkan ilkokula 6 yaşında Merzifon’da başladı. 2, 3 ve 4’ü Ankara’da, 5. Sınıfı Erzurum’da okudu. “Asker çocuğu olmak zordur, ama bir o kadar da onurlu bir şeydir. Bizim ailede saygı sevgi ve dayanışma vardı” diyen Alkan’a çok zor yıllarda avukatlık yapmışsınız deyince “hayır bundan çok daha rahattık” diye itiraz etti. Hukuk okumaya nasıl karar verdiğini ve o yılları şöyle anlattı:
HUKUK ÇOK ÖNEMLİ
“Ben inşaat mühendisi olmak istiyordum. İstanbul Kız Lisesi’ni bitirdim. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne girdim. Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde davalara girdim. Bazı hakimler çok adildi. Tüm mahkemeler için geçerli değil. Gölcük Donanma Mahkemesi’nde gencecik çocuklara hırsızlıktan idam cezası verip astılar. Dönem değişti ama maalesef yaşananlar aynı. Bugün hala hukukun üstünlüğünü tartışıyoruz. Kızıyor ve üzülüyorum.”
Atatürk’ün yanındaki anneannesi Fatma Şükriye, onun yanındaki ise dedesi Ömer Lütfi.
1963’TEN BERİ AVUKATIM
“Aklımda inşaat mühendisliği vardı. Babamın bir komutanı bayramda bize geldi, “Dağda bayırda nasıl çalışacaksın” diye sordu. Hukuk seçtim. Staj
döneminin ardından 1963’ten beri bir fiil avukatım.”
Üç kuruşunuz varsa bir kuruşunu eğitime verin
Gülten Alkan, okumak isteyen gençlere destek olmak ve ülkenin aydınlık geleceği için 1967’de kurularak binlerce öğrencinin eğitimine destek olan Türk Eğitim Vakfı’na vasiyet bağışı yaptı. Alkan eğitime verdiği önemi ise şu sözlerle anlattı: “Eğitimin önemine inandığım için ölümümden sonra mirasımı eğitim alanında güvendiğim kurum olan Türk Eğitim Vakfı’na vasiyet bağışı yaptım. Çünkü eğitimsizlik ülkeleri yıkar. Üç kuruşunuz varsa bir kuruşunu eğitime ayıracaksınız. Eğitim ve eğitim; yine eğitim diyorum. Çok mühim. Devamlı okurum. Hayatım çalışmak üzerinedir. Okuma alışkanlığım olmasa şu salgın döneminde çıldırırdım. Bir senedir evdeyim. Kitapsız bir ömrü düşünemiyorum.”
Gülten Alkan pandemi günlerini kitap okuyarak geçirdiğini söyledi.
NASIL BAĞIŞ YAPILIR?
TEV’e 9 farklı türde bağış yapılabiliyor. Genel bağış, düzenli bağış, taziye bağışı, burs fonlarına bağış, sertifika bağışı, bir dünya çiçek bağışı, hibe ve vasiyet bağışı, kurumsal bağış ve koşu/etkinlikler bağışı.