Ahmet Davutoğlu, partisinin 1. Olağan Genel Kongresi’nde konuştu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin 1. Olağan Genel Kongresi’nde önemli açıklamalarda bulundu.
İnsan onurunu öncelediklerini, kimsenin hasmı olmadıklarını ifade eden Davutoğlu, “Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türkiye’nin sorununu çözemeyenler vardır, sorunlardan beslenenler vardır” dedi.
Davutoğlu, “Türkiye yeterince geçmişte yaşadı, Türkiye’nin bugününü yönetemeyenler de hep geçmişe sığındılar, ama sonra da geçmişte eleştirdikleri aktörlerle omuz omuza verdiler. Bunların ortaya çıkarttığı karamsar tablo baştan aşağı değişecektir inşallah” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şu şekilde:
326 gün önce 12 Aralık 2019’da zorlu ama kutlu bir yola çıkmıştık. Ne badireler, ne zorluklar, ne imkansızlıklar, ne baskılar aşarak bugüne ulaştık. Büyük kongremiz sizlerin inancıyla, alın teriyle, geleceğimize duyduğunuz güvenle hayata geçti.
Türkiye’yi tabulardan, korkulardan, yasaklardan, yoksulluktan, yolsuzluktan ve yalandan kurtarmak için buradayız. İstiklal marşımızdan feyz alarak, “Korkma” diye haykırarak yola çıktık.
Gençlerimize, kadınlarımıza, yaşlılarımıza “Korkma” diye seslendik. Bu liyakatsiz, ciddiyetsiz, 28 Şubat ve eski Türkiye artığı iktidardan korkmayın. Onlar sizin alın terinizi çarçur etmekten, Türk lirasını ayağa düşürmekten korkmadılar.
İktidar korkuyor. Muhalif gazetecilerin karşısına çıkmaktan korkuyor. Muhalefet partilerinden korkuyorlar. Muhalefet liderleri ile konuşmaktan, karşı karşıya gelmekten korkuyorlar, çünkü verecekleri cevap yok. En kötüsü halktan yani sizden korkuyorlar.
Avrupa’da tarih cahili ve dışlayıcı liderlik örneğini temsil eden Macron benzeri liderler Avrupa kültürünün temelini teşkil eden metinlere baksalardı bu evrensel mesajın izlerini ve Endülüs başta olmak üzere İslam medeniyet mirasının birikimini görürlerdi.
Ne Macron gibi cahillerin İslam karşıtlığına geçit verin; ne de İslam adına hamaset yapıp İslam’ın en temel evrensel değerlerini değersizleştirenlere prim verin!
Daha düne kadar beraber olduğu dava arkadaşlarının farklı fikirlerine bile tahammül edemeyen ve her türlü hakaret ve iftira dili ile mukabelede bulunan yaklaşım sahipleri Cumhurbaşkanlığı makamının birleştirici kudretini hayata geçirebilirler mi?
Son dönemde ulusal, bölgesel ve uluslararası düzlemlerde yaşanan krizler tarihin rahmindeki doğum sancılarıdır. İşte Gelecek Partisi böylesi kritik bir eşikte milletimizin özlemlerine cevap oluşturacak bir gelecek vizyonu ile tarih sahnesine çıkmıştır.
Türkiye bugün üç büyük krizin içerisindedir. Bu krizlerin birincisi işçinin, köylünün, memurun, işverenin, kadınların, gençlerin, emeklilerin ve milyonlarca işsiz kardeşlerimizin iliklerine kadar hissettikleri ekonomik krizdir.
Bu krizlerin ikincisi bütün siyasal hayatımızı, devletin karar alma kabiliyetini, kurumların işlemesini, yargının çalışmasını, yasamanın işini yapmasını felç etmiş olan siyasal krizdir.
Ekonomik ve siyasi krizin yanında baş etmemiz gereken bir üçüncü krizimiz daha var. Bu kriz ikisinden de daha büyüktür. Bugün Türkiye’nin en büyük krizi, yönetme kabiliyetini, karar alma iradesini kaybetmiş ve paralel bir evrende yaşayan bu iktidardır.
Ekonomik krizler de siyasal tıkanmalar da aşılabilir. Ancak bugün bırakın bu krizleri aşmayı bu krizlerin varlığını bile kabul etmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Kafasını kuma gömen bu iktidar milleti de milletin dertlerini de ne görüyor ne de duyuyor.
Demokrasimizi kalıcı şekilde kurumsallaştırarak ülkemizi gelecek asırlara taşıyacağına inandığımız tam demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizi 9 Kasım Pazartesi günü kamuoyumuz ile paylaşacağız.
“Serok Ahmet” ifadesini bir hakaret unsuru gibi kullanan bir siyasi akıl, Kürt vatandaşlarımıza Cumhuriyetimizin eşitleştirici ve birleştirici özüyle ya da demokrasinin özgürleştirici niteliğiyle yaklaşabilir mi?
Eğer Sayın Bahçeli’nin ve bugün iktidar sahiplerinin bilmeden övünerek cihan devletleri diye andıkları Selçuklu ve Osmanlı devletlerimiz yönettikleri halkların dillerine küçümseyerek baksalardı cihan devleti niteliği kazanamazlardı.
Sayın Bahçeli, bölücülükle mücadele etmek istiyorsa Kürtçeyle ve bizimle uğraşacağına, seçim kazanmak için ‘Apo’dan mektup getirenlerle, kırmızı bültenle aranan kardeşi Osman Öcalan’ı devlet televizyonuna çıkaranlarla uğraşsın.
Vatandaşlarımızın diliyle, diniyle, mezhebiyle alan eden, onları tahkir eden yaklaşım sahipleri hem kendileri bölücülük yapmış olurlar hem de bölücü terörün ekmeğine yağ sürerler.
Bugünkü iktidar sahipleri de, Kürt vatandaşlarımızın iradesini kendi mülkü zanneden bölücü terör örgütü temsilcileri de bizden korkarlar ve partimizin yükselmesini tehdit olarak görürler. Çünkü biz ne KCK ne de Kayyum diyoruz.
İşte Gelecek Partisi bünyesinde bu salonda ve Türkiye’nin her yerinde Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi kardeşlerimiz omuz omuza ele ele. Onlar bu manzaralardan rahatsız.
Bugün halkımızın karşı karşıya kaldığı yoksullaşma insan onurunu tahrip edecek noktaya gelmiştir. Koalisyon iktidarı ise bu yoksullaşma karşısında bir yandan halka tepeden bakan bir kibir diğer yanda ise ne yaptığını bilmez bir acziyet sergilemektedir.
Bu zor şartlarda dahi ümitsizliğe kapılmayınız. Türkiye’nin hiç bir sorunu çözülemez değildir. Gelecek Partisi olarak çözüm üretmediğimiz ve teklif etmediğimiz hiç bir konuyu eleştirmedik.
Türkiye yeterince geçmişte yaşadı, Türkiye’nin bugününü yönetemeyenler de hep geçmişe sığındılar, ama sonra da geçmişte eleştirdikleri aktörlerle omuz omuza verdiler. Bunların ortaya çıkarttığı karamsar tablo baştan aşağı değişecektir inşallah.
Biz kimsenin hasmı değiliz ve bizim dünyamızda kin değil muhabbet, öfke değil basiret, ademe mahkum etme çabası değil geçmişte ne yaşanmış olursa olsun her ademoğluna saygı vardır.
Türkiye’nin geleceği parlaktır. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türkiye’nin sorununu çözemeyenler vardır, sorunlarından beslenenler vardır, ama çözülemeyecek sorunu yoktur.
Gelecek bizimdir, gelecek milletimizindir, gelecek Türkiye’nindir. Hiç bir şey bitmedi; her şey bugün burada başkentimizde büyük kongremizde yeniden başlıyor. Birinci olağan genel kongremiz hayırlara vesile olsun.