100 bin taşeron kapma savaşı / Haberin Peşinde Urfa
Hak-İş, hükümete yakınlığı sayesinde üye yaptığı taşeron işçileri elde tutmak için sendikal sisteminin değiştirilmesini istedi. Türk-İş, Hak-İş’i 73 yıldır uygulanan sistemi bozmaya çalışmakla suçladı.
Ekonomideki kriz yetmezmiş gibi şimdi de en büyük iki işçi konfederasyonu arasında taşeron işçi tartışması çıktı. Sendika yasası gereği taşerondan kamuya geçen bütün sendikalı işçilerin 1 Kasım’dan itibaren kendi iş kollarındaki sendikalara geçirilmesi gerekiyor. Ancak Hak-İş, sürpriz bir açıklamayla yasanın değiştirilmesini ve geçişlerin iptal edilmesini istedi. Türk-İş, Hak-İş’i 73 yıldır uygulanan iş kolu sendikacılığı sistemini bozmaya çalışmakla suçladı. Yasanın uygulanmasıyla birlikte Hak-İş Başkanı Mahmut Aslan’ın aynı zamanda başkanlığını yaptığı kendi sendikası Hizmet-İş’in yaklaşık 100 bin işçiyi Hak-İş’e ve Türk-İş’e bağlı farklı sendikalara bırakmak zorunda kalacağı belirtiliyor.
EN BÜYÜK SENDİKA TEHLİKEDE
Türkiye’de sendikalar yasa gereği sadece iş kolunda örgütlenme yapabiliyorlar. Ancak kamudaki taşeron işçilerde bu kural istisnai olarak uygulanamadı. Taşeron ihaleleri temizlik, yemek, güvenlik, ulaşım gibi farklı alanlarda yapıldığı için kamu ihalelerini kazanan şirketler kendi bünyesinde görünen işçileri zorunlu olarak sendikalı yaparlarken iş kolu kuralı işlemedi. Bu süreçte Hak-İş’e bağlı Hizmet İş sendikası hükümete yakın olmanın avantajıyla tıpkı memur sendikalarında olduğu gibi üye sayısını olağanüstü artırdı. 2014’te 83 bin üyesi olan Hizmet-İş 2019’a kadar olan sürede üye sayısını 310 bine kadar çıkararak Türkiye’nin en çok üyeye sahip sendikası oldu.
Yasanın uygulanmasıyla Hak-İş Başkanı Mahmut Aslan’ın aynı zamanda başkanlığını yaptığı Hizmet-İş, 100 bin işçiyi farklı sendikalara bırakmak zorunda kalacak.
İşçiler taşerondan kamuya geçirilirken bu istisnai durumun belediyelerde 1 Temmuz 2020, kamu kurumlarında 1 Kasım 2020 tarihi itibariyle ortadan kaldırılması, işçi hangi kurumda çalışıyorsa o kurumdaki asıl iş kolunda örgütlü sendikaya geçiş yapması yasayla hüküm altına alındı. 1 Temmuz’da belediyelerdeki işçiler için bu kural işledi. Ancak sıra kamuya gelince Hak-İş itiraz edip çalışma hayatına yönelik yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Çünkü yasa uygulanırsa Hizmet-İş en büyük sendika olma unvanını, Hak-İş de Türk-İş’i geçme hayalini kaybedecek.
İŞ YERİNDE HUZUR KALMAZ
Bir çok ülkede uygulanan iş kolu sendikacılığı Sendikalar Kanunu gereği 1947’den bu yana aralıksız olarak Türkiye’de de uygulanıyor. İş yerlerinde huzurun kaçacağı, işletmelerin çalışamaz hale geleceği gerekçesiyle iş yeri ya da mesleklere göre örgütlenmeye izin verilmiyor. İş kolu kuralına göre, bir işyerinde hangi iş asıl iş ise diğer yardımcı işler de asıl işten sayılıp örgütlenme o işyerindeki o iş kolunda gerçekleşiyor. Örneğin hastanelerde doktor, hemşire, ebe gibi asıl işi yapan sağlık işçileriyle birlikte hastanelerdeki aşçı, şoför ve güvenlik personeli de hep birlikte sağlık iş kolunda örgütleniyor.