Demans (halk arasındaki adı bunama); hafıza ve diğer zihinsel işlevlerde giderek artan bozulmaya bağlı olarak, kişinin günlük yaşamını bağımsız olarak yürütmede güçlükler yaşaması halidir. En sık görülen belirtiler unutkanlık, öğrenme güçlüğü, akıl yürütme ve yargılama sorunlarıdır.
Her unutkanlık demans değildir. Bazı sistemik hastalıklar direkt ya da dolaylı olarak beyin işlevlerini etkilerler ve unutkanlığa neden olurlar, demansa neden olmazlar. En sık görülen ve tedavi edilebilir zihinsel etkilenmeler yapabilen üç hastalık; vitamin B12 eksikliği, Tiroid (guatr) ve şeker hastalığıdır. Bu hastalıkların tedavisi ile unutkanlık yakınmaları tama yakın düzelebilmektedir.
Demans yaşlılıkla gelen doğal bir durum değildir. Yani her yaşlı demans olmaz. Demans her zaman hastalıktan ileri gelir ve demansa yol açabilecek 200 çeşitten fazla hastalık vardır. En sık görülen demans nedeni Alzheimer hastalığıdır ve demans hastalarının yarısından fazlasını kapsar. Her “demans” denildiğinde “Alzheimer hastalığı” şeklinde anlaşılıyor olması muhtemelen bu yüzdendir.
Vasküler yani beyin damar hastalığına bağlı demans ikinci sıklıkta görülen demans nedenidir. Lewy cisimcikli demans, Parkinson hastalığı – sendromlarına bağlı demanslar, frontotemporal demans, normal basınçlı hidrosefali ve Prion (deli dana hastalığı gibi..) hastalığıklarına bağlı demanslar çok daha nadir görülmektedir. Demans hastalıkları genel olarak ırsi değildir.
Demans tanısında en önemli basamak klinik değerlendirmedir. Demans tanısı konulmadan önce; öykü, nörolojik muayene, laboratuar bulguları, beyin görüntülemeleri ve bazı nöropsikolojik testlere gerek duyulur. Kesin teşhis ancak beyinden alınan parçaların mikroskop altında incelenmesi ile mümkündür. Bu da hastalar hayatta iken çok nadir başvurulabilecek bir yoldur. Demansa neden olabilecek başka hastalıkların olmadığının ispatlanması halinde, Alzheimer hastalığı tanısı düşünülür.
Demansın en sık nedeni olan Alzheimer hastalığının sıklığı ve yaygınlığı altmış yaşından sonra beş yılda bir ikiye katlanmaktadır. Hastalık erken dönemde yakın bellek kusurları ile seyrederken ileri evrelerde; beceri kaybı, konuşma bozukluğu, hayaller görme, yolunu kaybetme, yeni bilgileri öğrenme güçlüğü, karar verme yetisinde kayıp ve sosyal ilişkilerde bozulma olur. Son dönemde ise bakımın zorlaşması ve hareket azlığı nedeniyle hasta enfeksiyon hastalıklarına karşı daha dayanıksız bir hale gelir. Hastalar genellikle akciğer enfeksiyonu ya da diğer sistemik hastalıklar nedeniyle kaybedilir. İlerleyen yaş ise hastalık riskini en belirgin biçimde artıran faktördür. Ancak her yaşlanan bireyde görülecek diye bir kural da yoktur. Yapılan araştırmalarda birinci derece akrabalarında Alzheimer hastalığı olan kişilerin 80- 90 yaşlarına geldiklerinde yarı yarıya hastalığa yakalanma riskleri saptandığı için ailesinde öyküsü olanlar için risk faktörü kabul edilmiştir.
Alzheimer hastalığı başta olmak üzere demanstan korunmak için vücut ve zihin sağlığını mümkün olduğunca zinde tutmak çok önemlidir. Damar sertliğine yol açabilecek aşırı kilo, tansiyon yüksekliği, şeker yüksekliği, hareket azlığı, kolesterol yüksekliği gibi nedenler hastalığa zemin hazırlar. Katı yağlardan kaçınarak tahıldan, balıktan, yeşil sebzeden, meyveden, zeytinyağından zengin olan Akdeniz diyetini benimsemek önemlidir. Özellikle zihni açık tutacak her türlü çalışmaya katılmak koruyucu olarak etkilidir. Yaş ne olursa olsun yeni şeylerin merak edilerek öğrenilmesi zihin sağlığı için çok önemlidir.