Akşener: “Bunlar kader planında olan şeyler diyordun bugün çıkmışsın helallik istiyorsun” / Haberin Peşinde Urfa
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) grup toplantısında konuştu.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in vefatına ilişkin, konuan Akşener, “Aşağılık bir suikastın, faillerinin, ellerini kollarını, sallayarak gezdiği ve hiç kimsenin, bu hainleri bulmak için kılını bile kıpırdatmadığı tam 61 günü geride bıraktık. Geçen bu 61 günde; Adaletsizlik, daha da derinleşti. Hukuksuzluk, daha da belirginleşti. Sinan Ateş’in katillerinin, peşini bırakmayacağıma, söz vermiştim. Adalet yerini bulana kadar, her hafta, Sinan Ateş’i hatırlatacağıma söz vermiştim. Bu adaletsizlik karşısında, asla susmayacağıma, söz vermiştim. Nitekim bugün, ben yine, bu sözün gereğini yapacağım. Sayın Erdoğan, peki ya sen? Haksızlığa boyun eğmeğe, devam edecek misin? Kuklalar tutuklandı, kuklacılar serbest. Maşalar tutuklandı, maşayı tutanlar serbest. Tetikçiler tutuklandı, azmettirenler serbest. Yazıklar olsun! Adalet yerini bulana kadar unutmayacağız, unutturmayacağız.” diye konuştu.
Depremler hakkında konuşan Akşener, “İktidarın neden olduğu, büyük felaketin, yüreklerimizde açtığı yara, her geçen gün daha da belirginleşiyor. Gerçekleşen her artçı sarsıntıda, yaşadığımız büyük felaketi, maalesef tekrar tekrar hatırlıyoruz. Ülkemizin bir gerçeği olan, deprem riskine karşı ne kadar da hazırlıksız bırakıldığımızı hatırlıyoruz. Kendini devlet yerine koyanlara ne kadar da güvenmediğimizi hatırlıyoruz. Peki, tüm bu güvensizliğe sebep olanlar ne yapıyor? Sorumluluktan kaçmaya, devam ediyor. Ama tek bir hükümet yetkilisi, tek bir siyasi, tek bir bürokrat bile bu hissettiklerimizi hissetmiyor.” ifadelerini kullandı.
Son 20 yıldır, öyle bir zihniyetle mücadele ediyoruz ki gerçekten ibretlik diyen Akşener, şöyle devam etti:
“Bu zihniyetin sahipleri, tüm sorumsuzluklarına rağmen hiç mi hiç utanmıyorlar. Tüm beceriksizliklerine rağmen hiç mi hiç yüzleri kızarmıyor. Tüm hatalarına rağmen aralarından bir kişi bile, istifa etmiyor. Oysa, sorumluluk hissedenler ne yapar? İstifa ederler. Hukuk önünde hesap verirler. Peki Bay Kriz ve arkadaşları ne yapıyor? Her şeyini kaybetmiş vatandaşlarımızın, gözünün içine baka baka, utanmadan, kampanya yapıyorlar. Utanmadan, propaganda yapıyorlar. İktidarın beceriksizliği nedeniyle, başımıza gelen her felakette önce, Sayın Erdoğan, televizyona çıkıp milleti tehdit etmeye, suçlamaya başlıyor. Her gün, ama her gün, durmadan bağırıyor, çağıyor, hakaret ediyor. Sonrasında ise, baktı olmuyor. İşler istediği gibi gitmiyor. Bu sefer de yeniden ekranlara çıkıyor ve helallik istiyor. Yeter artık. Depremin üstünden, 23 gün geçti. Şimdi hangi yüzle, çıkıp da helallik istiyorsun? Daha dün, milletimize, “Bunlar kader planında olan şeyler…” diyordun. Bugün çıkmışsın, utanmadan, onlardan, helallik istiyorsun.”
Bir Cumhurbaşkanının, vatandaşlarıyla helalleşmesi ancak, makamın gereğini yapmakla olur. Ahlak ve erdemin gereği budur diyen Akşener, “Bir idarecinin, vatandaşlarıyla helalleşmesi, istifa ederek, hesap sorarak, sorumluları görevden alarak olur. Bunları yapmayıp, üstüne de helallik istemek, halkla ilişkiler kampanyasından başka bir şey değildir. Ayrıca, cürmün ve haramın, helalleşmesi de olmaz. Her gün ekranlarda gördüğümüz enkazlar, aynı zamanda, bu iktidarın suçlarının enkazıdır. Hükümetin Başı’nın, cürümlerinin ve haramlarının enkazıdır. Bu ucube sistemin neden olduğu, büyük yıkımın enkazıdır. Ama illaki, helallik almak istiyorsan oturduğun yerden, kürsülerden, poz vererek olmaz. Gideceksin bizzat vatandaşlarımızdan, helallik isteyeceksin” dedi.
Bir ülkede, demokrasinin gelişmesinin önündeki, en ciddi sorun, ülkeyi yönetenlerin, ahlaki olarak çökmeleridir diyen Akşener, şöyle devam etti:
“Çünkü, demokrasinin, kavramsal temelinde, erdem vardır, ahlak vardır. Ahlak olmayan yerde, demokrasi gelişmez. Ahlak olmayan yerde, yürütme erki, çürütme erkine dönüşür. Hükümetin Başı da yürütmenin başı değil, çürütmenin başı olur. İşte bugün yaşadıklarımız da tam olarak budur. Demokrasimizin önündeki en büyük pranga haline gelen,Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile birlikte, ülkemizin yaşadığı en temel sorunlardan biri, ahlak sorunudur. Mesela üç kuruş fazla para kazanmak için, çürük binalar yapılmasına, izin vermek sadece bir yönetim sorunu değil aynı zamanda, bir ahlak sorunudur. Deprem riski apaçık ortadayken, rant sevdasına, bu riski görmezden gelmek sadece bir cehalet sorunu değil aynı zamanda, bir ahlak sorunudur. 155 yıllık Hilal-i Ahmer, yani Kızılay’ımızda yaşananlara bakın. Hilal’e adanmış tüm hayatların anısına çalışan, Türk Kızılay’ı bunların elinde zaten, bir “naylon bağış” kurumuna dönüşmüştü.”
Biz, İYİ Parti olarak kurulduğumuz günden beri, ciddiyetin, kıymetinden söz ediyoruz diyen Akşener, “Kurulduğumuz günden beri, liyakatin, öneminden bahsediyoruz. Kurulduğumuz günden beri, devletteki kurumsal çürümeye, dikkat çekiyoruz. Nitekim hepimizin içini yakan, deprem felaketinde de maalesef, tüm bu işaret ettiklerimizin sonucunda, binlerce canımızı, yitirişimizi gördük. Devletimizin, en önemli kurumlarının, AK Parti’nin, arka bahçesi olduğuna, şahit olduk. Hükümetin Başı’nın ve liyakatsiz ekibinin, Türkiye’yi yönetemediğini, tüm çıplaklığıyla izledik. 21 yıllık iktidarın getirdiği, bu yozlaşma, artık hepimizi boğuyor. Ancak, her şeye rağmen, biz, İYİ Parti olarak, Ak Parti iktidarının, neden olduğu bu enkazı, milletimizle birlikte kaldırmamız gerektiğinin, farkındayız. Bu yüzden biz yangından mal kaçırmak için değil, yangını söndürmek için buradayız. Üniversitelerin kapatılmamasını, eğitime ara verilmemesini, depremzede vatandaşlarımızın, barınmasını sağlamak için, KYK yurtlarını kapatmadan, başka çözüm yollarının da mümkün olduğunu anlatıyoruz.” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz hafta da bu kürsüden sizlere tüm gözlemlerimizin, tüm çalışmalarımızın sonucunda hazırladığımız; “Acil Eylem Planımızdan” ve “İnsani Sanayi Bölgeleri” projemizden bahsettim. diyen Akşener, “Geçen 1 haftalık zaman diliminde, iktidar partisinden hiç kimse, bu çözüm önerilerini merak etmedi. Hatta, meclise sunduğumuz teklifi, el birliğiyle reddettiler. Bu yüzden, hiç kimse merak etmesin bu zorluğu da, hep birlikte atlatacağız. Yaralarımızı, hep birlikte saracağız. Milletçe el ele verecek ve mutlaka iyileşeceğiz.” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı