Merkez’in faizi indirimi mevduatı vurdu, kredileri düşürmedi: İşte nedenleri… / Haberin Peşinde Urfa
Merkez Bankası’nın faiz indirimi sonrası kurla birlikte tahvil faizleri de sert yükseldi. Kredi faizlerinde düşüş görülmezken, TL mevduat faizleri sert düştü. Prof. Dr. Hakan Kara, bu durumun nedenlerini sozcu.com.tr’ye anlattı. Merkez Bankası (TCMB) 23 E…
Merkez Bankası’nın faiz indirimi sonrası kurla birlikte tahvil faizleri de sert yükseldi. Kredi faizlerinde düşüş görülmezken, TL mevduat faizleri sert düştü. Prof. Dr. Hakan Kara, bu durumun nedenlerini sozcu.com.tr’ye anlattı.
Merkez Bankası (TCMB) 23 Eylül’de politika faizini yüzde 19’dan yüzde 18’e çekti ancak kredi faizlerinde kayda değer bir düşüş olmadı. Üstelik tahvil faizlerinde sert yükseliş görüldü.
TL mevduat faizinde ise sert bir düşüş görüldü.
Eylül başında 8,30’un altında olan dolar/TL kuru, TCMB’nin önce faiz indirim sinyali vermesi, 23 Eylül’de faiz indirmesi, sonrasında da faiz indirimine devam mesajı vermesiyle bugün 9,24’e kadar yükseldi.
Kur artışı enflasyon beklentilerini bozarken, piyasa faizlerinde de yükseliş görüldü.
10 yıllık tahvil faizi bugün yüzde 20 ile Mayıs 2019 sonrasındaki dönemin zirvesine yükseldi.
İHTİYAÇ KREDİSİ FAİZİNDE AZALMAK BİR YANA ARTTI
TCMB verilerine göre, bankaların ihtiyaç kredilerinde ağırlıklı ortalama faiz oranı 17 Eylül haftasında yüzde 23,1 iken, 8 Ekim haftasında yüzde 23,4 oldu.
Böylece TCMB’nin faiz indirimi kararı ihtiyaç kredilerinde bir faiz indirimi getirmemiş oldu.
Konut faizlerinde ortalama krediler 17 Eylül haftasında yüzde 17,9 iken, 8 Ekim’de de yüzde 17,9 olarak açıklandı.
Taşıtta kredisinde aynı dönemde faizler yüzde 21,3 ile yatay seyir izledi.
Ticari kredi faizleri ise bu dönemde 0,3 puanlık kısmi düşüşle yüzde 21,3’ten yüzde 21,0’a geriledi.
Böylece vatandaş için kredi faizlerinde iki haftada ciddi bir değişim olmamış oldu.
TAHVİL FAİZLERİNDE SERT YÜKSELİŞ
Faiz indirimi kararının ardından tahvil faizlerinde ise sert yükseliş görüldü. 3 Eylül’de yüzde 16,98, 22 Eylül’de yüzde 17,35 olan olan 10 yıllık tahvil faizi, faiz indirimi sonrasında enflasyon beklentileri ve döviz kurlarındaki sert yükselişle birlikte bugün yüzde 20’yi gördü.
Tahvil faizlerindeki yükseliş, devlet ve özel sektörün tahvil ihracında borçlanma maliyetlerini artırırken, ellerindeki tahvillerin değerini düşürüyor.
MEVDUAT FAİZİNDE SERT DÜŞÜŞ
Merkez Bankası’nın faiz indirimi en çok parasını TL’ye yatıranları olumsuz etkiledi. Döviz kurları bu dönemde hızla yükselirken, zaten mevcut enflasyona göre ekside olan TL mevduattaki reel faiz daha da geriledi.
3 aylık mevduatta ortalama faiz 17 Eylül’de yüzde 19,1 iken 8 Ekim’de yüzde 18,2’ye geriledi. Üç haftada düşüş 0,9 puan ile TCMB’nin 1 puanlık faiz indirimine yakın oldu.
FAİZ NEDEN KREDİDE DEĞİL MEVDUATTA DÜŞÜYOR?
Merkez Bankası’nın eski başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, TCMB’nin faiz kararı sonrasında piyasa faizlerindeki gelişmeleri sozcu.com.tr’ye değerlendirdi.
“TCMB politika faizi çok kısa vadeli bir faiz. Mevduat da kısa vadeli, ortalama vadesi 40-50 gün” diyen Kara, “Bankalar açısından TCMB fonlaması ve mevduat neredeyse birbirinin ikamesi olduğu için TCMB faizindeki düşüş mevduata birebir yansır” ifadelerini kullandı.
Uzun vadeli faizlerin ise TCMB faizinden ziyade enflasyon beklentisi ve enflasyon riski tarafından belirlendiğine dikkat çeken Kara, “TCMB’nin enflasyonla mücadeleyi ikinci plana atarak kısa vadeli faizleri indirmeye devam etmesi enflasyon beklentilerini olumsuz etkiledi, geleceğe dair fiyatlama belirsizliğini artırdı. Bu da bankalar açısından vade riskinin artmasına neden olarak uzun vadeli faizlerin yukarı gitmesine neden oluyor” dedi.
“Tüketici kredileri faizleri daha çok uzun vadeli olduğu için bankalar vade riski nedeniyle tüketici kredi faizlerini indirmek istemiyor” diyen Kara, ticari kredi faizlerinde az da olsa düşüş olmasına ilişkin “Öte yandan ticari kredilerin önemli bir bölümü rotatif dediğimiz gecelik faize endeksli faizler, yani efektif vadesi çok kısa. Bu nedenle bankalar mevduat faizindeki düşüşü ticari kredilere yansıtabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kara, “Özetle, banka faizleri arasındaki ayrışan hareketler büyük ölçüde vade farkından ve enflasyon riskinin fiyatlanmasından kaynaklanıyor” dedi.