AK Parti Sözcüsü Çelik: “Afrika’daki varlığımız Afrika’dan yana olmakla tanımlanabilecek tutumdur” / Haberin Peşinde Urfa
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çelik, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Tahıl koridoru anlaşması Ukrayna-Rusya savaşı başladıktan beri dünyanın gıda kriziyle karşı karşıya kalmaması için atılmış en önemli anlaşmadır. Milli Savunma Bakanlığımızın koordinasyonluğunda bu süreç takip edilmektedir. 1 milyon ton tahıl dünya pazarlarına ulaştı.
Yunanistan’la Türkiye arasındaki meseleler sahada değil masada çözülebilir. Masadan kaçan taraf Yunanistan’dır. Türkiye büyük bir diplomasi devletidir. Bu mesele radar kilitlemesiyle çözülecek bir meseledir. Diplomasinin imkan ve kabiliyetleriyle çözülecek meseledir. Türk devlet geleneğinin çözüm kapasitesi yüksektir. Sahadaki bu hareketlerinin tehlikeli sonuçları olabilecektir.
Bir başka müttefikimiz Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron’un neredeyse tüm dış politikasını Türkiye ve Erdoğan karşıtlığını ibretle izliyoruz. Fransa’nın özür dilemesi, yüzleşmesi gereken sömürge problemlerini konuşmak üzere Türkiye karşıtlığı üzerinden örtbas etmesini kınıyoruz.
Türkiye’ye sözleri siyasi açıdan ahlaki değildir. Toplantılardaki Macron’un tavrıyla dışarıdaki Macron’un tavrı arasında birbirine 180 derece zıt bir tutum var. Halbuki Fransa ile beraber mücadele edeceğimiz birçok meydan okuma vardır. Afrika’ya kadar gidip enerjisini Türkiye karşıtlığına oturtmasını sağlıklı yaklaşım değildir.
Defalarca söylemişizdir, Cumhurbaşkanımız ziyaret yapınca manşet atıyorlar, Fransa’ya karşıdır. Afrika’daki varlığımız Afrika’dan yana olmakla tanımlanabilecek tutumdur.
İki tane arkeolojik keşif söz konusu oldu. Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü tarihi Ötüken’in yer aldığı bölgede 2. Göktürk Devleti’nin kurucusu Kutluk İlteriş Kağan’a ait bir anıt kompleksi bulundu. Bunda emeği geçenlerin hepsine teşekkür ediyoruz.
Orhon Yazıtları, Bilge Tonyukuk Yazıtları’ndan sonra en önemli keşiflerinden bir tanesidir.
Bu demokrasi karşıtlığı meselesi eskiden kendisini net gösteriyordu. Yassıada zihniyeti siyaseti aşağılayarak kendisini ifade ediyordu. Son zamanlarda bol bol demokrasi, hukuk söylemi kullanıyor. ‘Türkiye’ye demokrasi, özgürlük getireceğiz’ deniyor. Sonra bunun altyazısına bakıyorsunuz, kendisini ele veriyor. Türkiye’nin en büyük siyasi partisine, 21 yaşına girmiş, bu kadar zamandır iktidarda olan AK Parti’ye örgüt muamelesi yapacağız demek dünyanın en faşizan yaklaşımdır. Bu bir kişinin zihniyeti değil. Başka zamanlarda ‘Türkiye’nin önünü böyle açacağız’ diyorlar. Hem savcı hem hakim olup ne hüküm vereceğini söylüyorlar. Yassıada zihniyetiyle yarışmak üzere kodlanmış bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunlar PKK, DEAŞ, FETÖ’ye söylemedikleri sözü AK Parti’ye söylüyorlar.
Bunu siyaset, milletvekilliği adına yapıyor. Partimiz hukuki süreci başlattı. Gece gündüz demokrasi dedikleri halde susanların da durumu trajiktir. Utanmadan şöyle yargılayacağız, böyle asacağız, keseceğiz diyerek yargısız infaz yapmak istiyorlar. 21. yaşını kutlamış olan bir siyasi partiye bu sözü söylemek başlı başına faşizan ve antidemokratik bir yaklaşımdır. Bu tüm siyaset kurumunu hedef alan zihniyettir.
Kendi kafasındaki tarihin gördüğü en acı, utanç verici diktotaryayı kurana kadar bütün demokratik güçleri tasfiye eder. Desene sokaklara iniyorum, siyasi tezlerimi anlatacağım, vatandaşı ikna edeceğim. Siyasi olarak bu rekabeti ortaya koyacağım. Siyasi rekabeti ortaya koyamayanlar böyle örgüt diliyle konuşurlar.
Önceden kolaydı. Faşist zihniyet faşist bir duruş sergiliyordu. Şimdi daha sinsi, tehlikeli bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Antidemokratik güçlerle siyasi ve hukuk temelinde mücadeleye devam edeceğiz.
Bahsettiğiniz milletvekilinin söylediklerinin hepsi yanlış çıktı. Biz bir kişiyi çağırmışız, kalkmış Bolu’dan gelmiş falan filan. Bu arkadaş fazla dizi seyrediyor. Söylediklerinin gerçeklikle ilişkisi yok. Olsa da söyleriz. Bütün işlerimiz şeffaf ve hukuk içerisinde. Daha önce de üç-dört konu gündeme getirildi. Hepsinin boş olduğu ortaya çıktı.
Doğu Perinçek’in sözü baştan aşağı yanlış. Siyasi partinin kendisini Hz. peygamberin tebliği ile mukayese etmesi kadar mantıksız, akıl dışı söz konusu olamaz. Şu parti ya da bu parti değil. Bir siyasi parti kendi faaliyetini peygamber efendimizin tebliği ile yarıştırmak gibi bir tutum içerisine giriyorsa bu haddini bilmezliktir. Herhangi birisinin siyasi alanla, dini alanı mukayese etmesi mantık dışıdır.
Böyle bir şey asla kabul edilemez. Hiç kimsenin hazreti peygamberin tebliği ile siyasi partiyi mukayese etmemesi gerekir.
Sayın Kılıçdaroğlu meselelere nasıl yaklaşıyor? Sayın Kılıçdaroğlu genelde saat 22.00’de gençlere, topluma sesleniyor. Türkiye’ye demokrasi getireceğinden bahsediyor, hukuka vurgu yapıyor. Fakat bir meseleye nasıl yaklaşıyorsunuz dediğinizde, hemen hukuk dışına çıkıyor. ‘Ben gelirsem serbest bırakacağım’ demek siyasetin bu alana müdahale etmesidir. Yargısal süreçlerle ilgili olarak yeni bir mekanizma önerse. Ya da başka bir değerlendirmenin yapılması gerektiğini söylese kendince bir şey söylemiş olur. Ama o alana bırakmıyor. Evet bir yerde haksızlık varsa tabii ki üstüne gitmek gerekir. Burada cari açık vardır. FETÖ ile CHP nasıl mücadele edecektir? Bu sözlerin oluşturduğu cari açık çok büyüktür. Ülke siyasi tarihimizin en ağır tehditlerinden birini atlatmıştır. Şehitlerimiz var gazilerimizin hayatta, bütün bunlara hürmeten daha dikkatli bir dil kullanılması gerekir. Terör örgütüne umut anlamına gelebilecek bir imada ya da bir cümle kurmaktan kaçınan bir yaklaşım ortaya koymak gerekir.
Kendi partinden birisi seçilmiş cumhurbaşkanı seçimsiz göndermekten bahsedecek ama bunlara susacaksın. Bu çifte standardın bir örneğidir.
Yunanistan’ın sosyal medya hesabından kutlandığı, Türkiye’nin ki de bir kutlama yayınlanmıştı. Daha sonra silinmiş. Milli Savunma Bakanlığımız bu konudaki rahatsızlığımızı NATO’ya iletti. Onlar bir değerlendirme yapıp bildireceklerdi. Birkaç dakika önce gelen habere göre silahlı kuvvetler günü mesajı olarak yayınlamışlar. Burada iletilen rahatsızlığımızın NATO tarafından gereğinin yapıldığı gibi bir sonuca varabiliriz. Olayın ilk anından itibaren bakanlıklarımız gereken takibi yapmıştır. Dışişleri, Milli Savunma Bakanlığımızın yaptığı takipler neticesinde sonuç alınmış gözüküyor.”
Hibya Haber Ajansı