Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, Dünya Astım Günü’ne özel bilgiler verdi. Prof. Dr. Yıldırım, astım hastalarının psikolojik desteğe ihtiyaçları var mı, yatak malzemelerinde nelere dikkat etmeliler? gibi merak edilen soruları cevapladı. Prof. Dr. Yıldırım, hastalara nefes egzersizi yapmalarını önerirken, parklarda bu egzersizleri yapmamalarını önerdi. İşte nedeni…
Astım hastalığına dikkat çekmek ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen Dünya Astım Günü kapsamında, GSK Türkiye’nin katkılarıyla 5 Mayıs 2020 Salı günü online basın buluşması gerçekleşti.
Basın toplantısında astım hastalığı ile ilgili önemli bilgiler paylaşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yıldırım, hastaların ilaçlarını düzenli olarak kullanmalarının çok önemli olduğunu belirterek tedaviye uyum sürecinin astım hastalığında kilit nokta olduğunu vurguladı.
Astım ataklarında hastaların nefes darlığı, öksürük, hırıltılı soluk alıp verme ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalar yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, hastalığın uzun süreli düzenli tedavi gerektiren kronik bir hastalık olduğunu paylaştı. Kronik hastalıklara sahip kişilerin çok daha tedbirli olması gereken bir süreçten geçildiğinin altını çizen Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, “Hastaların tedaviye uyumlu olmaları çok önemli. Atakların sık tekrarlaması hastaların akciğer kapasitesinde azalma olmasına ve akciğerlerin erken yaşlanmasına neden oluyor. Hastaların ilaçlarını aksatmadan düzenli olarak almaları atakları en aza indirecektir.” dedi.
Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım
MECBUR OLMADIKÇA ÇIKMAYIN
Tüm dünyanın yaşadığı pandemi sürecinde hastaların mümkün olduğunca evlerinde kalması, sosyal izolasyona uyması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım şu önerilerde bulundu;
*Astım hastaları doktorlarının önerdiği şekilde ilaçlarını düzenli kullansın
*Astım kontrolünde bir bozulma hissederlerse mutlaka doktoruyla veya Sağlık Bakanlığı’nın ilettiği sağlık iletişim hatlarıyla irtibata geçsin.
*Hastaneye gidilmesi gerekiyorsa maske mutlaka takılsın .
*Hastaneye yalnız gidemeyen kişiler tek refakatçi ile hastaneye gitsin.
*Randevu saatinde orada olunup bekleme odasında çok fazla vakit geçirilmesin.
*Çantada el dezenfektanı taşınsın.
*Mümkün olduğunda trabzanlara, hastanedeki koltuk ve sandalyelere dokunulmasın.
*Eve gelince maske çıkarılsın. Maskenin arka ve ön yüzüne dokunmadan torbaya konulup çöpe atılsın.
*Kıyafetler mutlaka yüksek derecede, en az 25 dakika yıkansın.
sozcu.com.tr’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Yıldırım, astım hastalığında psikolojik desteğin önemine değindi ve nefes egzersizleri konusunda bir uyarı yaptı: Pandemi sürecinde parklarda nefes egzersizi yapmayın!
İşte Prof. Dr. Yıldırım’dan önemli uyarılar…
PSİKOLOJİK DESTEK GERKİYOR MU?
Astım hastları daha duyarlı, daha titiz, daha alıngan bir kimliğe sahip. Özellikle hastaların büyük bir kısmını çocukluk yaş grubunda erkek çocuklar, erişkin yaş grubunda ise genç kadınlar oluşturduğunu biliyoruz. Bu nedenle onlara daha farklı bir özen gösterilmeli ve daha fazla psişik destek veilmeli. Psişik tablo kişiyi astım yapmaz ama astım eğer kontrolsüzse yani tedavisini çok özenli yapmıyorsa psişik nedenler, astım semptomlarının daha kolay ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu yüzden astım hastalarına gerçekten özen göstermeliyiz, aile yakınları yakın çevre, bu hastalığı biliyorlarsa duyarlılıkları için biraz destek olmalı, moral vermeli. Gerekirse hekimlere psişik destek alabilirler.
PARKLARDA NEFES EGZERSİZİ YAPMAYIN!
Solunum egzersizleri her zaman astım hastalarının hatta herkesin yapması gereken egzersizlerdir. Çünkü akciğerimizin kapasitesini artırmak önemlidir. Eğer evinizde bir COVID-19 hastası yoksa, daha derin nefes alarak akciğere daha çok hava göndermek gerçekten önemli. Özellikle derin nefes alıp nefesi tutarak yapılan diyafram haraketleri gibi solıunum hareketleri önemli. Ama bunu mümkünse etrafta başka insanların bulunduğu park ve bahçelerde, kalabalığın olduğu, sosyal mesafenin olmadığı yerlerde yapmasınlar. Parklarda sadece sakin bir yürüyüş yapmayı tercih etsinler çünkü asemptomatik kişişler de parklarda olabilirler. Solunum egzersizlerini sadece bu dönemde değil sürekli bir alışkanlık haline getirsinler.
YATAK MALZEMELERİ NASIL OLMALI?
Literatüre baktığımızda 10 yıl öncesinde bu konuda çok daha fazla yayın vardı. Belli malzemelerin kullanılması ve bazılarının hiç kullanılmaması konusunda… Günümüz literatürü ise bu konuda bu kadar ısrarcı değil. Eğer hastalar düzenli aralıklarla çarşaflarını, yastık kılıflarını gerekli ısıda yıkıyorlarsa farklı bir özene ihtiyaç yok. Ama kuş tüyü gibi bazı malzemler ya da hastaların pamuk tozuna karşı hassasiyetleri söz konusu ise bunun gibi peluş oyuncaklar, pamuklu yatak örtülerinden uzak kalınmasını öneriyorum.
