Rona Yırcalı: Hayatımda TEV’den büyük yatırım yok / Haberin Peşinde Urfa
Türkiye’nin okul yaptırıp devlete bağışlayan ilk ailesi Yırcalıların 200 yıllık eğitim aşkı… Türk Eğitim Vakfı (TEV) Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, “Hayatımda 40 yıldır Türk Eğitim Vakfı’nda okuyan çocuklarımızdan daha büyük bir yatırımım yok” dedi.
Hayatını, imkanları kısıtlı çocukların iyi eğitim almasına adayan Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Yırcalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, çocukluğundan bugüne kadarki heyecanları, hayalleri, sevinçleri, üzüntüleriyle yüreğinin kapısını SÖZCÜ‘ye açtı.
KÜRESEL GURURUMUZ
“Üniversiteyi ABD’de okudum ve 1970’te Türkiye’ye döndüm. O günden bu yana 50 yıldır bir hafta tatil yapmadan, hafta sonları da dahil çalıştım. Sabahları 06:00’da kalkarım ve günde en az 12 saat çalışırım. Merkezi Paris’te olan ve 140 ülkede 2 binden fazla odanın üst kuruluşu Dünya Odalar Federasyonu Başkanlığı göreviyle ülkemizi temsil etmek bir Türk olarak ilk defa bana nasip oldu. 3 dönem başkanlık ve şeref başkanlığı yaptım. Halen şeref üyesiyim. Benim için büyük mutluluktu.”
ATATÜRK’ÜN ASKERLERi
Yırcalı soyadı, Soma’ya bağlı Yırcalı köyünden geliyor. Aile, 5 kuşaktır Balıkesir’de yaşıyor. Atatürk, Samsun’a yola çıktığında Balıkesir’de Kuva-i Milliye’nin öncülerinden 40 Bayrak Hareketi içinde dedeleri Yırcalızade Şükrü Efendi de yer alıyor. Eğitim aşkları 2 asır önce ‘Koca Müftü’ diye tanınan dedeleri Ali Şuuri’nin okul bağışıyla başlıyor. Anne tarafından dedesi M. Hasbi Koray, babası Sırrı Yırcalı, annesi Müşerref Yırcalı dahil 4 okul, yurt ve yuva bağışları var.
YASSIADA FELAKETİ
“Amcam İbrahim Sıtkı Yırcalı, DP’nin kurucusu ve ilk bakanlarındandı. Babam Sırrı Yırcalı da 1954’de 35 yaşında Balıkesir’den en genç milletvekili oldu. 1958’de ikinci kez seçildi. 27 Mayıs 1960 İhtilalinde ikisi de tutuklandı. Aynı aileden 2 kardeşin Yassıada’ya ve Kayseri Cezaevine gönderildiği tek örnektik. O zaman 16 yaşında Robert Kolej’de öğrenciydim. Kardeşim Demet Egeli daha 10 yaşındaydı.”
YOKSULLUĞU GÖRDÜK
“DP’lilerin mal varlıklarına el konuldu. Bankadaki paradan temel ihtiyaçlar için bir miktar almamıza izin verilirdi. Annem Müşerref Yırcalı ile gidip parayı çekerdik. İşadamı çocuğuydum, babamın işleri devam etse de, parayı kullanmamıza izin verilmezdi. Yokluğu görüp, çaresizliği yaşadım.”
BABAM HiÇ KONUŞMADI
“Babam 1964’te hapisten çıktı. Yassıada’yı bir daha hiç konuşmadı ve hiç anlatmadı. 1950’lerde DP ile başlayan çok partili demokrasi hareketi, 1960 İhtilaliyle ilk kez kesintiye uğradı. Sonraki yıllarda da kesintiler olsa da, ilk önemli kırılma 1960’tı. Türkiye 1960 ihtilalini yaşamasaydı, demokrasi yolculuğunda bugün çok köklü bir yerde olacaktı.”
Babası Sırrı Yırcalı
BURS TALEBi ÇOK ARTTI
Başkan Rona Yırcalı, “Türkiye’de eğitime daha çok destek verilmesi gerekiyor. Vakıflar ve iş insanları destek olsa da, yetmiyor. Okumak isteyen maddi desteğe ihtiyacı olan çok çocuk var. TEV’e her yıl burs için müracaat eden üniversite öğrencilerinin sayısı son yıllarda gittikçe arttı. Az ya da çok hayırseverlerin eğitime katkısı ülkenin ve gençlerin geleceği için çok değerli”
VEHBİ KOÇ’UN TAKDİRİ
“Vehbi Koç, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden 207 hayırsever bulup, 1967’de TEV’i kurmuş. Onlardan biri de babam Sırrı Yırcalı’dır. Vehbi Bey babamı çok severdi. Benim çalışmalarımı da takdir etti ve yönetime girmemi arzu etti. 1980’de bende Vehbi Koç tarafından yönetime seçildim. Hayatımda, 40 yıldır hizmet ettiğim TEV’ de okuyan çocuklarımızdan daha büyük bir yatırımım yok. Zaten, hayattaki ikinci mutluluğum da TEV’de yapmaya çalıştığım vazifemdir. ”
HAYATIMDA YAŞAMADIM
“Bir deniz kenarında oturup denizi seyrettiğim, kafamın tamamen boş olduğu bir günü hayatımda yaşamadım. Maddi ve manevi yardım etme imkanını kaçırdığım çocuklar için çok üzülürüm. Çünkü benden yardım isteyip de ulaşamadığım çocuklar olabilir.
Ayrıca işleri zamanında iyi olup da sonradan bozulmuş insanların çocuklarını da desteklerim ama üzüntüsü hep kafamdadır. Çocuklarım Sırrı Yırcalı ve Sinan Yırcalı’ ya da özellikle küçükken yeterince zaman ayıramamak,da benim için derin bir üzüntüdür.”