ABD Türkiye’nin enerji kaynaklarına kafayı taktı / Haberin Peşinde Urfa
Corona virüsü ve Ayasofya’nın yeniden camiye dönüştürülmesi gündemdeki yerini korurken Rus gazını Türkiye’ye taşıyan TürkAkım projesinde gaz akışı başladı ancak ABD’nin yaptırım tehditleri devam ediyor. 2015’te yüzde 55,31 olan Rusya’nın Türkiye’nin gaz ithalatındaki payı, 2020’nin ilk dört ayında yüzde 23,56’ya geriledi. Uzmanlar Sovyetler Birliği ile imzalanan gaz anlaşmasında da, Mavi Akım’da da ABD’den benzer tehditlerin geldiğini ancak projelerin tamamlandığını hatırlattı. Öte yandan, son yıllarda ABD’nin tehditlerinin doğrudan etkilediği alan İran’dan petrol ithalatı oldu. Haziran 2019’dan bugüne İran’dan ham petrol ithal edilmedi. Türkiye’nin ABD’den ithal ettiği sıvı doğalgaz ithalatı ise ilk dört ayda yüzde 4,48 iken, bu yıl ilk dört ayda yüzde 10’a yükseldi.
Rus gazını Karadeniz üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya taşıyan TürkAkım doğalgaz boru hattı projesinde gaz akışı başladı ancak ABD’nin tehditleri devam ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo geçen hafta yaptığı açıklamada, Rus gazını Almanya üzerinden Kuzey Avrupa ülkelerine taşıyan Kuzey Akım doğalgaz boru hattı projesiyle birlikte TürkAkım’ı da hedef almış ve “Projeden hemen çıkın ya da ortaya çıkacak riski göze alın” ifadelerini kullanmıştı.
ABD’den daha önce de TürkAkım’ı hedef alan yaptırım tehditleri gelse de proje tamamlandı ve gaz akışı başladı. Peki ABD’nin tehditleri ne anlama geliyor, ABD bu alanda yaptırımlar konusunda adım atar mı?
“ABD HER YENİ PROJEDE TEHDİT EDİYOR”
Sozcu.com.tr’ye konuşan GazDay Genel Müdürü Mehmet Doğan, Rusya ile Türkiye arasındaki her yeni proje ya da sözleşme döneminde ABD’den bu tür tehditler geldiğini hatırlattı.
1984 yılında imzalanıp 1987 yılında gaz akışının başladığı Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki gaz anlaşmasında da, 1997’de imzalanıp 2003’te devreye alınan ve Rus gazını Karadeniz üzerinden Türkiye’ye taşıyan Mavi Akım projesinde de ABD’nin yaptırım tehditlerinin söz konusu olduğunu hatırlatan Doğan, ABD’nin bu tehditlerinin gelenekselleştiğini, rahatsızlığını belli ettiğini ancak projelerin de hayata geçtiğini dile getirdi.
2021’de Türkiye’nin Rusya ile uzun vadeli gaz kontratlarından birinin sona ereceğini de hatırlatan Doğan, Türkiye’nin günlük gaz giriş kapasitesini artırarak Rus gazına bağımlılığı azalttığına dikkat çekti.
Mehmet Doğan, giriş kapasitesindeki artış ve farklı ülkelerden alımlar nedeniyle Türkiye’nin Rusya’ya karşı elinin güçlendiğini, daha kısa vadeli, al ya da öde taahhüdü olmayan ve daha ucuz alımın mümkün olduğunu dile getirdi.
RUS GAZININ PAYI AZALDI
Türkiye’nin doğalgaz ithalatında 2015’te yüzde 55,31 olan Rusya’nın payı sonraki yıllarda kademeli olarak geriledi ve 2020’nin ilk dört ayında yüzde 23,56’ya kadar düştü.
Azeri gazının payı ise 2017’de yüzde 11,85 iken 2020’nin ilk dört ayında yüzde 33,16’ya sıçradı. Spot LNG ithalatının yapıldığı ABD’nin payı ise geçen senenin ilk dört ayında yüzde 4,48 iken, bu yıl ilk dört ayda yüzde 10’a yükseldi. Azeri gazının Rus gazına göre fiyat avantajı bulunmazken, yüksek alım garantilerinin altında kalındığı için 2019’da Rusya’ya 2,6 milyar dolar olan “al ya da öde” faturasının, bu yıl daha da artması riski bulunuyor.
Rusya ile Türkiye arasında var olan yıllık 16 milyar metreküp kapasiteli Mavi Akım doğalgaz boru hattına ek olarak 2020 yılı itibarıyla 15,75 milyar metreküp kapasiteli TürkAkım hattı devreye girmişti.
İRAN’DAN PETROL İTHALATI SIFIRLANDI
ABD’nin yaptırım tehdidinin Türkiye’nin enerji politikasında doğrudan etkilediği alan, İran’dan petrol ithalatı oldu.
2017’de yüzde 44,6’ya kadar yükselen Türkiye’nin ham petrol ithalatında İran’ın payı, 2019’da ABD yaptırımlarının devreye girmesiyle yüzde 6,78’e geriledi. 2020’de ise ilk dört ay itibarıyla sıfır oldu.
Türkiye, Haziran 2020 itibarıyla İran’dan ham petrol ithalatını durdurdu.
Türkiye’nin doğalgaz ithalatında İran’ın payı 2019’da yüzde 17,11 iken 2020’nin ilk dört ayında yüzde 11,38’e geriledi.