Ağız ve dişlerde ihmale gelmez 5 sorun / Haberin Peşinde Urfa
İlk diş hekimi ziyaretinin en erken 6 aylıkken, en geç de 12 aylıkken yapılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dt. Işıl Can çocuklarda giderek yaygınlaşan ağız ve diş sorunlarını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Çocuk Diş Hekimi Işıl Can, diş ağrısının çocuklarda gözardı edilmemesi gereken önemli bir sorun olduğunu söyledi. Can, “Diş kaynaklı ağrılar bazen de diş yerine baş ve kulak ağrısı şeklinde kendini gösterebiliyor. Ebeveynler özellikle küçük çocuklarda süt dişi nasıl olsa düşecek diyerek ağrıyı önemsemeyebiliyorlar ancak süt dişi çürükleri hızlıca kökte enfeksiyona neden olup çene, yüz bölgelerinde şiddetli apse ile sonuçlanabiliyor. Çocukta enfeksiyon yayılım hızı yetişkinden daha hızlı bir şekilde endişe verici boyutlara gelebilirken, şiddetli enfeksiyon tablolarında çocuğun hastaneye yatması ve damaryolu açılması gerekebiliyor.” ifadesini kullandı.
Travmanın özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda ki etkilerine değinen Işıl Can, “Düşme, kaza, şiddet içerikli hareketler ve çeşitli spor aktiviteleri sonucunda çene, yüz bölgesinde travmaya sık rastlanırken, dişler de bundan zarar görüyor.” ifadesine yer verdi.
Yapılan çalışmaların; travmaya genellikle 8-12 yaş aralığında maruz kalındığını söyleyen Pedodontist Işıl Can şöyle konuştu:
“Bunun bizim için önemi; bu yaş grubunda genellikle etkilenen dişler daimi ve kök gelişimi tamamlanmamış dişlerdir. Bu dişlerin çeşitli nedenlerle enfekte olması durumunda tedavileri büyük önem taşımaktadır. İlgili dişlerin erken kaybı durumunda ileri dönemlerde yapılacak olan implant, protez gibi uygulamalar zorlaşmaktadır. Travma sonucunda görülen dişin yerinden çıkması, gömülmesi vb. durumlarda dakikaların bile önemi oldukça fazladır. Bu nedenle bu çocukların kaza sonrası hızlıca diş hekimine getirilmesi büyük önem taşımaktadır.”
Lezyon ve yara
Ağız içinde görülen lezyon ve yaraların takibinin çok önemli olduğunu vurgulayan Uzm. Dt. Işıl Can, “Tekrarlayan aftlar çocuklarda vitamin ve mineral eksikliğinin bir işareti olabiliyor. Bazı viral ve bakteriyel enfeksiyonlarda da ağız içinde görülen semptomlar sistemik belirtilerden önce seyredebilmektedir. Ağız içinde görülen iyileşmeyen lezyonlar ağız içi kansöröz oluşumların habercisi de olabildiğinden, bu lezyonların takibi ve görülen değişiklikleri diş hekimine bildirmek oldukça önemlidir” uyarısında bulundu.
Diş kayıpları
Çocukların ağız ve diş sağlığı açısından göz ardı edilmemesi gereken önemli bir sorun olan diş kayıplarına dikkat çeken Uzm. Dt. Işıl Can, “Süt dişlerinin kendiliğinden düşmesi sağlıklı bir durum ancak bazen enfeksiyon, çürük ya da travmaya bağlı erken kayıplar yaşanabiliyor. Bu durumlarda ‘altından zaten yeni diş çıkacak’ diye düşünmemek gerekiyor. Çünkü erken süt dişi kayıplarında kaybedilen dişin önündeki ve arkasındaki dişler zamanla çekim boşluğunu kapatmaya, üst diş de boşluğa doğru uzamaya başlıyor. Çekim boşluğu kapanmaya başladığı zaman gelecek olan daimi diş, vakti geldiğinde doğru pozisyonda çıkamıyor ya da gömülü kalıyor” dedi.
Bebeklik dönemindeki bazı alışkanlıklara değinen Uzm. Dt. Işıl Can, “Çocukların bebeklik döneminde görülen bazı alışkanlıkları da tavsiye edilen yaşlarda bırakılmadığı takdirde dişlerde ve çene-yüz yapısında bazı bozukluklara yol açabiliyor. Örneğin; uzun süreli emzik emme ve parmak emme gibi alışkanlıklar üst dişlerin daha önde konumlanmasına, ısırma sırasında ön dişlerin kapanmamasına neden olabiliyor. Bu sorun süt dişlerinde ve alışkanlığın ilerleyen yaşlarda da devam etmesi durumunda daimi dişlerde görülmektedir. Bu nedenle 2.5-3 yaşlarına gelmeden bu alışkanlıkların bırakılması çok önemlidir. Alışkanlığın bırakılmasında çocuğun ikna edilemediği durumlarda ortodontik apareylerden yararlanılmaktadır.” şeklinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı