Atopik Dermatit / Haberin Peşinde Urfa
Çocuklarda Alerji için bilgi mi arıyorsunuz? Atopik Dermatit makalesine göz atın ve Çocuklarda Alerji hakkında daha fazla bilgi edinin
Atopik dermatit çocukluk çağının en sık görülen deri hastalıklarından biridir. Atopik dermatit, atopik egzema ya da alerjik egzema diye de adlandırılır. Genellikle süt çocukluğu döneminde başlar. Hastalık, etkilenen bireylerin %45`inde ilk 6 ay, %60`ında ilk bir yaş ve %85`inde ilk 5 yaş içinde başlamaktadır. Atopik dermatitte genetik yatkınlık olduğu için alerjik nezle ve astımı olan ailelerin çocuklarında daha sık görülür.
Atopik dermatit deride kaşıntılar ve kızarıklıklarla ortaya çıkan allerjik bir deri hastalığıdır. Deride kuruluk, kaşıntı ve bazı alanlarda kızarıklık ve pullanma sık görülen bulgulardır. Ancak atopik dermatitin en önemli bulgusu deri kuruluğudur. Kuruluğa bağlı olarak deride kaşıntılar meydana gelir. Kaşıntı da atopik dermatite özgü deri bulgularının çıkmasına neden olur. Kaşıntıyı terleme, sıcak, tahriş edici maddeler ve alerjenlerle temas artırır. Kaşınma ile deri bütünlüğü daha kolay bozulur ve egzama olarak tanımladığımız bulgular oluşur. Kaşıntı gün içinde aralıklı olarak ortaya çıkabilir, akşamları ve geceleri ise daha fazladır. Bu nedenle normal uyku düzeni tamamen bozulabilir. Şiddetli kaşıntı atopik dermatite özgü deri yaralarının ortaya çıkmasına neden olur. Ortaya çıkan yaralar ise daha fazla kaşıntıya yol açar. Böylece kaşıntı-yara ortaya çıkması-kaşıntı şeklinde bir kısır döngü ortaya çıkar. Duygusal stresler de alevlenmelere neden olur. Kaşıntı hem hasta hem de ailesi için hayat kalitesini önemli ölçüde ve olumsuz şekilde etkileyebilir.
Egzema deride oluşan kızarık, üzeri pütürlü, pullanma ve sızıntı bulunan lezyonlardır. Atopik dermatitin yaşa göre deride tutulum alanları farklılık göstermektedir. Süt çocukluğu döneminde en sık yüzde (sıklıkla yanaklarda), saçlı deride, diz ve dirsek bölgelerinin dış yüzeylerinde ve kulak arkasında görülür. Bez bölgesi genellikle etkilenmemiştir. İki yaşından büyük çocuklarda daha çok dirsek içleri, diz arkası, boyun, el ve ayak bileği bölgesini tutar. Ergenlik döneminde lezyonlar daha çok el ve ayak bilekleri, kol ve bacakların iç yüzlerinde, göz çevresi, yüz, boyun ve gövdenin üst kısmındadır. Bu dönemde egzama sadece ellerde olabilir. Genellikle ciltte çizgilenme, kalınlaşma ve renkte koyulaşmaya neden olur.
Atopik dermatit hayatın ilerleyen evrelerinde gelişecek olan diğer allerjik hastalıkların ilk belirtisi olabilir. Atopik dermatitli çocuklarda ilerleyen yaşlarda astım ya da allerjik nezle gelişebilir. Atopik dermatit ile başlayan ve astım ve allerjik nezle ile devam eden bu süreç allerjik yürüyüş olarak adlandırılır Atopik dermatitin tanısı için klinik bulgular ve muayene yeterlidir. Tanı koydurucu bir laboratuvar bulgusu yoktur. Laboratuvar, temel olarak allerjilerin taranması ve benzer bulgu veren nadir görülen hastalıklardan ayırt edilmesi için kullanılır.
Atopik dermatitli her çocukta allerjenle duyarlanma saptanmaz. Hastalık şiddeti arttıkça allerjenle duyarlanma sıklığı artar. Bu nedenle allerjenle duyarlanma en çok orta ve ağır şiddetteki atopik dermatitli çocuklarda oluşur. En sık rastlanan allerji besin allerjisidir. Ülkemizde çocukluk çağındaki besin allerjilerinin %85`inden süt, yumurta akı, buğday, fındık ve daha seyrek olarak soya, balık ve susam ve yer fıstığı sorumludur. Besinlerin yanı sıra ev tozu akarlarına, hayvan tüy ve döküntülerine ve polenlere karşı allerjiler de atopik dermatitde rol oynayabilir.
Tedavinin amaçları derideki egzemanın azaltılması, derinin nemlendirilmesinin etkin olarak sağlanması ve egzemanın alevlenmesine neden olan etkenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Deride kuruluk hastaların hemen tümünde vardır. Tedavinin ilk amacı deride var olan bu kuruluğun giderilmesidir. Derinin nemlendirilmesi ile kuruluk ve kaşıntı azalır, hafif olgular sadece derinin nemlendirilmesi ile kontrol altına alınabilir. Çevresel faktörler hastalığın alevlenmesinde etkilidirler. Bu nedenle: yakınmalara yola açan besin, akar, hayvan ve polen allerjenleri ile temas önlenmelidir. Sıcaklık ve nem oranındaki ani değişikliklerden kaçınılmalı, terleme önlenmelidir. Yünlü, tüylü ve naylon giyeceklerden uzak durup bol kesimli pamuklu giysiler tercih edilmeli, çamaşırlar toz deterjandan ziyade sıvı deterjan veya granül sabunlarla yıkanıp çok iyi durulanmalı, yumuşatıcı maddeler kullanılmamalıdır. Deriyi tahriş eden deterjanlar, kimyasal maddeler, parfümlü ve renkli sabunlar kullanılmamalıdır. Atopik dermatit tedavisinde en etkin ilaç egzema üzerine sürülen kortizonlu kremlerdir. Tüm vücuda yayılacak şekilde kullanılmadıkları sürece ve sık kullanılmadıkları sürece ciddi yan etkilere yol açmazlar. Olası yan etkileri arasında deri incelmesi, renklenmede azalma, çizgilerin oluşması, deri altı kanamalar, deri altı damar genişlemeleri olabilir. Çok güçlü etkiye sahip kortizonlu ilaçların uzun süre deriye uygulanması ile nadiren ciddi sistemik etkiler de ortaya çıkabilir. Bu nedenle hastalar doktoruna danışmadan bu ilacı kullanmamalıdır. Kortizon içermeyen kremler pimekrolimus ve takrolimus 2 yaşından büyük bebeklerde hafif ve orta şiddette atopik dermatit tedavisinde kullanılması önerilmektedir. Kortizonlu ilaçlarda görülen yan etkilere yol açmazlar. Yüz gibi hassas deri bölgelerinde kullanılabilirler. Bu ilaçlar kullanılırken deride renk değişikliği olmaması için güneş ışığından korunma gereklidir. Antihistaminiklerin tedavide yeri yoktur, sadece kaşıntının giderilmesinde özellikle gece kaşıntısının engellenmesinde yararlı olabilirler. Fototerapi ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (siklosporin vb) ya da biyolojik ajanlar (dupilumab) tedaviye yeterli yanıt alınamayan ağır olgularda gerekli olabilir.