İlkbahar-yaz aylarında çocuklarda görülen geçmeyen gribal enfeksiyon belirtilerine dikkat! Uzmanlar alerjik rinit ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor.
İlkbahar-yaz aylarında çocuklarda görülen geçmeyen gribal enfeksiyon belirtilerine dikkat! Uzmanlar bu gibi durumlarda alerjik rinit ihtimalinin yüksek olduğunu ve mutlaka tanısın konulması gerektiğine vurgu yapıyor.
Son yıllarda alerjik hastalıkların artışının hız kazandığını belirten Medigold Sultan Hastanesinden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Alerji Uzmanı Dr. Belgin Aktaş, bunda modern yaşamın getirdiği doğadan giderek uzaklaşma, ev içinde daha çok vakit geçirme ve doğal olmayan ürünlerle beslenme alışkanlıklarının da önemli rol oynadığını söyledi.
Hijyen takıntısı çocuklara zarar veriyor.
Ailelerin hijyen konusunda aşırı dikkatli olmalarının çocuklara fayda yerine zarar verebileceğine değinen Dr. Belgin Aktaş,” Annelerin çocuklarının sağlığını düşünerek hijyene çok dikkat ettiklerini görüyoruz. Ancak bu çoğu zaman fayda yerine zarar getirebiliyor. Çocukların mikroplara karşı bağışıklığı baskılanıyor.” dedi.
Bahar alerjisi ihmal edilmemeli.
Bahar alerjisi belirtilerinin aileler tarafından soğuk algınlığı ile karıştırılıp ‘nasıl olsa geçer düşüncesiyle’ ihmal edilebildiğini belirten Dr. Belgin Aktaş, “Genelde bulguların tekrarlayan soğuk algınlığı atakları olarak algılanması, tedavide soğuk algınlığı ilaçları veya alerjiye neden olan etkeni ortaya koymadan verilen alerji şurupları gibi yaklaşımlar tedavide geç kalınmasına neden olmaktadır.” şeklinde konuştu.
Zamanla astıma dönüşebilir.
En tipik bahar alerjisi alerjik rinit, yani halk arasındaki adıyla saman nezlesi şeklinde görülüyor. Dr. Aktaş alerjik nezlesi olan çocukların çoğunda alerjik göz nezlesi de görüldüğünü belirterek, “Bazı çocuklarda bu alerjenler aynı zamanda astım bulgularına ya da ciltte alerjik reaksiyona da yol açabiliyor. Tedavide geç kalındığında alerjik rinitin astımdan sinüzite, orta kulakta sıvı toplanması ve buna bağlı işitme kayıplarına, okul başarısında düşüşten dikkat dağınıklığı, konsantrasyon bozukluğu ve uyku bozukluklarına dek birçok soruna yol açabiliyor. Alerjik rinit (saman nezlesi) sıklığı giderek artan çocukluk çağının kronik hastalığıdır. İlkbahar-yaz aylarında çocuğunuzda sürekli gribal enfeksiyon belirtileri varsa alerjik rinit olma ihtimali çok yüksektir. Kesin olarak alerji tespit edilmeden deneme amaçlı verilen ilaçlarla alerjinin tedavisi mümkün değildir. Alerjik rinitin zamanla astıma dönüşme ihtimali yüksektir. Bu nedenle iki haftadan fazla süren hapşırma, burun akıntısı, gözlerde kızarma ve sulanma sorunlarında bahar alerjisinden şüphelenmeli ve mutlaka doktora başvurulmalıdır. Eğer doktora başvurulmaz, alerjenden yeterince korunmaz, düzenli ilaç tedavisi uygulanmaz ve çocuğun yanında sigara içilirse tehlike büyüyor.” ifadelerini kullandı.
Bu belirtilere dikkat!
Alerjik rinitin belirtilerine değinen Dr. Belgin Aktaş,” Uzun süreli şeffaf burun akıntısı, burun tıkanıklığı; burun, dudak, boğaz ve damakta kaşıntı, burnun kaşıntıya bağlı sürekli yukarı itilmesiyle alerjik selam denilen yatay çizgilenmenin oluşması, geniz akıntısı, hapşırma nöbetleri, yüzde baskı hissi veya ağrı, gözlerde kaşıntı, şeffaf sulanma, kızarıklık gözaltlarında şişlik ve mavimsi-mor renk değişikliği, öksürük, nefes darlığı, hırıltı (astım bulguları), uyku kalitesinde bozulma gibi belirtiler gösteriyor.” şeklinde bilgi verdi.
Rahatladı diye tedaviyi yarıda bırakmayın.
Mevsimsel alerjinin tedavisinin üç ayaklı olduğuna dikkat çeken Aktaş,” Tedavide en temel yaklaşım duyarlı alerjenle temasın kesilmesi. İkincisi doktorunuzun önerdiği ilaç tedavisi. Üçüncü ayak ise aşı ile duyarsızlaştırma yöntemi. Ne yazık ki uygulanan tedavi ile alerjik bünye tamamen ortadan kaldırılamıyor. Bu yüzden tedavide esas hedef hastalığın kontrol altına alınması. Çocuklar uygulanan tedaviyle süratle iyileşiyor ve yakınmaların sıklık ile şiddeti azalıyor. Ancak doktorunuzun çocuğunuza polen mevsimi boyunca kullanmasını önerdiği ilaçları kısa süreli değil, uygun süre ve dozda kullanmaya özen göstermeniz gerekiyor zira yakınmalar bittiğinde kesmeniz ancak kısa süreli çözüm sağlıyor.
İlaç tedavisinde ilaç kesilince çevresel önlemler de yeterince alınmamışsa alerji yeniden alevlenebiliyor. İğne veya dilaltı damla olarak uygulanan aşı tedavisi yeni alerjen duyarlaşmasını ve astım gelişimini engelleyebilen çok önemli bir tedavi şekli. Ancak bu tedavi kararı ve takibi mutlaka çocuk alerji uzmanı tarafından yapılmalı. Alerjik hastalıklar uzun soluklu yani kronik hastalıklar olduğundan, tedaviden iyi sonuç almak için alerjinin kesin teşhisinin çocuk alerji uzmanı tarafından konularak tedavinin planlanması şart.” ifadelerini kullandı.
Polen mevsiminde çocuğunuzu alerjenlerden korumanın yolları.
· Polenlerin yoğun olduğu zamanlarda mümkün olduğunca dışarı çıkarmayın. Özelikle yeşil alanlarda bulunmamasına dikkat edin.
· Sabah erken saatlerde ve akşam geç saatlerde polen yoğunluğu fazla olduğundan evinizi havalandırırken de buna dikkat edin.
· Burnun dış kısmına ve gözlerin etrafına sürülen ince bir tabaka vazelin polenlerin yapışmasını sağlayıp vücuda girişini bir miktar azaltabilir.
· Dışarı çıktığında ağız ve burnunu örten polen maskesi kullanabilir, gözlerin yanını da örten güneş gözlüklerinden faydalanabilirsiniz.
· Polen mevsiminde dışarıda çamaşır kurutmayın.
· Dışarıdan eve gelince giysilerini değiştirin ve duş almasını sağlayın. Çıkardığı giysilerin yatak odasında kalmamasına dikkat edin. Duş alması o anda mümkün değilse de ağız ve burnunu yıkaması faydalı olacaktır.
· Sıcak- kuru ev havası yakınmaları arttıracağı için evinizi nemlendirin.
· Evinizde tüylü hayvan ve bitki beslemekten kaçının.
· Yorgan ve battaniyesinin yün yerine pamuklu ve sentetik olmasına dikkat edin ve yatak takımlarını her hafta 60 derece ısıda yıkayın.
· Evinizi sık süpürün, silin, toz alın.
· Evin içinde kesinlikle sigara içmeyin.
· Burnunu serum fizyolojik (tuzlu okyanus suyu) ile sık sık temizlemek yakınmalarını hafifletebilir.
Haydi çocuklar ellerinizi yıkamaya.
Bahar aylarında hele de alerjik bünyeli çocuklarda enfeksiyonlar sık görülüyor. Her dönemde enfeksiyonlardan korunmanın en etkili yollarının başında ise hijyen, ellerin sık sık yıkanması geliyor. Zira mikroplar en fazla el ve ağız yoluyla bulaşıyor. O nedenle el ve yüz temizliğine çok dikkat edilmesi, özellikle anne babaların çocuklarına bu çok önemli kuralı öğretmesi gerekiyor. Anne babaların da eve geldiklerinde ellerini ve yüzünü yıkamadan çocuklarıyla temas etmemeleri gerektiğini belirten Dr. Belgin Aktaş,”Okula giden çocuklar, küçük kardeşlerine enfeksiyon taşımaktadırlar. Çocuklara sık sık el yıkamaları gerektiğini hatırlatmalıyız. Bizler de burun akıntısı, kırıklık ve hapşırık gibi hastalık belirtileri hissettiğimizde maske takarak çocuklarımıza enfeksiyon bulaşmasını önleyebiliriz.” dedi.
Sağlıklı ve dengeli beslenme şart.
Alerjik bünyeli çocuklarda bağışıklığın güçlendirilmesinin önemine dikkat çeken Aktaş,” Bunun için sağlıklı ve dengeli beslenmesine önem verilmeli. İyi ve dengeli beslenme her dönemde bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor. Yoğurt ve kefir gibi besinler, içerdiği probiyotikler sayesinde bağırsak florasını güçlendiriyor. Başta ishaller olmak üzere pek çok enfeksiyon hastalığından korunmayı sağlıyor. C vitamini de bağışıklık sitemini güçlendiriyor. Taze meyve ve sebzeler önemli C vitamini kaynaklarından. Bu arada D vitaminini de unutmamak gerekiyor. Zira D vitamini de enfeksiyonlardan korunmayı sağlıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Güneşli havalarda güneşten hem kendimizi hem çocuklarımızı mahrum etmemeliyiz. Günde yarım saat güneşten direkt olarak faydalanmalıyız. Bahar hastalıklarından korunmada bir önemli unsur da egzersiz. Egzersiz bağışıklık sistemini destekliyor. Bu nedenle temiz havada yürüyüş ve bisiklete binmek gibi aktivitelere çocukların yönlendirilmesi faydalı. Hastalıklardan korunmada, hasta kişilerle temas edilmemesi, kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçınılması, hasta çocuğun okula gönderilmemesi, sınıfların sık ve düzenli havalandırılması, terleten kıyafetlerden kaçınılması, terli giysilerin değiştirilmesi de büyük önem taşıyor.” şeklinde bilgi verdi.