Ankara’da kıdem tazminatı tekrar masada

ankarada-kidem-tazminati-tekrar-masada-EWm98Rxa.jpg

Sendikaların genel grev sebebi olarak kabul ettiği kıdem tazminatı düzenlemesi Ankara kulislerinde tekrar gündeme geldi. Kıdem tazminatı için işverenden her ay prim kesintisi yapılması, toplanan prime belli bir oranında devletin katkıda bulunması, fonda biriken paranın örneğin 56 yaşından önce sadece evlilik, konut alımı, sağlık gibi gerekçelerle çekilebilmesi öngörülüyor. İşçi sendikaları ise kıdem tazminatının son kale olduğu görüşünde.

Covid-19 pandemisi dolayısıyla işsizlik tüm dünyada hızla arttı. Türkye’de işten çıkarmalar üç ay süreyle yasaklandığı için pandeminin işsizliğe gerçek etkisi gecikmeli olarak ortaya çıkacak. Pandeminin işsizliğe etkisinin boyutu henüz görülmemekle birlikte çalışma hayatında her gün sıcak gelişmeler yaşanıyor.

Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberine göre, daha önce en son eski Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu döneminde rafa kaldırılan bireysel hesaba dayalı kıdem tazminatı fonu konusu yeniden konuşulmaya başlandı. Geçen hafta Ankara’da yapılan dar kapsamlı bir toplantıda, kıdem tazminatı tamamlayıcı emeklilik sistemiyle ilişkilendirilerek değerlendirildi.

Kıdem tazminatı için işverenden her ay prim kesintisi yapılması, toplanan primin belli bir oranında devletin katkıda bulunması, fonda biriken paranın örneğin 56 yaşından önce sadece evlilik, konut alımı, sağlık gibi gerekçelerle çekilebilmesi öngörülüyor. Fonda birikecek paraya karşılık belli yaştan sonra emekli aylığı bağlanması veya paranın topluca çekilebilmesi amaçlanıyor.

Kıdem tazminatının Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçen hafta açıkladığı “istihdam kalkanı” paketine girip girmeyeceği belli değil. Ancak, önümüzdeki günlerde konunun raftan ineceği anlaşılıyor. TÜRK-İŞ, kıdem tazminatında geri adım şeklindeki bir değişikliği genel grev sebebi sayacağına ilişkin genel kurul kararı aldı.

DİSK kıdem tazminatıyla ilgili değişikliklere tümüyle karşı. HAK-İŞ, kıdem tazminatı alamayan kesimlere yönelik düzenlemeye sıcak bakmakla birlikte, kıdem tazminatında hak kaybı anlamına gelecek düzenlemeler kabul etmeyeceğini birçok kez deklare etti. Kıdem tazminatı fonuna işverenin en az yüzde 3-4 oranında prim ödemek durumunda kalacak olması nedeniyle, işveren örgütlerinin yaklaşımı da büyük önem taşıyor.

İŞVEREN ÜCRETTE İNDİRİM İSTİYOR

Farklı sektörlerde çalışan okurlardan, işverenin ücrette indirim yapmak istediğine dair son günlerde peş peşe mesajlar geliyor. Örneğin bir okurumuz net ücretinin 4 bin 200 liradan 3 bin liraya, bir başkası 4 bin liradan 3 bin liraya indirilmek istendiğini belirtti. Üç aylık işten çıkarma yasağı döneminde işçiler ücretsiz izne çıkarma hakkı bulunan işveren, ücrette indirim yapılmasını kabul etmeyen işçilere ücretsiz izin veya kısa çalışma yaptırırken, onların yerine daha düşük ücretle yeni işçi alımına gidiyor. Ücretsiz izin veya kısa çalışma döneminde cebinden para çıkmayan işverenin, bu uygulamalar bittikten sona ücrette indirim kabul etmeyen işçiler ile yolları ayırması bekleniyor.

ÜCRETTE İNDİRİM İÇİN İŞÇİNİN YAZILI RIZASI GEREKİR

Kanuna göre, işveren iş sözleşmesi veya iş sözleşmesinin ek niteliğindeki personel yönetmeliği ya da iş yeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak işçinin yazılı onayı ile yapabilir. Ücrette indirim, “çalışma koşullarında esaslı değişiklik” anlamına gelir.

Ücrette indirim yapılabilmesi için ilk olarak işverenin işçiye yazılı bildirimde bulunması zorunlu. Yazılı olarak yapılmayan ve işçi tarafından 6 iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. 1475 sayılı eski İş Kanunu’nda, işverenin yazılı ücrette indirim teklifine işçinin 6 iş gününde yazıyla cevap vermemesi halinde, indirim teklifi işçi tarafından kabul edilmiş sayılıyordu.

4857 sayılı yeni İş Kanunu ise işçinin 6 iş gününde yazılı olarak kabul etmemesi halinde reddetmiş sayılacağını öngörüyor. Bu açıdan, yeni kanun eski kanuna göre işçinin elini güçlendirmiş oldu. İşçi 6 iş günü içinde ücrette indirim önerisini kabul etmezse, işveren ücrette indirim talebinin geçerli bir nedene dayandığını kanıtlayarak veya başka bir geçerli neden göstererek iş akdini feshedebilir.

İşveren, haklı bir gerekçeye dayandırsa bile işçinin kıdem tazminatını  ödemek zorunda. İşçi, işverenin gerekçesinin haklı olmadığı iddiasıyla önce arabulucuya başvurup, burada uzlaşma sağlanamazsa işe iade davası açabilir. Mahkemede işe iade davasını kazanan işçiyi işe başlatmayan işveren en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücret tutarında tazminat ödemek zorunda kalır.

Tabi işe iade davasını her işçi açamaz. İş yerinde en az 30 işçi çalıştırılması gerekir ki, işten çıkartılan işçi işe iade davası açabilsin.

ÜCRETİ İNDİRİLEN İŞÇİ HAKLI FESİH YAPABİLİR

İşçi yazılı onay vermediği halde işveren ücret düşürürse, işçi açısından iş akdini haklı fesih sebebi ortaya çıkar. Ücreti indirildiği için iş akdini kendisi fesheden işçi, kıdem tazminatını alır ama ihbar tazminatı alamaz. Çalışanlar, yazılı onay vermedikleri halde ücrette yapılan indirimlere rağmen bazen çaresizlikten çalışmaya devam edebiliyorlar.

En azından yen bir iş buluncaya kadar düşürülmüş ücretle çalışmaya devam eden işçiler, ücret farkı için daha sonra alacak davası açabilir. Yargıtay, ücret düşürüldükten sonra iki yıl boyunca bordroyu imzalayan işçiyi, ücretinin eksik ödendiği gerekçesiyle açtığı davada haklı buldu. Yargıtay, işçinin ücretini düşürülmesine karşı çıkmaması ve suskun kalmasının, İş Kanunu’nda yazılı açık düzenleme karşısında işçinin bu değişikliği kabul ettiği anlamına gelmeyeceğine hükmetti.

ÜCRETTE İNDİRİM KIDEM TAZMİNATINI DA AZALTIR

Kıdem tazminatı, işçinin son ücreti üzerinden hesaplanır. Çalışılan her yıl için 30 günlük ücret üzerinden ödeme yapılır. Ücretin indirilmesi, işçinin alacağı kıdem tazminatını da azaltır.

Ücretin indirilmesine rıza gösteren işçiler, üç ay sonra işten çıkartıldıklarında düşük ücretten hesaplanan kıdem tazminatı ile karşı karşıya kalabilirler. Bu durum, özellikle de uzun süredir o iş yerinde çalışan işçiler için büyük bir maddi kayıp anlamına gelir. Örneğin, 10 yıllık hizmeti olan bir işçinin net ücret 4 bin lira ise kıdem tazminatı 5.948 TL brüt ücret X 10 yıl olmak üzere 59 bin 480 lira olur.

Buna karşılık, net ücret 3 bin liraya indirilirse aylık 4.461 TL üzerinden on yıllık hizmet karşılığı olarak 44 bin 610 lira kıdem tazminatı ödenir. Geçmişte sektörel kriz yaşanan dönemlerde işçi ve işveren sendikaları arasında varılan anlaşma ile ücretlerde geçici olarak indirim yapıldı ama orada kurallar tek tek belirlendi. Uygulamanın kaç ay süreceği, ücretin indirildiği dönemde işten ayrılan ya da emekli olan işçinin kıdem tazminatında hak kaybı yaşanmayacağı gibi güvenceler sağlandı.

BORDRODA ÜCRETİ DÜŞÜK GÖSTERİLENLER NE OLACAK?

Kabul etmek gerekir ki, işverenin ücrette indirim yapmak için işçinin yazılı rızasını istemesi ancak ücretin bordroda eksiksiz gösterildiği durumlar için söz konusudur. İşçinin ücreti bordroda düşük gösterilip, geri kalan ücret elden ödeniyorsa işverenin rıza aramasını gerektirecek bir husus olmaz.

Ücreti bordroda eksik gösterilen işçilerin, çalışma dönemlerinde bu durumu kanıtlayacak deliller toplamaları gerekir.

ÜCRET 20 GÜNDE ÖDENMEZSE İŞÇİ ÇALIŞMAYABİLİR

Kanuna göre, mücbir sebep olmaksızın ücretin 20 gün içinde ödenmemesi halinde işçi çalışmaktan kaçınabilir. Ücret ödenmeyen işçilerin topluca çalışmaktan kaçınması da grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için en yüksek mevduat faiz oranı uygulanır. Ücretlerini alamadıkları için çalışmama hakkını kullanan işçilerin iş akitleri, çalışmadıkları gerekçesiyle feshedilemez,
yerlerine yeni işçi alınamaz, işler başka işçilere yaptırılamaz.

Exit mobile version